¹

40 3 0
                                    

boynundaki iki küçük noktaya baktı sarışın çocuk. nereden geldiklerini bilmiyordu fakat bildiği bir şey varsa o da bu noktaların çok acıdığıydı. belki böcek ısırmıştır diye düşündü her ne kadar buna pek inanmasa da. aynadan arkasında kalan saate bakıp hazırlanması gerektiğini fark etti, geç kalıyordu.

_____________________

bütün gün yaptığı gibi bir kez daha boynunu kaşıdı yemek yerken. bu noktalar çok yanıyordu. elindeki soğuk kutu kolayı boynuna götürdü bu yanma hissini az da olsa azaltmak için.

"şu ısırıklar yine mi yanıyor?" başıyla onayladı felix arkadaşını.
"ablam bu aralar hastaneye böcek ısırığı şikayetiyle gelenlerin çoğaldığını söyledi. belki küçük bir böcek türü istilası falan vardır." fikrini belirtti diğer çocuk bir yandan yemeğini yerken.
"umarım zehirli bir böcek değildir."
"ne zaman ısırdı ki?"
"bilmiyorum," dedi sarışın. "gece olmalı; uyumadan önce bir şey gördüğümü hatırlamıyorum."
"okuldan sonra doktora gitmelisin, istersen ablamdan randevu ayarlamasını isteyebilirim."
"o sadece bir stajyer jisung, başını belaya sokmamalıyız." omuz silkti siyah saçlı.

_____________________

"böcek ısırığı gibi görünüyor, verdiğim kremi sürerseniz yanma hissetmezsiniz. yine de eğer fazla yanmaya devam ederse tekrar gelin."
"teşekkürler." dedi felix doktorun uzattığı reçeteyi alırken. kazağını düzeltti ve odadan çıktı. bir an önce eve gidip şu kremi sürmek istiyordu ama öncesinde annesinin almasını söylediği şeyler için markete uğramalıydı.

hastaneyle yakın olan markete doğru yürürken bir yandan arkadaşına doktorun dedikleriyle ilgili mesaj atıyordu. markete geldiğinde annesinin yazdığı"alışveriş listesi" başlıklı mesajı açtı. süt almak için reyona doğru ilerledi ve aldığı sütü koltuğunun altına sıkıştırdı. sepete ihtiyacı olmayacağını düşünmüştü. sütün biraz yanındaki dolaptan bir kutu peynir ve sosis alıp onları da kolunu altına sıkıştırdı güzelce. ardından küçük kardeşi için kremalı ekmek almak için ekmek reyonuna yöneldi. kardeşi tam bir kremalı ekmek hastasıydı. en son ise kendisine çikolata almak için abur cubur reyonuna yöneldi. favori çikolatasını da kolunun altındakilerin üstüne koyduktan sonra kasaya doğru döndü. bir yandan cebinden cüzdanını çıkarmaya çalışıyordu.

henüz reyondan bile çıkamamışken biriyle çarpışması yüzünden yere düşen kremalı ekmekle başını yere indirdi. kucağındakileri düşürmemeye çalışarak kremalı ekmeğe uzanmaya çalıştı fakat başaramadı. karşısındaki beyaz saçlı adam eğilip yerdeki ekmeği aldı ve kendisine uzattı. ekmeği alırken bir yandan da teşekkür etmeyi unutmadı.

"teşekkürler ve çarptığım için kusura bakmayın." dedi karşısındaki adama hafifçe gülümserken. çok tanıdık geldi bir an karşısındaki adam. saçlarıyla aynı şekilde tamamen bembeyaz olan tenini bir yerde görmüş gibiydi. teni ve saçlarına zıt olarak simsiyah gözlerle kendisine bakan adamı incelemeyi kesti ve elindeki ekmeği tekrar kucağındaki yığının üzerine yerleştirdi.
"önemli değil." dedi o sırada karşısındaki adam ifadesiz yüzüyle. nezaketen de olsa gülümseyebilirdi ama anlaşılan adam kaba olmayı umursamıyordu.

daha fazla oyalanmadan kasaya ilerledi ve kucağındakileri kasaya bıraktı dikkatlice. cebindeki cüzdanını da çıkartıp ödemeyi yaptıktı ve elindeki alışveriş torbasıyla eve doğru ilerledi

_____________________

kucağında oturup kendisine okulda neler yaptığını anlatan, bir yandan da bugün aldığı kremalı ekmeği yiyen kardeşini dinlemeye devam etti felix.

"sonra öğretmenim soruyu bildiğim için bana aferin dedi ve bir yıldız çıkartması verdi." dedi çocuk kucağındaki küçük defterin kenarındaki yıldızı gösterirken. devam etti sonra,
"hem de soruyu kimse yapamadı, tek ben yapabildim oppa." dedi bu sefer ellerini çırparak. bugünkü matematik dersinde "2+3" sorusunu doğru bilmişti ve abisine sevinçle bunu anlatıyordu.

"aferin sana yuna." diyerek başını okşadı kızın. "sen ileride benden bile zeki olacaksın." küçük kız için çok büyük bir şeydi bu, abisinin dünyadaki en zeki insan olduğuna inanırdı çünkü o hep derslerden yüksek alırdı. kötü olduğu dersler de tabii ki vardı ama genelde notları 80'in altına düşmezdi ve bu, henüz sadece 20'ye kadar sayabilen küçük kız için fazla büyük bir sayıydı.

büyüttüğü gözleriyle abisine baktı yuna.
"cidden mi? senden bile zeki olabilir miyim yani?" diye sordu onu yineleyerek.
"tabii ki olursun bebeğim, ama öğretmenlerini hep güzelce dinlemen lazım." dedi sarışın.
"dinlerim ki." diye yanıtladı onu küçük, "hem ben çok seviyorum zaten bütün derslerimi."

annesinin odaya girmsiyle konuşmaları bölünmek zorunda kaldı.
"yuna, hadi güzelim, yatma vakti. abin de artık uyumalı, yarın okula gideceksiniz." hızlıca başını salladı ve ağzına tıkdığı ekmekle abisinin kucağından atlayıp annesine doğru koştu.
"iyi uykular oppa. yarın da derslerimi güzelce dinleyip sınıfın en iyisi olacağım." onu onayladı sarışın.
"öyle olacaksın ama olmasan bile benim için en iyisisin yuna." kocaman gülümsedi ve minik eliyle abisine el sallarken odadan çıktı yuna.

sarışın da yatağına uzandı yorgunlukla. yakın zamanda sınavları başlıyordu, bu yüzden çalışmaya başlamıştı bile ve çok yoruluyordu. kalın yorganı üstüne doğru iyice örttükten sonra komodinin üzerindeki gece lambasını kapattı ve uykuya teslim etti kendini.

_____________________

boynunda hissettiği şiddetli acı ve ağırlıkla gözlerini açmaya çalıştı sarışın. gözlerini açacak gücü bile bulamadı. elini kaldırıp gece lambasını açmak istedi ama bunu da yapamadı. sanki bir anda tüm gücü alınmıştı ondan, sanki tüm kanı çekilmişti vücudundan.

güç uğraşlar sonucunda gözlerini araladı hafifçe sonunda. ancak görmeyi beklediği şey kesinlikle hemen boynunun oradaki bembeyaz saçlar değildi.

¹⁰⁰³²⁴

the moon and sunshine° cnglxHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin