....
"Unutacağımı mı sandın? Bir şey bilmiyorum mu sandın? Her şeyin bedelini ödeyeceksin! Tüm her şeyin! Oğlumu hiç hak etmedin!"..
Meğer, içten içe bir intikam peşindeymiş bu kadın. Meğer, her şey için zamanını bekliyormuş. Yol kolluyormuş. Deli gibi kin beslerken sakin kalacağını da bekleyemezdim. Ammar'ın boş bir anını bekliyormuş. Gittiği an da işe koyulmuş. Bir canilik bu. Acizlik. Ne desem bilmiyordum. Bir şey hissedemiyordum, Bağırsam da, deli gibi yalvarsamda bu kadın bana acımazdı. Ammar kötü derdim, meğer ondan daha kötü biri varmış. Sinsice, bir şey belli etmeden intikamını alıyordu.
Ammar, iyi duyguları olduğu icin bana zarar vermezken bu kadın beni bir nebze olsun sevmiyordu. Oğluna zarar veren biriydim. Ona göre bütün bunları hak ediyordum. Onun bana yaptığı zararları neden kimse görmüyordu? Niçin?Buraya hapsedilmiştim. İkinci kez! Gözlerimin gördüğü şey; beni bu hiçbir şekilde hava almayan kapalı yerde öldürmek için tutulmuş insanüstü varlıktı. Bir köşeye sinip gözlerim yerinden çıkacakmış gibi irice karanlığa bakarken dizlerimi kendime çekerek ellerimle dizlerimi sarmaladım. Derin derin nefesler alıyordum. Ve endişe duyuyordum. İlk değil. Bir kere daha böyle bir yere kapatılmıştım. O zaman da içimde çocuğu vardı, şimdide.. Annesi bana tuzak kurmuş, oğlunun gitmesini bekliyormuş. Ammar, eğer, eğer burada olsaydı buna izin vermezdi. Beni kurtarırdı. Acı içinde bırakmazdı. Kurtarır mıydı? Annesi onun için apayrı bir yerdeydi. Belki de sesini dahi çıkartmazdı. Sesim çıkmıyordu. Bir işe yarayacağını da sanmıyordum, nefes tüketmekten başka bir sebebe yol açmazdım. Bu küçük ve havasız yerde ihtiyacım olacaktı, küçük bir nebze nefese muhtaç kalacaktım.
Işık almayan, gözlerimin etrafı zor gördüğü bir yerdi burası. Rutubet tutmuş. Havasızlığı midemi bulandıran bir yer. Burada yalnız olmamak daha çok irkiltiyordu beni. Bu kadın beni delirtmek istiyordu. Gözlerim karanlıktan ayrılmadı. O,
İran'dan ne zaman dönerdi? Uzun kalacaktı. Beni artık görmek istemiyordu. Bu yüzden unutmak için bir fırsat geçmişti eline. Bilmiyordu, muhtemelen benim başıma bir şey gelmeyecek sanıyordu. Öylece ardında bırakırken hiçbir sorun olmayacak umuyordu. Umuyor muydu? Kafamın içi durmadan sayıkladı. Ammar, bunu bilinçli mi yaptı yoksa hiçbir şeyden haberi yok muydu?.. Belki de kendisi yapamayacağı için annesine yaptırdı. Hayır, hayır.. canımın yanmasını göz ardı etseydi çok sevip değer verdiği manevi babasını benim için hiç düşünmeden bu dünyadan silip atmazdı. Canımın yanmasına asla izin vermezdi. En azından bir başkasına bunu yaptırmazdı. Kendi yapar, kendi uğraşırdı. Muhtemelen hiçbir şeyden haberi yoktu.Bilinçli yapmadı.
Beni acı da bırakmadı. O, istemez.
Bilinçli değil.
Bilinçli değil.
Nefes alışverişlerim olabildiğince hızlıyken karşı da duran şeyin usul adımlarla bana yaklaştığını gördüm. Sanki yer varmış gibi daha çok duvar dibine siniyordum. Yalnız değildim. Söylesem, durur muydu? Yüzü bile görülmeyen uzun boylu ve siyahlıktan ibaret biriydi. Galiba bu kez gerçekten ölecektim. Üzerime gelmeye devam etti. Korku dolu yaşadığım her an, kurtulmak isterken daha beterini yaşıyor gibiydim. Yerimden kalkıp başka bir dibe sinmek isterken belimden hızla yakalanmıştım. İri ve kaba bir tutulma! Koca bir çığlık attım. Bedenimi bedenine yaklaştırmıştı. Tenime nefes çarpıyordu. Bir insan mıydı?.. Korku dolu hissedip nefesim kesilirken can havliyle kaçmak istedim, ellerim tuttuğu iri elleri itmeye çalışıyordu. Çok sıkı tutuyordu. Sanki bir iple bağlanmıştım. Sanki belimi kördüğüm etmişti. Bir süre çırpınırken bir köşeye iri elleriyle hiç acımadan sertçe ve hızla itmişti beni. Büyük acı içinde çığlıklarla çarptığım yerde iki büklüm vaziyette acımı yaşarken, ellerim istemsizce karnıma gitti. Derin derin nefesler almaya çalıştım. Belki de böylesi daha iyidir. Özür dilerim, belki de gitmen için bir sebep bu. Burası iyi bir yer değil, diye kendime telkinler veriyordum. Acı hissediyorum ama sanki pek de umrumda değildi bu. Yaşadığım her şeyden sonra fiziksel acının aksine duygusal yıkım insana daha çok acı veriyordu. Her nefes aldığınızda aklınıza geldiği an size ilk gün ki gibi acı veren durumlar..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOLUDUĞUM KORKU
Literatura KobiecaYağmurlu ve sisli bir zamanı hatırlıyordu. Ruhunun ebedî çöküşlere meğer o an da tutulacağını bilemezdi. Hiç olmayacak birinden aşk itirafı aldığı gün kaderi değişmişti. Reddettiği adamın geri dönüp pes etmeyişini görünce içini korku kapladı kadının...