17.Bölüm ..

137 8 0
                                    


...

Hayat hiçbir zaman adil değildi, her zaman herkese eşit bir şekilde davranmazdı.
Kimisi ağlarken kimisi gülerdi,
kimisi sabahın beşinde kalkıp çalışırken kimisi günün her vakti uyurdu,
kimisi düğün yapıp eğlenirken kimisi yas tutup üzülürdü,
kimisi daha çocuk yaşta sokakta soğukta donarken kimisi sıcacık evinde mis gibi yuvasında sıcacık yatağında uyurdu,
kimisi önündeki en envai çeşitli yemekleri beğenmezken kimisi bir kuru ekmeğe muhtaçtı,
kimisi baba parası ile büyüyüp bu bir marifetmiş gibi har vurup harman savururken kimisi kendi alın teriyle bir kuruş kazanana kadar canından bezerdi,
kimisi anne baba sevgisi görüp büyürken kimisi ise yetimhanenin soğuk köşelerinde yalnız başına ayakta durmaya çalışırdı...

Baba ve anne tarafından taranan okşanan saçlar vardı birde baba ve anne tarafından çekilen, acı vererek uzatılan saçlar vardı.
İnsanı değerli hissetiren saçlar bazen sevgiyle bazense nefretle uzatılırdı. İşte Naz da öyleydi, saçları nefret içinde uzanmıştı, sevgiyle değil biri saçlarını okşamak için dokunduğunu bile bu onu bir tehdit olarak algılıyordu. Oysa biri onun saçlarına okşamak için dokunduğunda korku değil sevgi...
Sevgiyi hissetmeliydi.
Hayatın her zaman iki yüzü vardı,
" iyi ve kötü."
Ve hayat hiçbir zaman herkese eşit değildi, bu bir kuraldı sanki!
Sanki bu kötü bir kuraldı..! Ve bu kötü Kural Naz içinde geçerliydi.

Naz! diye seslendim arabaya doğru yürürken, ardından durup yüzüne bakarak kaçıncı sınıfa gidiyorsun diye sordum. Oda aynı şekilde tatlı bir edayla yüzüme bakarak "birinci sınıfa gidiyorum", dedi ve önüne dönerek sustu.

Boşta duran elimi yüzüme getirip işaret parmağımla dudağıma iki üç kez yavaş bir şekilde vurarak hmmm dedim, yani sen şimdi altı yaşında mısın? diye sordum tebessüm ederek.

"Evet"dedi Naz hemen ardından öğretmenim bana bir kere demişti yaşımı ve bana çabuk büyüyeceğimi söylemişti. "Ben çabuk büyüyebilecek miyim?" Diye sordu.

"Evet dedim gülümseyerek. Çabuk büyüyeceksin."

"Yaşasın!" dedi gülerek ardından bana dönüp "ben senin kadar büyük olmak istiyorum ben ne zaman senin kadar büyük olacağım, kaç yaşım kaldı..?" diye sorup parmaklarını saymaya başladı.

"Benim kadar mı?" diye sordum şaşkın bir şekilde.

"Eveeet senin kadar, sen çok güzelsin ve çok güzel olduğun için bende senin gibi güzel olmak istiyorum büyüyünce"dedi bana dönerek.

"Yaa dedim elimi saçlarıma geçirerek, güzel miyim ben?"diye sordum onun yanında diz çöküp aynı hizaya gelerek. Söyledikleri hoşuma gitmişti, bir çocuk tarafından iltifat almak sanırım dünyanın en güzel ikinci hissiydi.

"Evet" diyerek eliyle yanağıma dokundu.
Bu benim daha çok hoşuma gittiği için daha çok gülümsemiştim.

"Ve dedi sustu sonrasında ise çok güzel gülüyorsun bende senin gibi güzel gülebilir miyim büyüyünce?" dedi tatlı bir sesle.

Yüzümdeki gülümseme solmuş, içimi hüzün kaplamıştı...

"Sen zaten çok güzelsin, çokta güzel gülüyorsun dedim. Sonrasında ise aynaya en son ne zaman baktın?" diye sordum naif bir sesle.

"Aynaya mı?" diye sordu Naz şaşkın bir ifadeyle.

"Hıhım" dedim tebessüm edip başımı sallayarak. Sen çok ama çok güzelsin bugün hiç aynaya bakmadın sanırım dedim dudaklarımı büzerek. Sen çok güzelsin tıpkı bir melek gibi...

"Gerçekten mi?" Diye sordu gülümseyerek. "Evet dedim hemde çok fazla büyüyünce Asrın ablan senin yanında çok çirkin kalacak ve sen çok güzel olucaksın dedim."

Gece'nin Gölgesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin