"Zayn! Buraya gel lan! İtfaiye gelecek birazdan buraya gel!" Liam'ı dinlemeyerek kapıya tekme attım. Paçamı tutuşturan ateşleri diğer ayağımla basarak söndürdüm. Ev zaten oldukça eskiydi. Giriş hemen hemen tamamen yanmıştı. 4 Tane kapı vardı. Sağda 2 tane solda 2 tane. Sağdaki ilk kapıyı açtım. Açarken kapısında fark ettiğim kanlı bir el izi vardı. Bu el izinin Allison'a ait olmaması için Tanrı'ya yalvardım. Açtığım kapıya ait olan odada kimse yoktu. Sağda ki 2.kapıyı da itip açtım. Burada da kimse yoktu. Diğer odalara da baktım ama kimse yoktu bu evde.
"Allison!" Diye bağırdım bütün gücümle. Ateşin tahtaları yakarken çıkarttığı duman yüzünden nefes almam zorlaşıyordu. Yukarıya çıkan merdivenleri görünce koşarak yukarı çıktım zaten bir tane oda vardı. Direk o odaya girdim. İçerideki adam ve Allison'u görünce gözlerim büyüdü. Allison'un ellerini çözerken adamın ayağıma yapıştığını gördüm. Suratına doğru tekme attım. Adamın kafası yere çarparken dönüp Allison'un ellerini çözdüm.
Ayaklarını da çözdüğümde gözlerim kararmaya başlamıştı. Allison elini belime atıp destek oldu. Merdivenlerden inecekken tahtaların yıkıldığını gördüm.
"Zayn!" Diye bağırmıştı. Beynim şu anda idrak etme özelliğini kaybetmiş gibiydi. Duyuyordum, görüyordum ama hiçbir şey yapamıyordum. Gözlerim kapanırken kollarımda acı hissettim.
************************************************************
Gözlerimi açtığımda kollarımın sarılı ağzımda oksijen maskesinin olduğunu anlamam zamanımı almıştı. Elimi maskeye atıp çıkartacakken elimin üzerine soğuk bir el dokundu. Kafamı çevirdiğimde ağlamaktan kızardığı belli olan kahverengi gözlerle karşılaştım.
"Kendini zorlama" diye fısıldadı. Oksijen maskesinden gelen hava ciğerlerimi dolduruyordu. Parmaklarını parmaklarıma geçirdi ve elimin üzerini defalarca kez öptü.
"Sen uyurken Tanrı'ya o kadar çok dua ettim ki..." göz yaşları yanaklarından süzülürken ağzından bir hıçkırık kaçtı.
"Zayn geçmişim geri gelsede sana söz veriyorum bir daha 'Belalı' gibi davranmayacağım. Ne pahasına olursa olsun değişeceğim. Hayalini kurduğumuz sakin hayatı yaşayacağız. Sana söz veriyorum." Gözlerimi kapatıp açmam ona yetmişti. Sandalyeden kalkıp yanıma oturdu ve ardından kafasını göğsüme koydu. Damar yolu girişi olan sağ elimi kaldırıp saçlarına yerleştirdim. Parmaklarım ipeksi saçlarının arasında süzülürken gözlerimi kapattım.
-Allison Fleck-
-1 Hafta Sonra-"Hadi bakalım Ally gidiyoruz" koltuktan kalkıp çocuklara baktım. 2 gün önce Zayn hastaneden ayrılmıştı ve bugün ben hastaneye tedavi için gidiyordum. 1 aylık bir sürecin ardından belkide bir daha asla çocuğum olamıycaktı.
Çocukların hepsine teker teker sarıldım. Hiç birisi çocuğumun olmama ihtimalini bilmiyordu. Kızlarda öyle. Bu yüzden hepsi güler yüzle uğurladı beni. Mutsuz olma sebebimi evden ayrıldığım için sanıyorlardı.
