Mayda Demir
Gözlerimi açtığımda abimleydim. Dün gece birlikte uyumuştuk, sarılarak. Kolları arasındayken onu inceledim. Bana benzemiyordu, alakamız yoktu. Sanki babamın kopyası gibiydi. Çenesini öpüp oturur pozisyona gelirken gözlerini anında açmış bana bakıyordu.
"Günaydın abiciğim."
Eğilip onu öperken elini uzatıp saçlarımı okşadı.
"Günaydın abisinin gülü."
Ayağa kalkmamla eşofmanımı düzeltip kıyafet dolabına ilerledim.
"Bugün nereye gideceğiz? Ona göre kıyafet seçeyim."
Esnerken omuzlarını silkti.
"Elbise giy ama yanına yedek bir elbise ve rahat edeceğin bir şeyler de al."
Başımı sallarken askılı sarı bir mini elbise çıkarttım. Yanıma da aynı ince askılı dekolteli ama abartısız bir elbise aldım. Lacivert eşofman takımımı da alarak çantama koyacaklarımı yatağın üzerine attım. Temiz iç çamaşırları alırken banyoya geçtim.
Uzun bir süre duş alıp bedenimi iyice temizledim. Duştan çıkarken saçlarıma havlu sardım ve ilk iç çamaşırlarımı sonra da elbisemi giyerek banyodan çıktım. Abim siyah bol bir kumaş pantolon, onun üstüne de bej rengi bir kazak giymiş yatakta oturuyordu. Dolaptan çorap ve kutudaki ayakkabılarımı çıkarttım. Yatağa yanına otururken saçlarımdaki havluyu da alıp kenara bıraktım.
"Ver onları bana."
Abim elimdeki çorabı ve ayakkabıyı alırken yataktan kalkıp önüme geçti.
"Bugün bebek olacaksın. Her zamanki bebek tavırların değil, seni ellerimle besleyip, şımartacağım."
"Çocukken de yaptığın gibi miii?"
Başını sallarken heyecanla ellerimi birbirine çarptım. Uzun çoraplarımı giydirmiş ve ayakkabılarımı da ayağıma geçirmişti. Sonra benden uzaklaşıp dolaptan fön makinasını getirdi ve yatağın yanındaki prize taktı. Arkama geçip otururken makinayı çalıştırıp saçlarımı kurutmaya başladı. Saçlarımı kurutması bittiğinde güzelce fön çekti saçlarıma. Dört beş iyıl önce öğretmiştim ona bu işleri. Makyajıma karışmamayı tercih etti, yapamayacağını ikimiz de biliyorduk. Hafif bir makyaj yaparken artık hazırdım. Beyaz çantamı koluma takarken büyük bir çantaya da diğer kıyafetlerimi ve eşyalarımı koyup abime verdim. Çantayı benden alırken birlikte aşağı indik.
Mutfaktan babamın sesi gelirken oraya gittik ilk olarak. Telefonla konuşuyordu. Bizi görünce gülümsedi.
"Peki, şimdi kapatmam lazım."
Telefonu kapatırken bize döndü ve elini ensesine attı.
"Çocuklar bugün yok. Vakit geçirmek istedikleri için kıra piknik yapmaya gittiler, sizi çağıracaklardı ama bugün başbaşa olacağınız için uyandırmak istememiştim."
Kırda piknik yapmak kulağa hoş gelebilirdi ama abim daha önemliydi.
"Sorun yok baba, ben bugün abime aitim."
Babamın hazırlamış olduğu kahvaltı masasına oturduk ve babam iki bardak çay doldurup verdi önümüze. Karşımıza geçip oturduğunda bana baktı.
"Bir şey daha demem lazım," dediğinde elini ensesine attı.
"Ankara'ya döndüğümüzde annen ve teyzen bizi ziyarete gelecekmiş."
Annem ve teyzem mi?
Bir anlığına abime bakarken bundan haberi yokmuşcasına bana baktı ve dudaklarını büzdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GADASINI ALDIĞIM [Final Oldu]
Ficción General"Göğsünün altındaki ufacık ve yorgun yüreğin beni hiç mi sevemez gadasını aldığım?" Yüzbaşı Atay Han Bozkurt ve kalp hastası Mayda Demir'in hikayesi. - Instagram, Texting, kısacası hemen hemen her türlü şeyleri içerir. Eğlencesine yazılmıştır, mantı...