45. Bölüm: Seni Görmem İmkansız, Rüyalarım Olmasa...

45 3 3
                                    


1 HAFTA SONRA


"Ben çıkıyorum!" Bir hafta, koskoca bir hafta... Olanları sindireye çalışmıştım, onsuzluğu kabullenmeye çalışmıştım. Ne kadar başarılı olduğumu bilmiyordum ancak bildiğim bir şey var ki hayatıma devam etmeliydim. Mutlu ya da mutsuz... Farketmez. Sadece bu akışa kendimi teslim etmeliydim. Ayakkabılarımı ayağıma geçirdim ve motoruma doğru ilerledim. Okula doğru yol alırken aklımda bir soru işareti vardı. Acaba okula gelecek miydi? 1 hafta boyunca onunla hiç konuşmamıştık. Ayrılmıştık... Biz bitmiştik. Hala inanmak gelmiyordu içimden ama bu bir gerçekti, biz bitmiştik. Gökkuşağımızı kara bulutlar kaplamıştı ve artık güneşe yer yoktu. Çünkü benim güneşim solmuştu. Eskiden ışık saçan gözlerim grileşmişti. Artık beyaz yoktu, yalnızca siyah vardı...


Okula girdiğim anda zilin çalmasını işittim. Sırama geçtim ve boş sandalyelere baktım. Onun çantası yoktu... Derin bir iç çektim ve çantamı koydum. Kitaplarımı çıkarıp edebiyat dersini dinlemeye hazır bir hale geldim. Hoca içeri girdi ve hemen derse başladı. Yahu bir bismillah! Bu ne acele? Yangından mal mı kaçırıyorsunuz?


Dersin başlamasının üstünden 15 dakika geçmişti ki kapı tıklandı. İçeri giren kişiye şaşkınlıkla baktım. İşte bunu gerçekten de beklemiyordum! Gözleri sınıfta gezindi ve en sonunda beni buldu. Adımları yavaşça hızlandı ve yanıma gelip oturdu. "Utku?" Gülümsedi. "Selam..." Kaşlarım şaşkınlıkla kalktı. "Neden buraya oturdun?" "Asila, seni özledim." "Biz ayrı-" "Gençler dersi dinleyin!" Hocanın sesiyle sözlerim boğazıma dizildi ve dikkatimi derse vermeye çalıştım. "Evet bu şiirde de hece ölçüsü-" Kapı tekrar tıklanınca hocanın sözü bölündü. Hoca kaşlarını çattı. "Gel!" Alper içeri girince nefesimi tuttum. Onunla son konuşmamızdan sonra en ufak bir iletişimimiz bile olmamıştı. Sakalları hafifçe uzamıştı. Kravatını her zamanki gibi bol bırakmıştı ve yakışıklılığı ile göz kamaştırıyordu. Gözleri tüm sınıfta gezindi. Beni görünce duraksadı ve bakışları yavaşça yanımdaki Utku'ya kaydı. Buz gibi sert ifadesini takındı ve bana oldukça uzak, boş bir sıraya geçip oturdu...


Utku ders boyunca gözlerini üzerimden çekmedi. Beni izlemesi sinirlerime dokunuyordu. Utku benim eski sevgilimdi. Beni aldattığı için ayrılmıştık. İyi de olmuştu çünkü sağlıklı bir ilişkimiz yoktu. Diğer kızlarla gereksiz yakındı ve ben rahatsızlığımı dile getirince beni kıskançlıkla suçlardı. Sonunda ise onu okulda bir kızla öpüşürken basmıştım ve ayrılmıştık. Kendini savunmaya çalışmıştı; bahanesi de ne, biliyor musunuz? Ben onunla öpüşmüyormuşum! Yahu bir kız sırf öpüşmüyor diye aldatılır mı? Hiç utama da yok, gelmiş pişkin pişkin sırıtarak yanıma oturuyor! Bir de beni özlemişmiş, siktir oradan! Acaba Alper de beni özlemiş midir? Aklıma bir anda onun gelmesi ile tüm moralim altüst olurken yanağımı elime yasladım ve onu izlemeye başladım. Cam kenarına oturmuştu. Bir buzdan bile soğuktu bakışları, sert ve duygusuz... Onu hüsrana uğrattığımı hatırlayınca derin bir iç çektim. Kendimden nefret ediyordum!


"Asila, bu şiir hakkında sen ne düşünüyorsun?" Öğretmenin sesiyle yerimde hafifçe sıçradım. Hah, şiir mi? Hocanın yüzüne aval aval bakmaya başladım. Herkesin bakışları bana döndü. Afallamış halime gülenler de vardı. Hoca elindeki kalemle tahtaya iki kez vurdu. "Bu şiir hakkında diyorum, ne düşünüyorsun?" Tahtaya baktım. Yazan şiir imkansız aşk ile ilgiliydi. Uzun uzun ne söyleyebileceğimi düşündüm. Bir cümlesi üzerinden gitmeye karar verdim. "Seni görmem imkansız, rüyalarım olmasa; diyor şair. Şairin aşkı o kadar imkansız ki sevdiğini görmesi bile olası değil. Ancak o kadar büyük bir aşk ki... Rüyalarında sevmiş, rüyalarında yaşamış onu. Ona sarılmadan duymuş kokusunu. O gitmiş ama şair onu bir ömür beklemeye hazır. O, bir imkansıza aşık..." Sınıftan alkış sesleri yükselirken gözlerimi kırpıştırdım. Tüm sınıf alkışlıyordu ancak bir kişi hariç, Alper... Sert bakışlarını üzerime dikmişti.Onu düşünerek sarfetmiştim bu sözleri ve o da bunu biliyordu. Bakışlarını bir süre daha üzerimde tuttu ve önüne döndü.

KARANLIK LEKEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin