Merhabaa 🌺
Yorum yapmanız gerek diye duydum okurlarım 🚬
_
İblisin siyah kanatları dev gibi salonun ortasında göz kamaştırıcı bir gerçeklikle öylece duruyor, genç adamın kolları arasında baygınlık geçiren bedenden gözlerini alamıyordu. Jeongguk korkuyla titreyen ellerini kucağında ki bedenden çekerek onu yavaşça koltuğa bıraktı.
Şaşkındı, deli gibi şaşkındı hemde. Bir yıl, koskoca bir yıldır ona musallat olan varlığa, dudakları arasında çıkan kelimelerin çoğu küfür, hakaret olurken şimdi söylediği sözlerin pişmanlığını sadece bir kaç saniye içinde yaşamıştı.
Herşeyi beklerdi belki genç çocuk lakin, kessinlikle şuan görüş açısında siyah kanatları efsunkarca karşısında dikilirken, onun bir şeytan olduğu aklının ucuna dahi gelmezdi.
Bu zamana kadar yaşadıkları her bir anı gözlerinin önünde şerit gibi geçip giderken, dudakları kocaman açılmış bir şekilde koltukta öylece duruyor ve şaşkınlığın geçmesini bekliyordu.
Şimdi ne olacaktı? İblisin yüzü karanlıkta kalırken onun kehribar gözlerinin koltuğa bıraktığı bedende olduğunu bilmiyordu. İblisin aklından geçen tek şey, o kadını öldürmek, yok etmek iken genç çocuk ise kendisinin zarar göreceğini düşünüyordu. Çünkü iblis onu uyarmıştı. 'Yapma' demişti...
"O ağzını kapat ve yanıma gel."
İblisin kalın sesini duyduğunda daha çok oturduğu yere sinmişti bedeni. Korkuyordu, parmakları bir birine kenetli olmasına rağmen titriyor, bu yaşadıklarının tamamen bir rüya olmasını umuyordu. Genç çocuk ince kiraz gibi dudaklarını bir birine bastırmış, iblisin kehribar gözlerinin oraya kaymasına, düşüncelerini kirletmesinden birhaber, dudaklarını ısırmaya ve kanatmaya başlamıştı.
İblisin elinde bir anda sade kahverengi, siyah karışımı olan bir âsa belirdi. Büyük ve kemikli eli arasında olan âsayı genç çocuğa doğru attı. Genç havada tuttuğu âsayı avucu arasına alarak, anlamayan bir ifadeyle iblise baktı. Şayet dudakları konuşmak için hiç cesurca davranmıyor, kelimeleri bir yumru olarak yutkunuyordu.
"Obliviate, hafıza değiştirme büyüsü, sadece düşün ve hafızasının değişmesini sağla, Aster. İkimiz de kızın zarar görmesini istemeyiz değil mi?" Dedi iblis ukalaca.
Genç çocuğun gözleri hala elinde ki âsa da kilitlenlenmişti. Düşünemiyordu, az önce olan şeyleri aklının bir ucuna bırakıpta büyü yapamazdı. Yapamayacağını anlayan iblisin bir adım atmasıyla dev gibi kanatları yerde sürünmüş, genç çocuğun bakışlarının kendisine çıkmasını sağlamıştı.
"Y-yaklaşma!"
Jeongguk'un ağzından çıkan kelimeyle iblisin adımları duraksadı. 'bir zamanlar karşısında cesurca bir iblise karşı koyan büyücü, şimdi ise iblisin karşısında titriyordu.' Ne kadar da acınası bir durum, değil mi?
Kehribar gözlerin sahibi, çocuğun her kahve harelerine baktığında içi giderdi. Çok özlemişti, Aster'ini. Ceylan gibi gözlerini, beyaz tenini, kiraz gibi dudaklarını. Sahi kaç zaman geçti öpmeyeli, o dudakları...
"Aster, sakin ol ve dediklerimi tekrarla.."
Jeon'dan devam;
Esmer teni pencereden vuran ay ışığıyla parlarken, kanatları iki taraftan da bu küçük odayı kaplıyordu.
Otoriter sesini duyduğum da girdiğim transtan çıkarak gözlerimi kanatlarından çekip karanlıkta kalan yüzüne baktım.
O büyü kitabın içinde ki yazılan, ruhlar, varlıklar, hepsi bir bir gözümün önüne geldiğinde irkildim...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aster's Second Life|Taegguk
Fanfic"Paralel evrende ki bir büyücü yaptığı bir hata sonucu infazına karar verilir fakat, Tanrı'lar onu insanların yaşam sürdüğü dünyada tekrar doğmasını sağlarlar, hiç bir şey hatırlamadan. Kısacası; ikinci bir hayat vermişlerdir kendisine..." - Hikâye...