Umarım kitabı beğenirsiniz
🥀🥀🥀
Canı en çok kim yakardı. Sevdiklerimizmi? Yakınlarımızmı? Yoksa hiç tanımadıklarımızmı? Bana sorarsanız canı en çok sevdiklerimiz yakardı. Ve bunu anlamazdılar. Yada anlamak istemezdiler. Muhtamelen anlamak istemezdiler. Kimse bana katılmak zorunda değildi. Herkesin kendi düşüncesinde özgürdü sonuçta.
Ben bu Dünyayı toz pembe görmek istiyordum. Ve öylede yapıyordum. Evet dünya yaşanılmayacak kadar kötü özelliği vardı ama yaşanılacak kadarda iyi tarafı vardı. Bu Dünyayı insanlar bu hale getirdi ama yine kendileri sitem ediyor. Haksızlık değilmi? Bence haksızlık.
İyi insanlar her zaman kaybederdi. Çünkü iyiler, kötü de olsa o bir insan, der kıyamazdı. Ama kötü insanlar öylemi...Onlar insanlara kıyardı. En çokta masum olanlara. Tabi her iyiliğin içinde bir kötülük, her kötülüğün içinde bir iyilik vardı.
Evet bu Dünya zor bir imtihan Dünyasıydı. Kimisi hayatı dalgaya alır kimisi ben ne yapıcam diye kendini yerdi. Evet bende ikinci seçenek bir insan tipiyim. Gelecekle ilgili bir sürü kaygım var. Ve bunları halletmek benim için zordu.
Şuan belkide yaşım küçük ama zihnim hiç öyle değildi. Sonuçta akıl yaşta değil baştadırd. Tabi şu zamanlar bilsemde bilmemezlikten geldiğim çok olay vardı. Kıymet bilmeniz gereken kişiler kimdi biliyor musunuz?
Sizi canından çok seven arkadaşınız, aileniz, sevgiliniz. Kıymet bilmek çok önemli. Çocuklar gibi oyuncağınızı kaybettikten sonra onu çok ararsınız.
Siz dersinizki sen kimsin ne hakla bize karışabilirsiniz, ben sadace sizi dostça uyarıyorum.Evet sanırım artık kendimi tanıtma kısmı geldi. Ben Diyar Demir. Ben normal bir ailenin son çocuğuyum. İki abim var. Annem ve babam beni pek sevmez. Abilerimde öyle. Ama naparsın evlat işte der susarlardı. Tabi bu susmada çok olay olurdu.
Kızım diye olurdu bunlar. Tabi buna doğuştan gelen hastalığımında katkısı vardı. Kalp hastasıydım. Basitti duygu bana yasaktı. Herkes gibi kahkaha atamazdım ben,veya hıçkıra hıçkıra ağlayamazdım. 16 yaşında bir kız çocuğunun istemeyeceği tek şeydi bu.
Hiçlikte hissetmek fena birşeydi. Ve ben bilmem kaçkez keşke Dünyaya gelmeseydim diyorum. En azından bu dertleri çekmezdim değilmi?
Belkide yanılıyorum."Her zorluğun altında bir kolaylık vardır."
Ben malesefki o kolaylığa ulaşamıyorum.
"Diyar!"
"Diyar! Sana diyorum!" Kendime gelmiş ve baktığım camdan gözlerimi çektim. Arkadaşım Beren. Ne kadar arkadaşsa artık...
"Efendim Beren?" Ona bakmıştım. Çoğunluk benden bir şeyler istemek için konuşurdu. Ödev veya ona benzer bişeyler anladınız siz. Başka muhabbetimiz olmazdı. Ama yinede o benim tek arkadaşımdı ve ben onu kırmak istemiyordum.
"Şu mat hocasının verdiği ödevi yaptınmı?" Başımı olumlu anlamda salladım. Biliyordum. Nede olsa ben yapar ona veririm benim başarıma ortak olurdu.
"Heh tamam ben sana okulda kitabı veririm sen geçirirsin tamam mı?" Başımı yine olumlu anlamda sallamıştım. Her zman sakin olmak zorundaydım. Sinirlenirsem kalbim çarpmaya başlıyor ve bu can yakıcıydı.
Zamn su gibi akmıştı ve okulun hemen önündeki durakta otobüs durmuş ve inmiştik. Beren her zamanki gibi çantasını bana vermiş ve sevgilisinin kucağına gitmişti. İki insanın bu denli sevebileceğini sanmıyordum. Bütün sevgiler menfaat içerdiği için vardı benim için.