28.Bölüm

251 11 0
                                    

Yüreğimde senin resmin,
kulağımda senin sesin,
ve içimde sana kavuşma ümidi,
Bu sabah beni sarhoşa döndürdü.

Nazım Hikmet.

Ece ' den

Arda gilin süprizi bizi çok mutlu etmişti.Onun karşımda yeni traş olmuş üniforması üzerinde maviş gözleriyle bana bakması nefesimi kesiyordu.Ama aynı zamanda yeniden nefes almamı da sağlıyordu.Belki aramızda sözlü bir konuşma geçmedi ama gözlerimiz birbirimize olan özlemimizi haykırırken duramadım sonrasını düşünmeden sevdiğim adama sıkıca sarıldım.Ona sarılmamla ferahlatıcı kokusunun burnuma dolması bir oldu.Ben onun kokusunu soluyarak bayram ederken onun kolları da bedenimi sardı.Sonra hiç beklemediğim birşey yaptı.Burnunu saçlarımın üzerine getirip kokladı.Ardından saçlarıma uzun bir öpücük bıraktı.

Bu hareketi elimi ayağımı birbirine dolarken sanki bana kalp krizi geçirmeye yemin etmiş gibi kulağıma doğru eğildi.Sıcak nefesini boynumda hissederken bende zaman mekan kavramı kaybolmuştu.Hatta şuan Arda beni tutmasaydı ayakta durabilir miydim pek emin değilim.Kalın ve erkeksi sesi kulaklarıma doldu.

"Bu bu zamana kadar aldığım en güzel karşılama.Hayatıma iyi ki girdin Ecem.Senden önce boşluklarda dolu hayatım seninle anlam doldu."

Ecem :Kraliçem ,Sultanım anlamlarına geliyor.

Ardanın sözlerinden sonra bedenimde istemsiz bir heycan oluştu.Ve cevap vermek için araladığım ağzımdan küçük bir hıçkırık kaçtı.Yanaklarımın yandığını hissederken başımı aşağıya eğip hıçkırmaya devam ettim.Kahretsin çok utanınca yada heycanlanınca hıçkırık tutardı beni.Arda benden ayrılıp parmaklarıyla hafif çenemi kavrayıp gözlerine bakmamı sağladı.

"Utanınca çok tatlı oluyorsun Ecem.Lütfen o güzel yüzünü saklama benden."

Mırıldanarak onu onayladım.

"Tamam."

Arda Leyla hanımın onu çağırmasıyla onun yanına giderken ablamla gözgöze geldik.Kızarmış yüzümü fark ettiğini belli edercesine sırıtıp göz kırptı.Bakışlarımı ondan kaçırıp Sevda ya çevirdim.O şuan sadece abim ile ilgileniyordu.Abim Sevdanın yüzünü kavrayıp anlını öperken Sevdanın gözleri kapanmış bu huzurlu anın tadını çıkartıyordu.Onların bu tatlı halleri hoşuma giderken gizlice telefonumu çıkartıp çaktırmadan çektim onları hepsi yorgundu gözlerindeki kızarıklık tan belli oluyordu ama onlar dinlenmeden direk bizimle buluşmak istemişlerdi.Bu çok değerli birşeydi.

Benim eski hayatımda böyle birşey yoktu.Arkadaşlarım hep çıkar ilişkisine bağlı olurdu.Ve biz hep yarış halindeydik.Gerek telefon yarışı gerek kıyafet gerekse makyaj biz iyi gün dostuyduk.Bunu en iyi anladığım zaman kötü günümde belli olmuştu.Hiçbir arkadaşım arayıp halimi hatırımı sormamıştı.Aslında beklediğim sadece bir telefondu bir iyi misin birşeye ihtiyacın var mı? Normalde dostlar böyle olur değil mi ? Ama benim doslatlarım hiç öyle olmadı.Belki de dostluk nedir bilmedikleri içindir.

Burada bulduğum dostluklar gerçekten paha biçilemez.Yusuf abinin sesiyle ona döndüm.

Yusuf :Nasılsın Ece iyi misin abim ? Birşeye ihtiyacın var ?

Ruhumun Şifası Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin