Uçan Yelpaze Haydutu'nun yöntemleri normal Gerçek Mistik Derecelerle kıyaslanabilir olsa da, onun kendini öldürmeye cesareti yoktu. İki kolunu da kaybetmesi onu sadece hayatta kalma düşüncesine itmişti. "Uçan Yelpaze Haydutu, bu bana ikinci defa bela oluşun. Daha önce kolunu kopartacağımı ve yetişimini sakatlayacağımı söylemiştim." Zhao Feng nilüferle birlikte haydutu soğukkanlılıkla takip etti. Gerçek Ruh Qi'sini yakan haydutun hızı Gerçek İnsan Derecesi seviyesini aşmıştı ve normal Gerçek Mistik Derece yetişimcilerden biraz daha yüksekti. Zhao Feng ile haydut arasındaki mesafe gittikçe artıyordu. "Uzun menzilli,güçlü bir silahımın olmaması çok kötü." Zhao Feng hafiften üzgün hissetti. Luohou Yayı bu haydutla baş etmek için yeterli değildi, çünkü haydut Gerçek İnsan Derecesinin zirvesindeydi. "Bölüm Lideri, Yüz Çiçek Bölümü yenilgiye uğratıldı ve Uçan Yelpaze Haydutu iki kolunu da kaybetti. Geriye herhangi bir tehdit unsuru kalmadı. Eğer böyle takibe devam edersek, korkarım ki..." Die Ye uyardı. Onun bakış açısına göre haydutu böyle bir duruma zorlamak zaten başlı başına inanılmaz bir şeydi. Zhao Feng Die Ye'nin ne demek istediğini biliyordu. Uçan Yelpaze Haydutunun ölmemeye kararlı olmasının nedeni hala bir parça ömre sahip olmasıydı. Eğer ömrü kalmasaydı, haydut kesinlikle rakibini de kendisiyle birlikte sürükleyecekti. "Onu takip edeceğiz." Zhao Feng gülümsedi. Tanrının Ruhani Gözüyle bin mile kadar görüş alanı vardı ve tek yapması gereken haydutun Gerçek Ruh Qi'sinin tükenmesini beklemekti. Haydut kısa süre sonra görüş alanından kaybolmasına rağmen, Zhao Feng hala ona kilitlenmiş haldeydi, ne panik yapmıştı ne de acelesi vardı. "Elbette." Die Ye Zhao Feng'in soğuk mavi gözüne bakınca kalbi yerinden oynadı. Sanki insanın kalbine kadar her şeyi görebilme becerisine sahip gibiydi. Zhao Feng'in göz soyu normal standartlarla ölçülemezdi. Uçan Yelpaze Haydutu kalbinde bir soğukluk hissetti. Sanki bir göz göklerden ona bakıyormuş gibi hissediyordu. Kalbi hızlandı ve kanının donduğunu hissetti. Sınırsız bir baskı üzerine yüklenmiş ve onu eziyor gibiydi. Haydut aniden arkasına döndü ve bir Gökyüzü Gözü'nün ona baktığını gördü. Shua! Gözleri bulandı ve ardından bu Gökyüzü Gözü ortadan kayboldu. Sanki hayal gücünün bir ürünü gibiydi. Eğer hisleri onu yanıltmıyorsa, rakibinin göz soyu çok korkunç olmalıydı. "Hmm? Biraz önce ne oldu?" Zhao Feng korkuyla sıçradı. Biraz önce Tanrının Ruhani Gözünün tüm gücünü kullanmıştı ve bilerek hayduta kilitlenerek üzerine zihinsel enerji baskısı eklemişti. Bir süre boyunca, Zhao Feng bilincinin vücudundan çıktığını ve gökyüzünden aşağı doğru baktığını hissetti. O anda, sanki Gökyüzü ve Yeryüzünün kendisiymiş gibi hissetti, her şeye tepeden bakıyor ve her şeyi kontrol ediyordu. "Bu benim hayal gücüm müydü? Neden zihinsel enerji kaynağım aniden 10% azaldı?" Zhao Feng şaşırmıştı. Çay yapma süresinin yarısı kadar sonra, haydutun Gerçek Ruh Qi'si yanmasını durdurdu ve haydut bitkin bir hale düştü. Zhao Feng haydut ile arasındaki mesafeyi yüz mil civarında sabit tutmuştu. Böylece haydut bu mesafeden onu göremeyecek ya da Ruhani Duyusuyla hissedemeyecekti. Xiu--- Karşıdaki dağdan bir uçma sesi duyuldu. Bir erkek ve bir kadın Uçan Yelpaze Haydutu'nun görüşüne girdi. "Ne zaman yetiştiniz? Hayır, bu imkansız!" Uçan Yelpaze Haydutu panikledi. Biraz önce Gerçek Ruh Qi'sini yakmıştı. Nasıl yetişebilirlerdi? Dikkatlice bakınca haydut rahat bir nefes aldı. Onlar Zhao Feng