Hafif esen rüzgarın, tenime değip geçişini hissedebiliyordum. Sabahın erken saatleri olduğunu biliyordum ama gözlerimi açamıyordum.
Üstümdeki şortlu pijama takımımla bile sıcak basıyordu. Sabahın erken saatler genelde biraz serin olur sonra da yerini sıcağa bırakırdı.
Uyanmak için çabalarken, gözüme gelen güneşle yüzümü buruşturup arkamı döndüm. Bu sırada çalan telefonumla gözlerimi zar zor açtım.
Elimi komodinin üzerinde gezdirmeye başladım. Telefonumu bulunca elime alıp, kısık gözlerimle ekrana baktım.
Arayan ismi görünce aniden doğruldum. Kalbim gümbür gümbür atmaya başlamıştı bile. Arayan Yiğit'ti. Aklıma dün geceki itirafı gelirken yutkundum.
Derin bir nefes aldıktan birkaç saniye sonra tekrar verdim. Boğazımı temizledim ve telefonu açtım.
"Günaydın!" Direkt sesini duyunca, sol elimi alnıma götürüp ovaladım.
"Günaydın! Hayırdır beni mi gördün rüyanda?" Alayla sormuştum. Bugün işimiz vardı biliyordum ama daha zamanı da vardı.
"Yok görmedim. Başka zamana artık!" O da bana ayak uydurunca, hafifçe gülümsedim.
"Gerçekten soruyorum, sabahın bu saatinde ne oldu Yiğit?" İlk birkaç saniye ses çıkmadı.
Birkaç saniye sonra boğazını temizlediğini duydum."Bugün işimiz var, unutmadın inşallah?" Kafamı olumsuz anlamda salladım.
"İşimiz olduğundan haberim var. Ama daha saat 08.00 olduğu için şaşırmadan edemedim." Dedim tüm şeffaflığımla.
"Biliyorum. Aslında neden erken kalktığıma dair bir fikrim yok. Sadece senin de işin yoksa kahvaltıya mı gitsek?" Dediğinde, yutkunamadım. Kahvaltı teklifi mi yapıyordu bana?
"Sen iyi misin?" Dedim şaşkın bir şekilde. Çünkü onun şimdi kafasını vurup yatıyor olması gerekiyordu. Dün içen ben değildim.
"Dün geceyi soruyorsan, iyiyim. Biraz başım ağrıyor sadece! Ama geçer. Yani biraz nefes alsam geçer!" Dediğinde kafamla onayladım.
"Hazırlanıp çıkarım ben. Sen konum atarsın bana!" Diyerek teklifini kabul ettim. Neden böyle bir şey yaptığıma dair bir fikrim yoktu.
"Tamamdır. İstersen almaya geleyim?" Dediğinde düşündüm.
"Benim de arabam var, biliyorsun değil mi?" Dedim hafif tebessüm ederken.
"Biliyorum. Yani sen kendi arabanla gelmek konusunda kararlıysan benim için sorun yok!" Dedi o da sakin bir ses tonunuyla.
"Araba kullanmayı seviyorum." Bu konuşmanın bitmesi ve benim de kalkıp hazırlanmam gerekiyordu.
"Biliyorum." Sakin ses tonu karşısında yutkunmadan edemiyordum. Ben hayatımda hiç ayarlarımla bu kadar oynandığını hatırlamıyordum.
"Ben hazırlanmaya gidiyorum. Bir şey diyor musun?" Dedim derin bir nefes alarak.
"Dikkatli gel!" Tebessüm ettim.
"Görüşürüz!" Dedim ve onun bir şey demesine müsade etmeden telefonu kapattım.
"Ben seninle ne yapacağım Yiğit?" Diye kendi kendime mırıldandım.
*****
Yarım saatlik bir uğraş sonucunda hazırlanmıştım. Önce kısa bir duş almıştım. Sonrasında yüzüme hafif bir şeyler sürmüştüm.
Saçlarımı da hafif nemli bırakıp dağınık bir topuz yapmıştım.
Üstüme krem rengi kalın askılı giymiştim. Altına da krem midi saten bir etek giymiştim. Etek dizimin altında bitiyordu. Uçuş uçuştu ve çok güzel bir etekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TRANSFER 6
General Fiction"Ben de sana yenildim, Bade! Hem de bir çok kere!" Beşiktaş'a yeni transfer olan Yiğit Türker ve influencer olan Bade Dinçer. Bade'nin açtığı canlı yayına tesadüfen katılan Yiğit, kendisi hakkında konuşulduğunu anlamıştı. ⚠️BU HİKAYEDEKİ KARAKTERLE...