Kırmızı bayrak

21 2 0
                                    

Sabah 7 gibi telefonumun çığlığıyla uyandım hızlıca uyandım, banyoya girip hızlı bir duş alıp saçlarımı kuruturken telefonum çalmaya başladı arayan lidyaydı elime telefonu aldım ve aramayı açtım "Alo hatuncum günaydın" dedi lidya
"günaydın hatuncum ne oldu"
"ya ben yeni okula tek gitmek istemiyorum beraber gidelim mi?" dedi ah evet yeni okul ben bunu tamamen unuttum
"olur, haberin olsun abim götürücek" yeni okulumda sedece lise 1 ve 2ler olucak yani abim farklı bir okula bu yüzden artık daha erken çıkıcaz
"tamamdır o zaman 10 dakikaya ordayım" dedi ve kapattı, önce saçımı topladım sonra hemen giyinip mutfağa koştum annem "nasılsın bir yerin ağrıyormu" gibi benzer sorular sordu ve hemen yemeğe başladık, ve çok geçmeden lidya geldi bize katıldı yemekleri bitirip arabaya bindik ve yeni okulun olduğu sokağa girdik güzel görünüyordu ve galiba bizim eski okuldan büyük. abim okul kapısının önünde durunca kafasını hiç çevirmeden "dikkat edin okulun ilk gününden kavga çıkarmayın" kavga çıkarmıyağacığımızı abimde bende biliyoduk fakat lisenin ilk günü çıkan kavgadan sonra her yeni gittiğim okuldan önce söylüyordu, lidya arabadan indi abime olumlu anlamda kafa salladım ve arabadan indim cebimden telefonumu çıkarttım ve diğer ılzara mesaj attım
"biz okul kapısının ordayız siz geldiniz mi?" dedim
"biz sınıftayız biraz erken geldik" diyerek mesajını geçiktirmedi iklim lidyayla yürürken farketmeden dudaklarım aralandı "sebebini bilmiyorum ama çok heyecanlıyım" deddim oda bana "bende ama tarifi yok gibi" ona katılırcasına kafamı salladım bizim şubemiz "c" yani 10\C evet hala aynı ama sınıftakiler dağıldı biz özel ricada bulunarak biziz ayırmamalarını istedik sınıfa girdiğimizde iklim ve ılgaz en arka duvar kenarına yerleşmişler fakat dolu olup olmadıını bilmiyoruz hızlı bir şekilde gözlerimi sınıfta gezdirdim sınıf gayet geniş sınıftakiler ise eski sınıfımdan daha iyi gibi görüyor "selam" diyerek karşıladı ılgaz "selam" diyerek cevap verdim " ee sınıfı nasıl buldunuz" dedi iklim. Lidya "daha yeni girdiğim için içindeki insancıklar hakkında birşey söyleyemem ama güzel görünüyor" dedi "bencede" diyerek fikrimi belirttim, kızların önüne oturduk "buralar boşmu?" dedi lidya arkaya dönerek "biz sorduk boşmuş" dedi iklim hemen lidyadan önce davranıp duvar kenarını kaptım yerleştik ve çok geçmeden zil çaldı bu sınıf kalabalıktı diğer okuldan galiba 30 kişi falanız ama bizim oturduğumuz yerin tam zıttı yönünde 6 boş sandalye vardı galiba birileri geliceklerdi sınıfın kapısı çalınmadan hızlıca içeri birileri girdi kafamı o yöne doğru çevirdiğimde onları gördüm "çüş ebesinin amı ya" diyerek kafamı sıraya koydum kızlarla aynı şaşkınlıkla kapıya bakıyordu ve aynı şekilde sövüyolardı onlar Atlas,Savaş,rüzgar ve Kaan, aslında onlara bi teşekkür borçluyduk ama ben borçumu söyledim kızlarda söylemiştir bizim asıl şaşırdığımız her türlü karşılaşmamış bu işte bir terslik var ama çözemedim hepsi o festivalden onra oldu o günden sonra hep etrafımızdalardılar, onlar en sol köşedeki arka dörtlüye yerleştiler, sonra çok geçmeden 4lü bir erkek grubu girdi fakat sadece 2 boş yer vardı aralarında konuştuktan sonra 2 kişi boş sıralara yerleştiler şuanlık sınıfta 12 kız 19 erkek var, evet üşenmeden saydım.Sınıfta bir köşede kendi halinde biri var, evet yanında biri var ama muhtemelen mecburicetten çocuğun kapşonu vardı ve elindeki kitaba odaklandı belli, daha fazla bunları düşünemeden içeri kız bir hoca girdi kendimizi