ve Die Ye değildi. Onlardan biri yakışıklı, solgun bir yüze sahip bir gençti. Üzerinde yeşil bir savaş cübbesi vardı ve sırtında kadim bir bıçağa sahipti. Bu gencin yanında ise kırmızı cübbeli, güzel dudaklı bir kız vardı. Zhao Feng de onları Tanrının Ruhani Gözüyle görmüştü. Savaş cübbeli gencin yetişimi Gerçek İnsan Derecesinin erken aşamalarındaydı ve yaşı daha otuzlu yaşlarındaydı. "O genç ana Yun ailesinin en iyi dahisi Tian Yunzhi olabilir mi? Hem Tian hem de Yun ailesinin soyuna sahip olan ve büyük ülkenin yıldız sıralamasında üçüncü sırada olan kişi..." Haydutun bakışları savaş cübbesi giymiş gençten kaçındı. Kadın ve erkek uçan bir atın üzerinde oturuyordu ve Uçan Yelpaze Haydutunu geçip gitmişlerdi. "Büyük kardeş, şu adam berbat görünüyor. İki kolu da kesilmiş. Onu kim takip ediyor acaba?" Kırmızı cübbeli kız acıyarak konuştu. Bunu duyunca, Uçan Yelpaze Haydutunun kalbi boğazına kadar hopladı. Savaş cübbeli genç de ister istemez hayduta baktı. "Bekle." Aniden soğuk bir ses duyuldu. Uçan Yelpaze Haydutunun figürü dondu ve zorlama bir gülümsemeyle konuştu: "Neye ihtiyacınız var?" Savaş cübbeli genç ardına döndü ve haydutu inceledi. Bu kişi ona biraz tanıdık gelmişti ve o ikisine bakarken huzursuz olduğu belliydi. Savaş cübbeli genç kaşlarını kaldırdı: "Sen Yüz Çiçek Bölümünden misin?" "Hayır tabii ki. Nasıl olurda o Yüz Çiçek Bölümü piçlerinden biri olabilirim? Ben yan Yun ailesinin büyüklerinden biriyim, ama Demir Kan Mezhebiyle yaptığımız savaşta yenilince, beni buraya kadar kovaladılar. Siz ikiniz arkadaki düşmanları engelleyebilir misiniz? Size sonsuza kadar minnettar olurum." Haydut kendinden emin bir tavra bürünmüştü ve yalan söylüyordu. Eğer yanılmıyorsa Yun ailesi ile Tian ailesi iyi bir ilişkiye sahipti. Bu "Tian Yunzhi" hem Tian ailesinin hem de Yun ailesinin soyuna sahipti ve eşsiz bir dahiydi. Bu savaş cübbeli kişi haydutunun daha önce bir kez görmüş olduğu Tian Yunzhi idi. "Ne? Demir Kan Mezhebi ile Bin Su Yun ailesi savaş mı yapıyor? Biz de yan Yun ailesine gidiyorduk..." Kırmızı cübbeli kız afalladı. "Dost olduğumuza göre, ardımdaki düşmanları durdurabilir misiniz?" Haydut yalvardı. "Kardeş Tian, ona yardım edelim mi?" Kırmızı cübbeli kız acıyarak sordu. Fakat, Tian Yunzhi'nin yüzü daha da soğuk bir hale büründü. "Haydut, geber!" Soğuk, baskın bir ses gürledi. Sonraki an, azur bir bıçak çekildi ve havada bir bıçak ışığı arkı parladı. Görünmez bıçak arzusu çoktan haydutu sarmıştı. "Gök Bulutu Bıçak Çekme arzusu... hayır..." Haydutun yüzü korkuyla doldu. Onun savaşma arzusu, bu bıçak arzusunu görünce tamamen ortadan kaybolmuştu. Ona karşı direnmeyi bile düşünemiyordu. Eğer gücünün zirvesinde olsa ve Su Ayı Tanrısının Şeftali Yelpazesi olsa, ona karşı koyabilirdi. Ama şu durumda direnme düşüncesi bile ona çok uzaktı. Sheww---- Keskin bıçak ışığı bulutları paramparça etmiş gibi göründü. "Bıçak arzusu? Bıçak arzusunun başlangıcı. Bıçak Qi'sinin gerçek formuna neredeyse yaklaşmış." Yüz mil ötede, Üç Çiçekli Değerli Nilüferin üzerinde duran Zhao Feng derin bir nefes aldı. Bıçak arzusu ve kılıç arzusunun ikisi de zihinsel enerji inançlarıydı. Biri bıçak kullanıcısı, diğeri ise kılıç kullanıcısıydı. Fuuush! Uçan Yelpaze Haydutu'nun vücudu ikiye bölündü. "Hmph! Kötü şöhretli Uçan Yelpaze haydutu üç yıl önce benim tanıdıklarımdan birini kirletmişti. Seni daha önce görmemiş olsam bile, resmin tüm şehirde yayılmış durumda." Tian Yunzhi soğukça güldü. "O... OUçan Yelpaze Haydutu