...Avdan 2 Gün Önce...
"Jungkook! Ben öldükten sonra başa sen geçeceksin! Seni bu tahta benden sonra sahip çıkabilecek biri olması için büyüttüm ben! Beni baban olarak görmeyip ülkeden siktir olup gitmen için değil!!"
Yine aynı konu. Taht, soyun devamı, ülkenin yönetimi...
Bu bana babam olduğunu iddia eden adam, ben doğduktan sonra annemi katletmişti. Hem de bir cariye olduğu için.
Annem bu sarayda cariye olarak yaşıyordu. Sonra babamdan hamile kaldı. Herkes ben doğana kadar annemin etrafında dört dolandı.
Ama ben doğduktan 8 ay sonra annem ihanet etme iftirasıyla idam edildi.
Ve bu babam olacak herif bunu yaptırdı. Onu hiç dinlememiş bile.Şuan 22 yaşındayım. Kendimi bildim bileli bir kere olsun ne bu tahta ne de bu hayata ilgi duyup da istekle yaşamadım, hep nefret ettim.
Gerçi hoş, o da beni pek oğlu olarak görmüyor ama..."Sana söyledim! Ben ne senin tahtını ne de senin oğlun olmayı istemiyorum! Senin gibi bir adamın ülkesine sahip çıkmayacağım! Madem sadece taht için büyüttün, annemi öldürdüğün gün beni de öldürseydin o zaman!"
Olduğum yerde kıpkırmızı kesilmiş bir şekilde karşımdaki babama bağırıyordum.
Ondan o kadar nefret ediyordum ki...
Bana hiç bir zaman babalık yapmamıştı.
Yediğim önümde yemediğim arkamda olarak büyütmüştü sözde ama beni kalpsiz bir insan olarak büyümeye zorlamıştı.Sevginin ne demek olduğunu bilmiyordum. Öfke problemlerim vardı, bir kere olsun ne anne ne de baba sevgisi görmeden büyüdüğüm için herşeyi öfkelenerek çözmeye çalışıyordum.
"Senin yerinde olmak isteyen milyonlarca insan varken bunu nasıl söyleyebiliyorsun? Sen Jeon soy adını taşıyorsun, soy adının hakkını ver."
"Hep aynı yerden vurmaya çalışıyorsun baba. Sana söyledim. Jeon olmayı ben seçmedim? Başka bir oğlun daha olsaydı o zaman hm? Belki o senin istediğin gibi bu tahta geçerdi filan..?"
"Bu saray sınırları içerisinde olduğun sürece ben ne dersem onu yapmak zorundasın. Seni kendim dize getireceğim Jeon Jungkook."
Bu sefer cidden öfkelendiğimi hissediyordum. İleri gidiyordu artık.
"Öyle mi? Ne yapacaksın baba? Beni zindana mı atıcaksın yoksa?"
"Hayır, evleneceksin."
"Ne?"
"Seni en kısa sürede evlendireceğim. Bir an önce baş göz olmanın zamanı geldi. Başka şekilde adam olamayacaksın."
"Sen ne dediğinin farkında mısın? Benim ne zaman kiminle evleneceğime sen karar veremezsin!"
"Kendine gel Jungkook! Karşında kim olduğunu unutuyorsun."
"Bu kadarı fazla! Yarın Çin'e gideceğim! Ne senin soy adını ne de hiç bir şeyini istemiyorum. Gerekirse gider orada açlık ve sefaletten ölürüm daha iyi!"
Ardından yüzüme yediğim tokat ile başım omzuma düştü.
"Hiç bir yere gitmiyorsun. Derhal odana gir ve asla dışarıya adımını atma Jeon Jungkook. Bu da son sözüm sana."
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Planned Love
FanfictionJeon Jungkook, Kim Taehyung'un eşi olmak istemiyordur. Ama davet akşamı, kaçmak için mükemmel bir zamandır. :)