Jisung:
Tabi ki yine bardaydım. Bu hayatta bar hariç vakit geçireceğim yerim yoktu. İçip içip sarhoş olmaya çalışıyordum ama karşı masam da duran eski sevgilim buna engel oluyordu. Bu hayatta en sevdiğim kişiydi daha yeni ayrılmıştık. Aslında tam yeni sayılmazdı ama onu çok özlüyordum. Onun bana çektirdiklerini ben de ona çektirmek istiyordum. Bana doğruyu söylemek gerekirse
bir şey yapmadı ama benden ayrılıp barlarda insanlarla sevişmesi beni incitiyordu. O penis benim için sertleşirken neden ben değil de bir başkası rahatlatıyordu bunu anlamıyordum. Ben aklımdan intikam planları yaparken çalışan garson sürekli olarak önümdeki içkileri tazeliyordu. Sürekli olarak önümdeki shot sayısı değişiyordu, bunu bile artık algılamaya gücüm yetmiyordu. Önüme gelen herhangi bir insanı öpüp onunla yatmak Minho'yu kıskandırmak istiyordum. Sanırım bu düşündüğümü yapacaktım. Ama o beni kıskanırdı. O beni hâlâ seviyordu bunu biliyorum. Bu barda özel kırmızı odasında benim olmamam beni hemde onun canını yakıyordu ama bunu kabullenmiyordu. Tekrar garson geldiğinde onun yakasından tutup kendime çektim ve dudaklarımızı birleştirdim. Garson ilk çekilmeye çalışsada ben onu kendime çekmeye devam ediyordum. En sonunda bunu başarmıştım öpüşüyorduk ve Minho'nun bize baktığından emindim. En son gözlerimi kapattığımda bir an dudaklarımdaki dudağın kendini çektiğini hissettim, gözlerimi açtığım an garsonun tepesindeki sinirden kişilik değiştirmiş Minho'yu gördüm. Tahmin ettiğim gibi kıskanmıştı. Beni kıskanıyordu. Beni hâlâ seviyordu bunu inkâr edemezdi. Garson'un ensesinden tutup geriye çekti ve yere savurdu. Garson neye uğradığını şaşırmış hâlde bize bakıyor ve Minho'dan özür diliyordu. Ben ise sarhoş ve sinirli bir halde ayağa kalktım ve bağırmaya çalıştım."Sen ne yaptığını sanıyorsun Minho!"
"Asıl sen ne yapıyorsun Jisung. Sen nasıl bir garson ile gözümün önünde öpüşürsün."
"Sen nasıl gözümün önünde insanları sikiyorsan öyle."
"Ben kimseyi sikmiyorum Jisung saçmalama."
"Çünkü benim için sertleşen penisini kimse rahatlatamıyor değil mi?"
"Saçma sapan şeyler söylemeyi kes Jisung!"
"Neresi saçma? Söylesene ya, saçma olan ne Lee Minho!?"
"Saçma olan şey şu Jisung. Senin saçma salak düşüncelerin."
"Benim düşüncelerim saçma, benim gördüklerimi anlatmam saçma. Senin yaptıkların doğru olan dimi."
"Sen benim ne yapıp yapmayacağıma karışamazsın Jisung. Bizim lanet olası ilişkimiz bitti. Anlıyor musun? Bitti."
"Anlamak istemiyorum. Lanet olsun biliyorum ama bilmek istemiyorum."
"Bizim artık aramızda bir şey olamaz Jisung. Hiç bir şey olamaz."
"O zaman neden öpüştüğümü gördüğünde kıskançtan kişilik değiştirsin?"
"Bana ne kimle öpüşüyorsan öpüş Jisung. Kimle sevişiyorsan seviş bana ne?"
"O zaman benim her yaptığım şeye neden karışıyorsun Sik kafalı."
"Benimle düzgün konuş Han Jisung!"
"Konuşmazsam ne yaparsın beni kıskandırmak için gözümün önünde birilerini mi sikersin he ne yaparsın?"
"Çok mu içtin sen Han Jisung? SÖYLEDİKLERİMİ ALGILIYOR MUSUN HAN JİSUNG?"
"Ben ne dediğimi biliyorum Minho, salak değilim ben anlıyorum dediğim şeyleri. Ama lanet olası kalbim senin için atıyor benim suçum mu bu? Söyle ya gerçekten benim suçum mu?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Broken Heart - Minsung
FanfictionBen en iyisiyim Lee Minho. Sadece beni düşünüyorsun ve beni düşünüp burda bir sürü insan sikiyorsun. Çünkü beni görünce bir şeyler sertleşiyor dimi. Benim yüzünden sertleşen şeyi ben değil de neden bir başkası rahatlatsın? {Smut,Cinsellik,Argo}! One...