Alarmın sesini duyunca uyanmak istemedim ama ne yazık ki Ceylin'nin ;
"Hadi geç kalıyoruz." diye bağırmasıyla gözlerini açmak zorunda kaldım.
Sıcak bir duş almak istesemde,Ceylin'nin tekrardan bağırmasıyla düşüncelerimden hemen sıyrıldım.
Hemen kalkıp dolabımdan elime gelen mavi sweatshirtim ve siyah taytımı alıp üstüme geçirdim.Daha sonra hızlı bir şekilde elimi,yüzümü yıkayıp saçlarımı taradım ve perçemlerime şekil verdim.Arkadaşlarımın bana yaptığı ikazlar sonucu ayakkabılarımı giyip,kendimi dışarı attım.
Otobüs beklerken,Ömer'i düşünmekten,otobüsün geldiğinin farkına bile varmamıştım.
Okula geldiğimizde yemekhanedeki her zamanki yerimize kurulduk.
Mısra'nın "kahve alacağım sizde istermisiniz?"diye sordu.
Ben"biraz filtre kahve iyi olur."dedim
Elçin"süçlü kahve."diye ekledi.
Ceylin"yok,sağol"diye karşılık verdi.
...
Kahveleri bitirmeye yakınken Ömer'in bize doğru gülerek geldiğini gördüm.Her zamanki gibi ne yapacağımı bilemedim.
Ömer"Günaydın."dedi
Hepimiz birlikte 'Günaydın'diyerek karşılık verdik.
Ömer bana bakarak."Hazel,yorgun görünüyorsun,bir sorun mu var."dedi.
Beni mi düşünüyorsun sen.Seni yerim!
Tebessüm ettim ve "Gayet iyiyim sadece uykumu alamadım."dedim
Ömer ise gülerek "öyle olsun bakalım."dedi.
Ceylin'nin oradan "Nasılsın Ömer."diye atlamasıyla,bakışlarım ona döndü.
Ceylin bana 'Ne var'anlamında kafa sallayarak Ömer'e döndü.
Ömer ise"İyidir senden naber Ceycey"dedi ve güldü.
Ceylin ne oluyor da böyle salak saçma haller de bulunuyor.Anlamıyorum ben bu kızı.
Ceylin de aynı gülüşü sergiledi.
Daha sonra "Hadi biraz sonra ders başlayacak."diyerek ayaklandım.
☆☆☆
Şimdi tam olarak masanın başında oturmuş Ömer'i arayıp aramamak konusunda konuşuyorduk.
En sonunda Elçin'nin"Hadi artık arayacaksınız arayın uykum var."demesiyle
Bir anlık gazla "tamam hadi lan,yazın numarayı."diyerek telefonu masaya doğru uzattım.
Mısra telefonu alarak numara yazmaya başladı.
İyi mi yapıyorum?
Hayır,
Kötü yapıyorum.
Hemen Mısra'nın elindeki telefonu çekemeye çalıştım lakin uzun bir çekiştirmenin ardından Mısra "Artık herşey için çok geç."diyerek güldü,ve telefonu bana doğru uzattı.
Konuşalım artık,böyle nereye kadar.
Bana doğru uzanan telefonu aldım ve kulağıma doğru götürdüm.
"Alo,Ömer."dedim ve karşı tarafın yani Ömer'in konuşmasına bekledim.
"Who are you? " diyen bir ses duydum.
Ömer'in sesine ne oldu amına koyayım.
"I'm Hazel. You know me by now."
("Ben Hazel .Şimdi tanımışsındır.")
Dedim gülerek.
"I'm Adrian Davis."
("Ben,Adrian Davis")
Dediğinde birdenden telefonu yüzüne kapattım.Daha sonra hemen numaraya baktım.Başka bir ülkenin numarasıtdı.
Hemen Mısra'ya dönerek,"Sen salak misin?yabancı numara girmişsin.Nasıl becerdin."dedim sitemli bir sesle.
Mısra da gülerek."Ben nerden biliyim sende çekiştirmeseydin." Dedi.
Hepimiz birlikte gülerken birden telefonuma bir mesaj geldi.Eğer ki kör değilsem bun o adama aitti.
Sıçtık.