muydu? Ünlü Su Ayı Korsanının öğrencisi?" Kırmızı cübbeli kız şanslı hissetti. Tian Yunzhi'nin onu anında öldürmesi şaşırtıcı değildi. Habis bir grup olan Yüz Çiçek Bölümü karşı konulamaz bir çok tehlikeli yönteme sahipti. Eğer bazı üyeleri Yumuşak Gökyüzünün Çökerten Tozu gibi güçlü bir zehre sahipse, Gerçek Ruh Alemi yetişimcileri bile buna karşı zorlanırdı. Eğer normal üyeleri bile böyle bir eşyaya sahip olabiliyorsa, Uçan Yelpaze Haydutu da elbette sahip olabilirdi. Bir süre sonra. Nilüferin üzerinde duran Zhao Feng Tian Yunzhi ve kırmızı cübbeli kızı gördü. "Haydutu öldürdüğün için teşekkürler." Zhao Feng hafifçe gülümseyerek onları selamladı. Tian Yunzhi ve yanındakini tanımıyordu, ama düşmanımın düşmanı dostumdur politikasını izliyordu. Dahası, Tian Yunzhi'nin gücü ve bıçak arzusu Zhao Feng'in takdirini kazanmıştı. "Üç Çiçekli Değerli Nilüfer? Kimsin sen?" Tian Yunzhi soğukça Zhao Feng'i ve yanındakini inceledi. Özellikle nilüfere ve Su Ayı Tanrısının Şeftali Yelpazesine sahip olan Zhao Feng'e odaklanmıştı. "Tian Yunzhi, kibirli olma. Bu Demir Kan Mezhebinin yeni Bölüm Lideri. Eğer biz hayduta daha önce saldırmamış olsaydık, sen onu kolayca öldüremezdin." Die Ye soğukça konuştu. Tian Yunzhi on yıldızdan biriydi ve ana Tian Ailesinin en iyi dahisiydi. "Bölüm Lideri mi?" Tian Yunzhi'nin kalbi yerinden oynadı. Demir Kan Mezhebinin ne kadar korkunç olduğunu biliyordu, ama ilk defa böyle genç bir Demir Kan Mezhebi Bölüm Lideri görmüştü. "Yoksa sen... Taşkın Göl Şehrindeki düğünden kaçan ve İmparatoriçe Qin'i kaçıran şanslı Zhao Feng misin?" Tian Yunzhi'nin gözleri kıvılcımlandı ve içinde bir savaş arzusu kabardı. O sırada, hem Tian Yunzhi hem de Zhao Feng ünlü gençlerdi. Hatta Tian Yunzhi on yıldızdan biriydi. Zhao Feng ise listede olmasa da, yaptıkları tüm ülkeyi şaşkınlığa uğratmıştı. O, Taşkın Göl Şehrindeki düğünden kaçmış, İmparatoriçeyi kaçırmış ve Demir Kan Mezhebinin en genç Bölüm Lideri olmuştu. Tüm bunlar diğer küçüklerin ışığını söndürmüştü. "Bölüm Lideri, dikkatli olun. Bu Tian Yunzhi ana Tian ailesinin en iyi dahisidir ve hem Tian hem de Yun ailesinin soyuna sahip. Bıçak arzusunu kavramış biri olarak onun savaş gücü bu neslin en zirvesinde yer alıyor." Die Ye gizlice Zhao Feng'e anlattı. Zhao Feng başını aşağı yukarı salladı ve ardından Tian Yunzhi ile bir kaç kelam daha ettikten sonra ardına döndü ve Bölüm'e doğru yola koyuldu. Demir Kan Mezhebi Bölümü'nün hala ona ihtiyacı vardı. "Kardeş Tian? Sen ona meydan okuduğunu açıkça belli ettin, ama o neden vazgeçti? Senden korktu mu...?" Kırmızı cübbeli kız güldü. "Korkmak? Benden kim korkmaz ki? Fakat, onun soy gücü benimkini bile baskıladı. Böyle aceleyle gittiği için, sahte dövüşümüzü sonraya erteleyeceğiz." Tian Yunzhi konuştu. "Buna şansın olacağından emin misin? O bir Bölüm Lideri ve her şeyi kontrol etmek zorunda." Kırmızı cübbeli kız ona karşılık vermekten zevk alıyor gibiydi. "Demir Kan Mezhebi onu kesinlikle Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısına önerecektir. Ve bir yıl önce beni tek eliyle yenerek bıçak arzumun ateşlenmesini sağlayan Xin Wuheng de orada olacaktır. Bu Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısında her şeyi kanıtlayacağım." "O kısmı boş ver sen, Xin Wuheng zaten Kuzey Kıtasının mucizevi bir yıldızı ve onu sadece On Büyük Güçten biri olan İlahi Yuan Klanı baş öğrencisi Mo Tianyi yenebildi. Mo Tianyi son yapılan Kutsal Gerçek Ejderha Toplantısında ilk ona giren birisi."
