25.bölüm

6.3K 174 9
                                    

Hastane kapısının önünde oturmuş Yeşim'in yanına gitmek için hastaneden çıkan Zeynep yanına giden Yasin'i görünce vaz geçip olduğu yerde durdu. Yasin ağlayan Yeşim'in yanına oturdu. Yanında birinin olduğuna emin olan Zeynep ise yorgun bedenini hastanenin içine doğru sürükledi.

Yeşim yanına oturan bedeni fark etmemişti bile o kadar çok ağlamıştı ki artık kirpikleri birbirine yapışmıştı adeta. Yanında ki hışırtı sesi artınca zar zor gözlerini açıp yanında ki bedene baktı. Yasin gelmişti bir şey demedi Yasin de konuşacağa benzemiyordu. Oturduğu yerden kalkıp içeri geçmek için birkaç adım atan Yeşime şaşkınlıkla baktı Yasin. Normalde olsa öldürsen yanından kalkmıyacak kadın şimdi can atarcasına kalkıp yürümeye başlamıştı.

Yasin kolundan tutup Yeşim'i kendine çevirmek istedi önce ama bunu yapmaktan vazgeçti. Bir kadına dokunma düşüncesi bile ona iyi gelmiyordu, sevmezdi böyle şeyleri. Belki kız rahatsız olur düşüncesiyle.

"Yeşim!"

Yeşim arkasına dönmedi ama olduğu yerde durdu. Yasin de önüne geçti genç kızın. Ne oldu dercesine kafasını salladı.

"İyi misin?" Ağzımı s*kiyim diye geçirdi içinden bu nasıl bir soruydu böyle. Kız perişan olmuştu o iyi misin diye soruyordu birde.

"Çok iyiyim, mükemmelim. Sen nasılsın?" Kız delirmiş gibi yalandan güldü.

"Şey yani iyisin?"

"İyiyim dedim ya!"

Yeşim öyle bir bağırmıştı ki tüm bahçe durup onlara bakmıştı.

Yasin ise utanmıştı bir anda bakışların onlara dönmesiyle sonra herkese öldürücü şekilde bakınca herkes önüne döndü bile.

"Sakin ol Yeşim ölüm de bir gerçek hem."

Yeşim artık yeter demişti bu adam ne dediğini hiç bilmez miydi ya? Yeşim sonunda iyice delirdi ve artık karşısındaki adamı görmezden gelip yanından geçip gidecekti. Ama Yasin önünde durup gitmesini engelledi.

"Lütfen daha çok saçmalama abi!" Kısa ve netti.

"Ben ne diyim bilmiyorum ama seni böyle görmeye alışık değilim. Ben kimsesiz büyüdüm Yeşim bilmem öyle insan nasıl teselli edilir. Nasıl iyi olur. Öyle kibar konuşmayı da bilmem ki. Her gün onlarca adamın arasında nasıl bileyim bunları hem?"

Yeşim dikkatle her cümlesini dinledi sonra anladıklarından emin olmak için sordu: "iyi olmamı istiyorsun ama bunu nasıl söyliyeceğini mi bilmiyorsun yani?"

Hay ağzını seveyim dedi Yasin içinde ne de güzel anlatmıştı Yasin'in derdini. "aynen öyle diyorum sen iyi ol be kızım."

Yeşim kaşlarını çattı "kızım mı?"

Yasin yine batırdığını anlamıştı işte "şey bacım mı deseydim?"

Yeşim "sen bir şey deme mümkünse abi."

Yasin düşündü abileri burda olsa tıpkı Ali ağa hastaneye kaldırıldığında olduğu gibi küçük kardeşlerini kollarının arasına alırlardı. Güven verirlerdi. Kararsız kaldı Yasin bunu yapmalı mıydı?

Sonra "şuan sana ne iyi gelirdi?"

"Bilmem şuan düşünemiyorum bile."

"Sarılmak iyi gelir miydi peki?" Cümlesi bitince kollarını iki yana açtı Yeşim ise kollarının arasına girdi ellerini sırtına koydu Yasin.

Yeşim ise kollarını genç adamın beline dolayıp başını sol göğsüne koydu ve derin nefesler çekti içine. Yeşim zar zor göğüs hizzasına geliyordu bu dev adamın.

Yasin hala iç çekişlerini duyduğu kızla tek elini saçlarının üzerine kaldırdı kararsızca bunu da yine Azaddan görmüştü. Yavaş yavaş saçlarını okşadı kendi başını da Yeşim'in başının üzerine koydu.

Yeşim bu anın hiç bitmemesini istedi çocuklu aşkı şuan onu sarıp sarmalıyordu. Kalbinin sesini dinliyordu Yeşim de belindeki kollarını minik minik okşayarak hareket ettirince düşündüğü olmuştu.

Kalp atışları hızlanmıştı.

Bu buzdan adamın da kalbi varmış diye düşündü Yeşim. Yasin ise bu hareketle dona kaldı çok hoşuna gitmişti onunda sevilme hissi. İlk kez birinden bu denli şefkati tadıyordu. Kalbinin atışına mani olamadı.

Sonra artık Yeşim kendini geri çekti ve "ben anneme bakacağım." Diyerek gidecekti ama adamın gözlerine kilitli kalmıştı. Çok parlaktı o kahve gözleri şuan. Sesizce gitme diyordu sanki bu ikisine de iyi gelmişti.

Yeşim öksürüp dikkatini topladı ve içeri girdi. Yengesi oturmuştu ve gözleri kapalıydı o da karşısına oturdu. Annesinin kafası kaynadığı için fazladan birkaç test gerek demişlerdi. O da bunalarla ilgilenmişti.

Zeynebin gözleri kapalıydı ama düşünüyordu sadece dün gece tüm konağı yıkmıştı ama o mektubu bulamamıştı. Yer yarılmışta içine girmişti sanki.

Kocasını düşündü ne yapacaktı içeri de Melih onu şikayet etmişti. Dün gece tüm aşiret onu aramıştı ama bulamamıştı. Zeynep düşündü nasıl olucaktı da kocasını kardeşini kurtarıcaktı.

Ameliyathanenin kapısı açılmıştı Zeynep de hemen gözlerini açtı Yeşim de gelmişti hasta yatağıyla Nurhan anneyi çıkarmışlardı. Nurhan anneyi normal odaya alınca doktor önemli bir şeyin olmadığını yarın taburcu olacağımızı söyleyince rahatlamıştım.

Hala uyuyan kadının yanındaki iki sandalyeye oturduk ikimizdende ses çıkmadan bekledik. Sabah olunca ise Nurhan anneyi de alıp konağa geri döndük. Annemleri görmek istiyordum ama önce yapmam gereken birçok iş vardı. Aklıma onları buraya çağırmak gelmişti ama bu çok bencilce olurdu. Onlar zaten gelmişti o yüzden şimdilik bu işi yarına veya akşama erteledim.

Odama çıkıp hızlı bir duş aldım ve dolabın karşısına geçtim normalde hiç giymediğim şekilde pantalon giydim çünkü bugün tarlayada gidecektim. Bol bir pantalon üzerime ise gömlek ve hırka giyip saçlarımı sıkıca topladım ve odadan çıktım.

İlk önce Ali babanın odasına girdim, olanlardan belki haberi yoktu ama olmalıydı. Hasta olsa bile biraz daha yumuşatarak olanları ona da anlatacaktım.

Yanına oturmadan önce her sabah yaptığım gibi odanın perdesini açtım. Sonra biraz hava alması için pencereyi ve sönmek üzeri olan sobaya iki büyük odun attım. Küçük ecza dolabından ilaçlarını alıp verdim kahvaltı yapmıştı zaten. "baba sana birşeyler söylemem lazım ama sakin ol."

Adam kaşlarını çattı "şimdi Azad ve Baran sana bunu yapan adamı sakat bıraktıkları için hapse atıldı. Annemde biraz üzüldüğü için hastalandı. Şuan herkesten çok bir babaya ihtiyacımız var. Tarlada kavga çıkmış şimdi Yasinle oraya gideceğim biraz onlara bakmak için. Senin de tedavin için bugün yine doktor gelicek. Fizik tedavi iyi gidiyormuş merak etme atlatıcaz. Ama sen nolur hızlı iyileş baba."

"Merak etme kızım biraz sabret az kaldı ayağa da kalkacağım."

Ali ağa konuşmuştu artık konuşuyordu.  Bu ayağa da kalkacağını bir işaretiydi o zaman. "Baba konuşuyorsun."

Ali ağa "konuşuyorum elbette kızım. Bak sürprizim nasıl?"

"Çok güzel"

"Hadi adam çağır da bende aşağı ineceğim."

Zeynep hemen Yasin ve birkaç adam daha çağırdı 1.90 bir adamı tek başlarına kaldırma imkanları zaten yoktu. Tekerlekli sandalyeye koyulan ağayı Yasin salona götürdü. Zeynep ve Ali Ağa'nın içeri girmesiyle Nurhan hanım ve Yeşim adeta bayram havası yaşadılar.

"Ağam."

"Baba."

İkiside adamın yanına gidip sıkıca sarıldılar. Ali ağa Nurhan hanıma yalandan bir sinirle konuştu.

"Yavaş hanım ciğerimi söktün."

"Konuşuyorsun ağam bugün benim bayramımdır. Lokma dökeceğim."

"Onu ayağa kalkınca yapalım ana şimdi erken."

Nurhan hanım beni onayladı hep birlikte masaya oturup yemeye başladık.

Köy AşkıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin