İki bölüm art arda yayınladım bu yüzden 12'yi göremeyebilirsiniz, onu atlamayın:*
İyi okumalarr
{••••••}
Güneş, dünyanın öteki tarafına doğru olan gezintisine başlamışken fena halde sıcak olan hava yavaş yavaş tatlı serinliğine kavuşuyordu.
Bu saatlerde yayılan turuncu, yumuşak ışık vurduğu her şeyi güzelleştiriyordu. Hele Jungkook'un gözleri esmer tenli çocuğun suratıyla buluştuğunda konuşmalarının ortasında durup onu incelemeden edemedi.Kahkahası yeni durmuşken henüz tam olarak sakinlememişti mimikleri. Gözlerinin kenarları mutluluğundaki samimiyeti gösterircesine kırışmış, pembe dudakları gülümsemekten gerinmişti. Saçlarının kahvesi ışıkla beraber kızıla çalıyordu, teni ise altın gibi parlıyordu adeta.
Yutkundu, Jungkook. Onu bu keyifli seyirden ayıltan kişi izlediği gençten başkası değildi. Taehyung, onun ani duraksaması ve yürüyüşünün yavaşlamasına anlık şaşırmıştı.
"Jungkook, bir sorun mu var?", karşı taraftan anında bir cevap alamayınca tahminlerini sıralamaya hazırlanmıştı, "Yoksa çikolata falan mı kalmış yanağımda?" dedi saf bir ifadeyle parmaklarıyla suratını yoklarken. Pratik için havanın güzel olması nedeniyle açık havadaki çok kişinin gitmediği bir parka gidip oradaki sahada başlangıç yapacaklardı. Motivasyon için ise birer tatlı yemişlerdi, koçu onları ısmarlamakla gerçekten yumuşak olduğunu kanıtlamıştı.
"Oh, hayır. Üzgünüm, dalmışım." dedi Jungkook ısırmaktan kızarmış dudaklarını kıvırıp. Yanındakinin de ona attığı kaçamak bakışlardan habersizdi. Gerçi Taehyung'un da çok farkında olduğu söylenemezdi. Gözlerini ne kadar yola çevirse de kendine engel olamadan yine dikkatini yanındakinin suratında buluyordu. Yuvarlak burnunun ucundaki bene kadar incelemek ve küçük detayları fark etmek, onu sessizleştirecek kadar utandırmıştı.
Sahaya vardıklarında fazla oyalanmadan başlamışlardı. Henüz hiçbir kuralı katmadan yalnızca atış şekillerine odaklanmışlardı ve bu Taehyung'un hatırlaması için iyi bir tercihti. Jungkook, diğerinin atış için yaptığı el pozisyonlarını her düzeltişinde, esmer tende sürekli bir elektrik yol alıyormuş gibi parmak uçlarını birkaç saniyeliğine hissedemediğini fark etmişti. Ellerini çokça kez esnetip kıtlatmak bir çözüm gibi gelmişti o an ona.
Başarılı bir ilk pratiğin ardından gökyüzü maviliğini korumuş olsa da etraf gölgelik haline dönmüştü. Sahanın tellerine dayanıp ılık betonda oturmuş, arada yudumladıkları su dolu şişelerle birlikte muhabbet ediyorlardı.
"Hafta sonu Hoseok'un partisine davet almışsın."
"Ah, evet. Ama gitmek konusunda çekincelerim var. İlk defa gitmiş olacağım."
"Herkes, her şeyin ilkini mutlaka yaşar, öyle değil mi? Çekinmene hiç gerek yok, Hoseok da bir numaradır zaten." dedi Jungkook yanındakine dönüp gülümseyerek. Onun bu çekingen hali, onu ne kadar üzse de şirin bulmadan edemiyordu.
"Namjoon'un gelip gelmediğini biliyor musun?"
Taehyung'un bu sorusunu duyduğu an yüzündeki gülümseme yerini bozuk bir ifadeye bırakmış ve gözlerini devirme eşliğinde önüne dönmüştü. Öncesinde hiçbir sorunu olmadığı bir adamdan artık bu kadar haz etmemesi ona da mantıklı gelmiyordu ama hissediyordu işte. Nedenini biraz da olsa tahmin edebiliyordu ancak dillendirirse büyük şeylere mâl olabilirdi. Yine de cevapladı soruyu.
"Hoseok, benim için çağırmamayı düşünmüştü ama sırf o yüzden aralarının bozulmasını istemediğimden karşı çıktım. Yani evet, geliyor." Taehyung, kafasını aşağı yukarı salladı. Jungkook, ona dönüp devam etti, "Ne o, Namjoon gelirse mi gelirsin yalnızca?"
Esmer tenli çocuk keskin kaşlarını çatarak, "Öyle bir şey demedim." dedi ve ardından ifadesi yumuşadı. Yutkunmanın ardından farkında olmadan kritik bir şey diyecekmiş gibi gergin bir ifade takınarak dudaklarını araladı.
"O gece beni yalnız bırakmayacağına söz verirsen gelirim." Taehyung, yanındaki tatlı şekilde sinir bozucu çocuğun ona neden tanıdık hissettirip güvenilir olduğunu düşündürttüğünü bilmiyordu ama sanki o yanındayken her şeyi yapabilirmiş gibi hissediyordu. Olması gereken de bu değil miydi zaten? Arkadaşı ya da değil, bunu hissetiren bir kişi özel olmaz mıydı onun için? İçinde oluşan Jungkook'a yakın olma isteği, fiziken miydi yoksa manevi açıdan mıydı anlayamıyordu ama beyaz teninin ona attığı görünmez bir halat onu çekiyormuş gibi hissetti. Kendini geri çekmek zorundaydı.
Öyle de yaptı, kalçasını Jungkook'un tersi yöne hafifçe kaydırırken kırdığı dizlerini kendine çekip sarıldı onlara.
"Söz veriyorum, yanında olacağım. O partiye gel ya da gelme." dedi Jungkook. Son cümlesindeki cüretkâr ton kalbinin ritmini değiştirmişti, alacağı tepkiyi -konu Taehyung olunca- tahmin edemiyordu.
Taehyung ise bu cümleyi duyarken sarıldığı bacaklarına tırnaklarını geçirivermişti. Sıcaklık boynundan suratına doğru yayılırken hareketlerinin tam olarak hakiminde değildi ama bu hareketi acıyla birlikte kendine gelmesini sağlamıştı içten içe. Jimin'in attığı mesajları geçirdi zihninden.
Yanındaki çocuktan gelen cevap, ne diyeceğini bilemeyeceği türdendi ve diyaloğu kesmenin onun bu sözlerine haksızlık olacağından korkmuştu.
Bu seferliğine, Jungkook'u cevapsız bırakmamak için kalbini dinlemeyi seçti.
Uzaklaştırdığı bedenini yana doğru devirir şekilde Jungkook'un omzuna yaslandı birden. Yaslandığı kollarının ve omuzlarının gerginlikle kasıldığını fark etti o anda. Çekilmek istese de kalbini dinlemeye kararlıydı ve dayandı Taehyung.
Çok geçmeden gevşeyip kasılmış kasları yerini rahat bir yaslanma yerine bırakmıştı ve Jungkook tuttuğu nefesini usulca bırakırken karşı taraftan gelen bu adımı asla cevapsız bırakmamaya kararlıydı fakat onu korkutmamalıydı. O da aynı şekilde kafasını, ona yaslanan yumuşak saçlara yerleştirdi ve bir süre öylece, kulaklarında yalnızca düzensiz nefesleri ve ağaçlarda konup uçuşan kuş sesleri hakimdi.
Günün kalan az zamanında da çok konuşmadılar ve Taehyung'u zaten yakın olan evine bırakmanın ardından kalbi ağzında atarken kendi evinin yolunu tuttu Jungkook.
{••••••}
İlk anlatım bölümü...
Nasıl buldunuz?
Biraz kısa olduğunun farkındayım ama bu ikili hislerini keşfederken az ve öz olaylar yaşamalarını istiyorum. Şimdilik. İleride çok daha muhteşem bölümler gelecekk
Öpüldünüz
ŞİMDİ OKUDUĞUN
desperate | taekook ✓
FanfictionKendimi kimseye açmama kararım seni neden bu kadar rahatsız ediyor? [text+düzyazı]