—————§—————
Sen misin yan yana gezemediğim?
İnce sitemini sezemediğim,
Sırrını bir türlü çözemediğim
İçimdeki çetin sual sen misin?-Yavuz Bülent Bakiler
—————§—————"Efendim bakın ben geçmişte ne yaşadıklarını bilmiyorum. Tek bildiğim şey Deniz'i çok sevdiğim. Gerçekten bana inanın. Onu çok seviyorum.. Ben onu herkesten korurum ben-." Derken yaşlı adam onu durdurdu. "Ben bu sözleri yirmi beş yıl önce de işittim evladım. Hemde senin amcandan. Ben ne yaşandığını gayet iyi biliyorum. Ve ne yaşanacağını da.. Torunuma bunu yapamam.."
"Neyi yapamazsınız? Bana da anlatın ben de bileyim. Ne yaptı benim ailem size?Elif hanıma? Ne oldu geçmişte komutanım? Amcamla Elif hanım arasında ne oldu?"
"Yeter evladım. Geçmişi hatırlamaya ne benim kalbim dayanır ne de senin kulakların. Onu unutup tarihe gömmek en iyisi. Bu yüzden bana bir daha ne oldu diye sorup durma. Yarın da çek git buradan. Deniz'i de unut." Diye bağırdı sertçe. Sonra birkaç adım atmıştı ki Toprak yaşlı adama seslendi.
"Biz çoktan evlendik komutanım. O yüzden bırakın ne olduğunu öğreneyim. Deniz bunu tek başına taşıyamayabilir ama ben yanında olursam-."
"-Sen yanında olursan daha çok zarar görür evladım. Çünkü o Harun'un kızı."
Toprak olduğu yerde kalakalmıştı. Bunu beklemiyordu. Oysa o Elif hanım'ın amcasından ayrıldıktan sonra evlendiğini düşünmüştü. "Nasıl?" Dedi kaşlarını çatarak. Birkaç adım ötedeki yaşlı adam Toprak'ın karşısına gelerek duraksadı. Gözlerindeki ağır ifade birkaç saniye Toprak'ın meraklı gözleri üzerinde gezindi. Sonra omzuna dokunarak derin bir nefes aldı. "Otur evladım. Daha öğrenecek çok şeyin var."
Yirmi beş yıl önce...
"Anne ne demek baban izin vermiyor?" Diye bağırdı Elif. Ellerini saçlarının arasına geçirmişti. Kiraz hanım donuk gözleriyle sadece elindeki örgüye bakıyordu. "Resmi nikah kıymadan ben kızımı vermem dedi. Haklı da. Bak kızım-." Diyordu ki Elif annesinin lafını bölmüştü. "Ya anne biz yapmayacağız demiyoruz ki! Sadece biraz böyle idare edeceğiz. Sonra-."
Kiraz hanım örgüsünü dizlerine sertçe bırakarak kızına döndü ve bağırmaya başladı. "- sonra ne olacak sanıyorsun ha! Sonrası yok kızım! Nerede ailesi bu çocuğun? Neden istemeye gelmediler? Neden bu çocuk ailesiyle bizi tanıştırmıyor?" Elif akan gözyaşlarını elinin tersiyle iterek annesinin dizlerinin dibine çökmüştü. Birkaç saniyelik boşlukta odayı dolduran tek ses sarkaçlı saatin gidip gelmesiydi. "Anne bende bilmiyorum neden bu kadar katı olduklarını. Ama bildiğim tek bir şey var ki o da eğer nikahlanıp gidersek mecburen bizi kabul edecekleri. Harun söz verdi anne siz de gördünüz. Beni orada ezdirmeyeceğine,gözü gibi bakacağına söz verdi.."
Kiraz hanım gözünün ucunda duran gözyaşını içine doğru akıtarak kızına sertçe baktı. "Odana git Elif! Baban gelene kadar da çıkma!" Dedi bağırarak. Elif daha büyük bir hınçla ayağa kalktı ve kapıyı sertçe kapattı. Sonrasında ise akşam büyük bir tartışma yaşadılar. Ve Elif'in kaçmadan önceki o üç günlük oda hapsi başlamıştı. İsmail bey İstanbul'da oldukça yüksek rütbeli bir deniz subayıydı. Sık sık sefere gitmesi gerektiğinden şuanda da evde değildi. Bir de erkek kardeşi vardı Elif'in. Adı Akif'ti. O zamanlarda askerdeydi. Elif üç gün boyunca odanın içinde dönüp durmuş bir yol aramıştı. Ama nafileydi. Üç günün sonunda evden kaçtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kaderimin Oyunu
Romanceİstanbul'da yaşayan üç genç kızın aşk hikayesi. Bursa'dan gelen Selma,Mardin'den gelen Dilan ve Sinop'tan gelen Deniz beklenmedik bir anda birbirlerinin hayatlarına dahil olurlar. Ayrı evlerde yaşayan Dilan ve Deniz yaşanan olaylar sonucunda Selma'...