tanıtmamızı istedi yeni gelenler ve bizdedahil herkes kendini tanıttı, "artık kaan,atlas,rüzvar ve savaşa takipçiler diyeceğim" diyerek mırıldandım lidyaya dönüp, "bende" dedi bıkkın bir ifadeyle. Bizizm takipçilerin yaşı bizden 1yaş büyük, onlar 17 yaşındalar sonunda ders bittiğinde nerdeyse herkes dışarı öıktı sınıfta biz,takipçiler,4lü bir erkek grubu ve o çocuk. Ilgaz "hadi dışarıyı gezelim" diyerek ayaklandı, ve bizde kalktık tam kapıya doğru yönelicektimki "siz öıkın benim ufak bir işim var" dedim lidya "tamam çok geç kalkma" dedi bende kafamı onaylarcasına salladım, kızlar sınıftan çıktıktan sonra o çocuğun yanına gittim önce sırasının başına gidip "selam, oturabilirmiyim" dedim, önce kafasını kalpdırıp baktı gözleri yemyeşil sanki bir an kayboluyormuşum gibi hissettim saçları ise tam zıttı sayılır simsiyah "oturabilirsin" dedi ve kafasını kitabına çevirdi ona ne söyleyecemiği düşünürken "ne oldu?" dedi bi anda
"bilmem ben yani hani belki tanışırız diye dedim" hayatımda söylediğim en boktan tanışma cümlesiydi galiba, kitabını masaya koydu o an atlasın gözlerini üzerimde hissettim.
"Tamam tanışalım ama insanların pek sevdiği bir tip değilim" dedi
"Olsun problem değil, adın ne?" dedim
"senin" dedi sadece, galiba neden insanlar tarafından sevilmediğini anladım
"kumsal. Şimdi seninki" dedim
"kubilay" dedi "isimlerimiz benziyor" diyerek devam ettirdim kafamı kitabı göstericek şekilde yönlendirdim
"ne tür kitap seversin" dedim, çünkü galiba kubilay sohbet etmeyi bilmiyor
"yani her tür severim, sen" içimden başarı öığlığı atıyorum sonunda bana doğru düzgün soru sordu kafamı kitabından çekip yeşil gözlerine diktim, of bu çocuk nasıl tek kalıyo taş mübarek!
"yani bende ama genel olarak düşmanda aşka" dedim sonra "benim şimdi kızların yanına gitmem lazım, başka bir zaman birbirimizi daha yakından tanırız" dedim çocuğun yüzüne şeytani bir gülümseme belirdi sapık var diyerek çığlık atıcaktım ki
"tamam görüşürüz" dedi kapıdan çıktığımda bir anda biri bileğimi yakaladı ve beni duvara yasladı
"O çocuktan uzak dur" dedi, bu atlastı bileğimi ondan kurtarıp
"Sanane" dedim
"çocuğun sana ne ima ettiğini anladın" dedi bastıra bastıra
"evet anladım, diyorum ya sanane ya sanane ister ima eder ister direkt söyler"
"kumsal ba-" demeden sözünü kestim
"bana ve hayatıma karışma ayrıca sen kim oluyorsun?!?" dedim "benim hayatıma karışabileceğini mi sanıyorsun bi çık hayatımdan ya alt tarafı bir meyve suyu döktüm ya" dedim ses tonumun yükseldiğinin farkında bile olmadan
"ben sadece seni korumaya çalıştım ve çalışıyorum"
"çalışma" dedim "en son denediğinde neler olduğunu gördük, ölüyodum ya bir daha bana  yaklaşmaya cesaret etme" dedim
Önce yüzünde mahçup ifade belirdi fakat çok uzun sürmedi bu rolleri
"ne olur" dedi "cesaret edersem ne olur"
"seni ö-" öldürürüm derken lafımı kesti hadi ama bunları ben söylüyo olamam
"öldürürüm" dedi lafımı tamamlayarak "emin ol bu iş yapılıcaksa senden önce davranırım" dedi imalı bir ses tonuyla annem bazen boğsam doymicam diyo şuan onu 55 parşaya ayırsam bile rahatlayamayacağım o an ona olan nefretim harlanmaya başladı, tamam lan sen kaşındı göt
"hızlı olan kazansın o zaman" dedim yüzüme iğrenç derecede bir sırıtış koydum ve onun yanından ayrıldım, kelimeleri azımdan çıkardığımda sanki bunları diğeceğimi hiç beklemiyor gibiydi
ona boğaya kırmızı bayrakla yaklaşmaması gerektiğini öğreteceğim bu daha başlangıç, kızların yanına gittim ve okulu turladık ve sınıfa geçtik

Yanlış GerçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin