(bu kıyafetı Felix'in)"Felix, kanka."
"noldu, çok kötü olmuş dimi. Nefret ettiğim kişi orada diye kendime özenmemeye çalıştım. Şimdi de çok kötü oldum. Ben gelmiyorum ya."
"kanka seni tanımasam kocanın yanına mı gidiyorsun derdim. Bune şıklık amına koyayım."
"Jeongin abartma."
Herkes birbirinin kıyafetine iltifat ederken kapıya çıktılar. Bu sefer taksiyle gideceklerdi, 2 taksiye bölündüler. Bir takside Jeongin, Jisung ve Jisoo diğerinde ise Seungmin, Felix ve Lisa vardı.
...
Nihayet varmışlardı bara. Çok geçmeden öbür 6'lıyı görünce yanlarına gittiler.
"Selamm." diye lafa atlamıştı Jisoo. Hemen yanında ki kişi, yani Rose'de "Selam güzelim." diye karşılamıştı onu. Jisoo 'güzelim' kelimesini duyunca adeta domatese dönmüştü.
Herkes bir sandalye kapıp uzun masaya oturdu, Felix ne kadar oturmak istemese de Jisung'un ısrarlarıyla Hyunjin'in yanına oturdu. Herkes kendi halinde takılıyordu. Bazıları içiyor, bazıları flörtleşiyordu, Hyunjin'de bunu fırsat bilip Felix'in kulağına eğildi ve "Eve gidince çok ağladın mı şımarık?" Felix bunu duyunca "Efendim?" diye tepki vermişti. Hyunjin ise geri çekilip anlamasını bekledi, Felix en sonunda anlamıştı. Asla altta kalmayan biri olduğu için "Zevk için çalışıyordum canım."
diyip sırıttı. Hyunjin cevabını böyle beklemediği için ilk başta afallasa da bir kaç saniye içinde "Tam bir şımarıksın Lee Felix." dedi. Felix bu sefer Hyunjin'in kulağına daha çok yaklaşarak "Şuan şımarık değilim ama şımartılmaya ihtiyacım var Hwang Hyunjin." diyip sıcak bir nefes verdi Kulağına.
Hyunjin içinden bir siktir çekip arkasına yaslandı. Azmıştı.Bu sırada Jennie 2. Şişesine geçmişti, Lisa bunu fark etmiş olacak ki Jennie'ye "Hey çok içiyorsun nini"
"Ne?"
"Ah, şirkette ki kızlar genelde senden nini diye bahseder. Benimde hoşuma Gitti; İstiyorsan söylemem."
"Hayır, hayır istediğin kadar 'nini' diyebilirsin lili. "
Lisa duyduğu takma isimle kalbinin yerinden çıkacakmış gibi atmasına müsade etmişti. Gerçekten çıldırtıyordu bu kız Lisa'yı
nasıl aşık olduğunu anlamamıştı bile. Bir anda olmuştu işte, çok takmamıştı bunu çünkü o yolda geçen birine bile 5 ay platonik kalmıştı.
"Lisa yanlış bir şey mi dedim?"
"Hayır nini, neden sordun?"
"2 dakikadır bana bakıyorsunda gözünü kırpmadan korktum bende."
"Yok yok sadece kimse bana lili diye hitap etmez şaşırdım o yüzden."
konuşmaları Rose'nin bir anda şarkı söylemesiyle durmuştu. Yüksek sesiyle 'I wanna be yours' söylüyordu, Jisoo'ya.
Changbin Rose'nin ağzını elleriyle kapatmasıyla bu ses durmuştu. Ama Rose vazgeçmemişti Changbin'in elini bir çırpı da itip söylemeye devam etti bu sefer kendini toparlamıştı, sesi çok güzeldi. Jisoo kızaran yanaklarını gizlemeye çalışırken masa da bir kaç kişinin yokluğu farkedildi. Seungmin ve Jeongin.
Lisa hemen sandalyesinden kalkıp sahneye baktı, iç çamaşırı ile direk dansı yapan kızlar, onların özel yerlerini ellemeye çalışan kişiler, sahne de deli gibi dans eden iki genç çocuk; iste oradalardı Lisa yanlarına gitmeye çalıştı ama sahnenin önü çok kalabalıklıktı bu yüzden zorlanıyordu. Zor da olsa sahnenin tam önüne geçmeyi başarmıştı. Lisa sahneye çıkıp dans eden ikilinin yanına gitti ve kollarından tutup çekiştirmeye başladı, çok zordu. Zaten birinin yere yığılmasıyla bu çabaları boşa gitmişti. Lisa hem masadakilere el kol işareti yapmaya çalışıyordu hem de Jeongin'i kaldırmaya çalışıyordu....
"Ya bu kuş tuğu kadar hafif bişeymiş." demişti Changbin. Lisa masadakilere el kol işareti yapınca Bangchan ve Changbin sahneye gelmişti. İkisi de zor durumda olduğu için Seungmin'i Bangchan kucağına almıştı, Jeongin'i ise Changbin kucağına almıştı. Jisoo, Lisa ve Felix'in koluna girmişti, Jisung ve Minho flörtleşerek geliyorlardı, geri kalanlar normal bir şekilde ilerliyordu.
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Snow Love
FanfictionLisa, işine düzenli bir şekilde gidip gelen, kötü huyları olmayan, saygılı ve bir o kadar da sevgi dolu bir kızdı. Lisa aşk yerine kariyerine odaklanmayı seçmişti, ama şirkette o güzel kızı görünce işler biraz karıştı.