Ben geldim. Kısa bir bölüm oldu kusura bakmayın. Ve sizin yorumlarınızı bekliyorum. Nasıl bir bölüm oldu bilmiyorum ama neyse. Lütfen yorum! ❤
Ayrıca hikayenin ilk beş bölümünü değiştirip Esved'in ağzından yazağım. Yani düzenleyeceğim. Bilginize!
Bölümde kullandığım şiir ÖZCAN BÜLBÜL'e aittir. Resmen Mirza ve Esved için yazılmış ❤❤ :D
Bölüm şarkısı ise Sezen Aksu - Gidiyorum
Neyse iyi okumalar, kocaman sevgiler.
______________
Gecenin sukûnetini böler aniden.
Terkediş üzerine söylenmiş mâniler.
_____________________"Bize yangınlar yakışır Esved. İşte sen, bu yangının sebebi olan şihabsın.."
Şihab..
Benim bir kıvılcım olduğumu düşünüyordu..
Büyük alevleri oluşturan kıvılcım...
Gözlerime dehşet bir yoğunlukla bakarken, halen çok yakınımdaydı..
"Bir şey soracağım." dedi.
"İçeride sor." dedim.
Durdu bir an. Düşündü.. Sonra başını sallayarak onayladı beni çatık kaşlarla.
Yerimden ayrılmadan arkamı döndüm ona. Sağdaki gizli taş bölmesinden evin anahtarını çıkardım. Sırtım göğsüne durmadan sürtüyordu . İçim eriyordu. Allah'ım! Bu his inanılmazdı...
İçeri adımımı attığımda karanlıkla karşılaştım. Ecmel ve Miraç'ın uyuduğu farzederken masada duran kağıt çekti dikkatimi..
'Cankuşum'a.
Üzerinde böyle yazıyordu. İçime düşen korkuyla hızla atıldım kağıda doğru. Bir çırpıda açtığımda arkamda Mirza'nın sıcaklığını hissediyordum.
İçime bir karanlık çökmüş, nefeslerim hızlanmıştı.
'Cankuş, aradık aradık açmadın. Biliyorum bizim işleri, normal karşılıyorum o yüzden. Ben senin miniğini aldım, kaçırıyorum. Minik bir tatil yapacağız güzelim. Böyle habersiz oldu ama kusura bakma. Ecmel'in de dinlenmeye ihtiyacı var.. Yanımızda, bizden koca bir ekip olacak merak etme. Seni çok seviyoruz cankuş. Allah'a emanet..'
Okuduğum satırlar bittiğinde bitkinlikle ve huzurla bir nefes salıp kağıdı aşağı indirdim.
Arkamdan belime dolanan kollar ve boynumda hissettiğim minik dudak darbesiyle daha da gevşedim.
"Merak etme.. Bak iyiler işte, bir sorun yok."
Ellerimo bana doladığı kollarının üzerine koydum ve usulca başımı salladım.
"Yemek yiyelim mi?" diye sordum bir anda aklıma gelmesiyle.
Ben de dengesizdim evet. Ne var? Bakmayın öyle!
"Bana dengesiz diyen küçük kadınıma bakın benim.." deyip kıkırdadı.
Kolları içinde dönüp ona baktım.
"Dengesizlikte bir numarasın canım. Eline su dökemem."
Birden beni yeniden kucağına aldığında ufak bir şaşkınlık nidası çıktı ağzımdan..
"Öyle mi küçük kadın?"
"Öyle koca adam.."
Bu söylediğime kıkırdadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ KÖRÜKLERİ
RomanceBir kadın vardı; Kirpik uçlarından dudaklarına inmek en az üç gün sürerdi. Dudakları yangın.. Dudakları infaz.. Beni ne zaman öpse aklım ellerimde titrerdi. Gözlerinde iki ton; biri masal, diğeri gerçek. Ve SİYAH o günlerde çok eğlenceli bir renkti...