32. Bölüm

95 3 10
                                    

Merhabalaaarr.

Nasılsınız? 🤍

Hepinize keyifli okumalar dileyip başlıyorum o zaman. 🐣💞

***

"Diyecek bir şey bulamadım şu anda." Diye mırıldandığımda gülümsedi.

"Deme sevgilim, bir şey demene. Hem bir şey demene gerek yok ki birbirimizle dertleşmeye geldik." Çimenlerin üzerinde bir yer seçtiğinde bir anda yere oturdu.

"Sandalye vardı sanki arabada." Demiştim ama umurunda olmamıştı.

"Bugün normal bir çift gibi olacağız. O sebeple paramız yok, yanı fakiriz." Dediğinde el mahkûm kafamı sallayarak bende onun yanına oturdum.

Geldiğimiz araba Range Rover ama biz fakircilik oynamak istiyoruzdur.

"Ben bağlıyorum o zaman sevgilim anlatmaya." Diyerek dizlerime uzandı. "Ben o zamanlar daha on yedi veya on sekiz yaşındayım tamam mı?" Derin bir nefes aldı ve ellerimi tutarak ikimizin birbirine kenetli olan ellerini kendi göğsüne bıraktı. "Seni ona o zamanlar yeni anlatmıştım. Bana bir sürü hakaret etmişti, 'sen hainsin' mi demedi, 'sen tanıdığım en namussuz insansın' mı demedi." Sanki zoruna gidiyor gibi birkaç saniye sustu. Sindirmeye çalıştı. "Ya keşke bir görseydin güzelim. O kadar ağırıma gitti ki." Sanki küçük bir çocukmuşum gibi ellerimi daha sıkı kavradı. " 'Ben kardeşimin senin gibi birisiyle işi olmaz' bile dedi lan bana! Zaten hayatın bok gibiymiş bir de ben bok edemezmişim. Ben ona sana iyi bir hayat yaşatacağımı her şeyden kurtaracağımı söyledim ama sadece güldü. Sonra kapıyı çekip çıktım, buraya geldim işte. Kaç saat oturdum burada hiç bilmiyorum. Bir çift kestirmiştim gözüme onları izliyordum. Sonra o çift yanıma geldi ve fotoğraflarını çekmemi istediler. Bende tamam dedim tabii ki. Çocuğun adı Berat kızın adı Ece'ydi. Hiç unutmam. Berat 'inşallah sende sevdiğine kavuşursun kardeşim' dediğinde dalga geçtiğini falan sanmıştım." Gözlerinden akan birkaç damla yaş pantolonuma düşmüştü. "Bende bizim imkanımızın olmadığını söyledim. 'İmkânsız yoktur kardeşim, elbet bir gün kadar sizi bir araya getirir' dedi. Evet sevgilim, imkânsız yokmuş. Şimdi herkese her şeye inat bizi görsünler istiyorum. Zümra Zamir'e, Zamir Zümra'ya deliler gibi aşık her halinden belli desinler istiyorum. Bile bile sokuyorum herkesin gözüne. Seni bilsinler, görsünler istiyorum." Ellerime öpücükler kondurduğunda bende eğilerek başına minik bir öpücük kondurdum.

"Bir keresinde okuldan çıkmıştım." Diyerek bu sefer söze ben başladım. Zamir'in alttan bakışlarını hissettiğimde gülümsedim. "Çok yorgundum. Hemen, hızlıca eve dönmek istiyorum. Eve doğru yürürken esmer, uzun boylu bir çocuğun beni takip ettiğini fark ettim. Ama çocuk öyle böyle bir yakışıklı değildi. Keşke demiştim. Keşke sevgilim olsaydı. Fakat bir yandan da deli gibi korkuyordum çünkü bana ne yapacağını bilmiyordum." Ellerimi saçlarının arasında gezdirmeye başladım. "Hemen eve doğru hızla koşmaya başladım. Ben koşunca çocukta koştu ben daha çok panik oldum. Ama içimden de diyorum ki 'bir tesadüf olsa da bu çocukla sevgili olsak' bir sürü bahane buluyorum kafamda." Gülümseyerek Zamir'le gözlerimizi birleştirdim. "Ve yıllar sonra o çocuk beni buldu. Hep dua ettiğim gibi birisiydi. Hem beni babamdan kurtaracak kadar güçlü hem de çok yakışıklıydı. İşin asıl bombası, yarın evleniyoruz." Zamir'in çatık kaşlarının yerini şaşkınlık alınca küçük bir kahkaha attım.

"Sen..." diye başladı fakat devam edemedi. Derince bir soluk aldı. "Sen beni daha önce fark ettin mi?"

"Yani... evet. Ama tam olarak değil, benim de yeni aklıma geldi. Geçen abimle fotoğraf albümlerine bakıyorduk. O günden bir fotoğraf görünce hatırladım." Zamir yanağıma minik bir öpücük kondurmuştu.

ZEMHERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin