Yağmur başlayınca adımlarımı yavaşlatararak yürümeye devam ettim. Kipriklerimden akan yağmur damlalar yüzümde serbesçe yol alırken toprağın kokusunu içime çektim. Son sokağı da geçerek içeri girdim.
Bu saatte Bora'yı gördüğüme şaşırmıştım. "Abim içeride mi?" dedim. Bora "İçeride." deyince kapıyı tıklatıp içeri girdim.
"Abi senle konuşmam lazım" dedim. "Otur." Dedi. "Okul meselesi ablada ısrar edince senin bahsettiğin okula başlamak istiyorum" dedim, güzel gülüşü yüzüne iyice yayıldı. "Kararına sevindim gidip şu işi halldeyim. Geciktin ama olsun bugün gelme toparlan yarına seni öğrenci olarak görmek istiyorum" dedi. Kafamla onaylayarak odadan çıktım.İstemesemde onlara borçlu olduğumdan gidecektim. Yürüyerek eve geldiğimde kapıyı yavaşça tıklattım biraz bekledikten sonra açıldı içeriye girdiğimde. Abla elimden tuttu ve " Mutlu ol biraz tatlım senin için en iyisi bu yanındayım biliyorsun. Hadi git üzerini değiştir sofrayı hazırlıyorum." dedi. "Duş alacağım." dedim "Tamam çok bekletme ama yemek soğumasın. " dedi. "Tamam." dedikten sonra odama geçtim.
^^
Yataktan yavşça doğrularak saçlarımın hala nemli olduğunu farkettim kurutmadan yatmıştım. Ayağa kalkarak banyoya yöneldim yüzüme soğuk su çarparak kendime geldim. Uzun saçlarımı kurutarak at kuyruğu yaptım.Üzerime birşeyler geçirdim. Abla henüz uyanmamıştı ama dünden bir not bırakmıştı. "Kahvaltı yapmazsın diye uyanmadım canım bol şans seni seviyorum." Bunu ona hiç bir zaman söylemesem de "Bende" diye geçirdim içimden. Vestiyerde asılı olan siyah polarımı alıp konverslerimide ayağıma geçirerek evden çıktım.
^^^^
Büyük kapının önünde durup iyice süzdükten sonra yavaş adımlarımı siyah kapıdan içeri atmaya başladım. Müdürün kapısına gidip sınıfımı öğrenmek için tıklattıktan sonra içeri girdim. "Ben yeni öğrenciyim sınıfımı öğrenmek için gelmiştim." Yaşı oldukça genç olmalıydı bir müdüre göre, saçları hafiften kırlaşmıştı. Lakin çok yakışıklıydı. "Alparslan'ın kayıt için geldiği öğrencisin pekala 12- C sınıfın bu arada bu okul da dikkatli olman gerek " dedi kafa sallayarak onayladım onu. Adımlarımı 12-C sınıfına yönelttim yeni bir okula başlamak hemde, başka kötü okul macerasından kurtulmuşken bu pek kolay olmayacaktı.
İçeriye girdiğimde sıranın sonunda boş yer olduğunu gördüm hızlıca geçip oturdum. Kafamı kaldırmadığım için görmüyordum ancak tuhaf bakışları üzerimde hissedebiliyorum.
Dersler saçma sapan geçiyordu öğrenciler hocayla ilgilenmiyordu ya çok otoriter bir hoca değildi ya da öğrencilerin hocaya genel bakışı buydu. Pe kanıksamadım benimki de onlardan farklı değildi ya. Çizgilerim usulca kağıtta dolaşırken kafamı dağıtmak oldukça zordu. Sonraki derslere hocalar gelsede kimse kim olduğumuyı sormamıştı bu çok iyiydi sonunda dersler bittiğinde. Bara yürüdüm eve gitmek ablanın sorularıyla uğraşmak istemiyordum. Bara gelip içeriye yani personel odası denilsede benden başkası girmediği için benim odama gidip çantamı bırakıp koltukta uyuyakalmışım.
"Kızım hadi çık artık. " Boranın sesiydi " tamam " dedim. Çıktığımda bana söyleniyordu. " Tamam kes uyumuşum. " geçip, barın arkasından yavaşça insanların dolmasını seyrettim.
" Bi bira " sesin geldiği yöne baktım "İlgilenmiyorum" dedim. "Benimle ilgilensene " kafamı bıktım dercesine salladım eğilerek çıktım içeriden Bora nın masasına oturdum biraz insanları seyretmek istedim buradan daha kolay oluyordu kimse yaklaşamıyordu. İnsanların birbirlerine yapışıp dans etmeleri midemi bulandırmıştı.
Yarın okul olduğundan abi erken çıkmamı istedi bende dediğini yapıp erken çıktım ahh bir de bakımda olan motorumun geldiğini garajda olduğunu söylemişti. Motorda rüzgarın bana esmesi olayının en sevdiğim taraf olduğunu söylemeliyim. Eve geldiğimde abla uyumuştu ama yemek hazırlamıştı yedikten sonra odama gidip duşun altına girdim, bu sefer iyice saçlarımı kurutup yatağıma girdim telefonum titrediğinde abimden mesaj vardı.
"Yarın biraz daha iletişim kurmaya çalış peri kızı. "
Tamam diye geçirdim içimden.
Erken uyanıp bir bardak kahve içtim. Saçlarımı tarayıp öylece bıraktım başım ağrıyordu bağlamak pek mantıklı olmazdı.Üzerime gri tonlarında bir tşört altına siyah pantolon ve siyah konverslerimi giyinmiştim kıyafetler bana göre değildi yani özenli giyinen biri değildim. Her zaman renkleri soluk giysiler tercih etmişimdir. Sırt çantamı da alarak motoruma bindim kaskı takarak yola koyuldum. Okulun otoparkı vardı motorumu park ettikten sonra inerek okula yürüdüm.
Sınıfa gidip dün oturduğum yere baktığımda bu sefer tek olmadığımı anlayıp çocuğun yanına oturdum. "Boş olduğunu nereden biliyorsun?" sesi oldukça kalındı. "Dün burada oturuyordum" dedim "Ben de 4 senedir." dedi istemsizce kafamı çevirip yüzüne baktım yere bakıyordu. Kafasını kaldırdığında o tonla karşılaşmak istemiyordum yeşil gözlerini bana sabitledi. "Bulut?" dedi. "Peri" dedim kafamı çevirerek. "Gözlerin güzelmiş." Seninde diyemedim boğazım acıdı. Kalkıp hızla sınıftan uzaklaştım.
Beynim istemediğim halde yüzünü her defasında gözlerimin önüne kazıyordu.