Zayn elimden tutup yürümeye başladı. Durup arkama baktım ve kapıda sevgililerine sarılmış bize bakan kişilere göz attım. Annem ve Tad arabada bizi bekliyorlardı. Gülümseyerek son kez hepsine el salladım. Karşılık verdiler.Arabaya binip yola koyulduk. Kendimi çok yorgun hissediyordum. O gün ki olaydan sonra Dion Butler hapishaneye yollanmıştı. Yaptığımı söylediği hiç bir şeyi kanıtlayamadığı için ben serbest bırakılmıştım. Hiç bir şeyi kanıtlayamamış olsa da söylediği, anlattığı anılar bu tedaviden korkmama neden olmuştu. Dion'a bunları yaptıysam kim bilir başkasına neler yapmışımdır. Ama her şeye rağmen Zayn'e verdiğim söz nedeni ile şimdi hastaneye gidiyordum.
Elimi tutup bana bakarak gülümseyen adama aşık olduğumu bir kere daha anlamıştım.
Kafamı omzuna yaslayıp yolculuk boyunca bizimkilerin konuşmasını dinlemiştim sadece. Türkiye'de ki tatilimiz aklıma gelince gülümsedim. Ormanlık alandaki anılarımız, gittiğimiz yemek ve yemekten sonra olanlar... Ve en önemliside ihtimalleri öğrendikten sonra bile beni asla bırakmayacağını söylemesi. Bu benim için çok önemli bir olaydı. Onun beni cidden sevdiğinin bir kanıtıydı. Geçmişte büyük bir hata yapmasına rağmen beni sevdiğini artık biliyordum. Tabiki o hatasını ve çektiğim acıları hatırlamıyordum ama hepsi geri geldiğinde bile aklımda olan sadece Türkiye'de bana söylediği sözler olacaktı.
"Geldik bebeğim" Kafamı kaldırıp büyük hastaneye baktım camdan. Zayn kapıyı açıp indi ve benimde inmemi bekledi. Bende inince ellerimizi her zaman ki gibi birbirine kenetleyip gri renkli büyük kapıya yürümeye başladı. Neden bilmiyorum ama yan yana ne zaman yürüsek hep önce Zayn ilerliyor, peşinden de ben yürüyordum.
Doktor'un odasında geçirdiğimiz yarım saat sonucunda yapılıcak testler için hastanenin içinde dolaşmaya başlamıştık. Annem ve Tad bana verilen odaya eşyalarımı yerleştirmeye gitmişlerdi. Bizde Zayn ile birlikte testleri yaptırıp odaya geçicektik.
"Korkuyorum" diye fısıldadım. Zayn duymuştu. Durup bana döndü. İki ellerimide tutup teker teker öptükten sonra hayran olduğum parıltılı elalarını gözlerime kenetledi.
"Biliyorum Ally herkesin senden bir beklentisi olduğu için bu tedaviyi almak zorunda olduğunu hissediyorsun. Şu anda herkesin senden tek bir beklentisi var oda sadece iyileşmen. Korkma sevgilim annen, Tad, kardeşlerin ve ben hep yanındayız" Kollarımı boynuna doladım. Oda direk belime sarılmıştı zaten. Saçlarımın arasından boynuma buse kondurduğunu hissettim. Bunu yapmasını seviyordum. Güven veriyordu. Kollarımı biraz gevşetip geri çekildim. Ellerim hala ensesinde birbirine kenetli bir şekilde duruyordu. Gözlerine baktım.
"Seni çok seviyorum" Çarpık gülümsemesini suratına yerleştirip oldukça havalı bir şekilde "Biliyorum" dedi. Gülerek omzuna yumruk attım yavaşça.
**************************************
"Evet testlerinin sonucu geldi Allison" diye söze başladı sevgili doktorum.
"Sana verdikleri ilaç kandan direk olarak beyine gittiği için onu ordan yok etmemiz pek kolay olmayacak. Doktor arkadaşlarımla konuştuk ve bir ilaç listesi yaptık. Sırasıyla hepsini deneyeceğiz. Etkili olanı bulduğumuzda ise sakinleştirici iğneler ile sana tedavi uygulayacağız. Hazır mısın?"
Korku ile anneme baktım...
KAMU SEDANG MEMBACA
Çete || Tanışma
Подростковая литератураGeçmişinin beynindeki yankı sesi ile boğulan asi, zeki ve güzel bir genç kız. Bazı genetik bozuklukları nedeni ile insanlarla çok iyi anlaşamıyor. 5 kişiden oluşan bir grup...Allison'un adlandırması ile '5 Dingil' Geçmiş ve geleceğin yarışı...