Özel Bölüm

375 17 5
                                    

💙

10. Sınıfın İlk Dönemi

İlay

Aral gülerek saçlarımı dağıttığında homurdanarak ondan uzaklaştım. "Olmayacağım kaptan falan."

Osman elindeki kraker paketini açarken, "Gel de külahıma anlat. Belki o inanır," demişti. Aral ise bize göz devirerek masadaki gri polar hırkayı üzerine geçirdi, terden sırılsıklam olmuştu. Ona uzattığım su şişesini aldığında ben içmesini beklerken o birden başını eğip suyu kafasından aşağı dökmeye başladı. "Ya Aral!" Üstüme su sıçrattığında kenarında oturduğum masadan aşağı zıpladım. "Ayak üstü duş aldırdın ya."

Ben okul gömleğimin üstündeki su izlerine bakarken Osman'ın yanında oturan Serhat dakikalar sonra başını test kitabından kaldırdı. "Şimdi sana çok acayip bir şey söyleyeceğim," Çok önemli bit sır verecekmiş gibi eğildiğinde gömleğimin manşetlerini bıraktım ve ona tek kaşımı kaldırarak baktım. "İki damla sudan ölmezsin, İlay Serter." Dudaklarını birbirine bastırarak başını salladı ve dudağının kenarı yukarı kıvrılırken yeniden önündeki kitaba baktı. Ben ise dişlerimi sıkarak derin bir nefes aldım.

"Aslında haklısın," Saçlarımı omzundan geriye attım ve ukala bir sırıtışla tam karşısına oturdum. "Her hâlimle eşsiz görünüyorum, beni ıslattığı için o su damlaları kendini şanslı saymalı."

"Öyle bir şey söylemedim."

"Hatta gidip ne kadar haklı olduğum konusunu bir de Metehan'la mı konuşsam?" Serhat'ın bakışları yavaşça bana döndüğünde ben umursamaz bir tavırla bahçenin diğer ucunda arkadaşlarıyla konuşan Metehan'a bakıyordum. Aral ve Osman sessizce gözlerini bir bana bir Serhat'a çeviriyordu.

Serhat'a dönüp kaşlarımı kaldırdığımda çenesinin kasıldığını gördüm. Derin bir nefes aldı ve bir şey söylemeden başını tekrar kitabına eğdi.

Normalde beden dersini hep arka bahçedeki sahanın orada geçirirdik, bugün ise benim ısrarlarım sonucu Osman'ı merdivenlerin yukarısında ön bahçeye bakan çardağa getirmeyi başarabilmiştim. Çünkü Serhat hep burada otururdu, ön taraf daha sessiz olduğu için çardakta kendi hâlinde ödev falan yapardı.

Osman her ne kadar benim benimle biraz uğraşsa da nihayetinde kabul etmişti ve daha Serhat gelmeden önce çardağa kurulmuştuk. O geldiğinde ve bizi burada gördüğünde önce tuhaf tuhaf bakmış, sonra da umursamayarak karşımıza geçip oturmuştu.

Ondan hoşlanıyordum ve onun da benden hoşlanmasını istiyordum. Bir senedir aynı sınıftaydık ama yanında oturan Aral ve Osman dışında pek kimseyle konuşmuyordu. Osman ve benimle konuşması bile bir noktada Aral'ın arkadaşı olmamızdan dolayıydı. Başlarda ona yalnızca sinir oluyordum, gıcık çocuğun tekiydi. İlk karşılaştığımızda bana akıllı tahtanın önünden çekilmemi söylemiş ve dik dik bakmıştı. Ona aynı şekilde karşılık verdiğimde yarım dakikamızı sınıfın ortasında birbirimize bakarak geçirmiştik. Birbirimize gıcık oluyorduk, fazlasıyla terstik. Ama sonra... Zaman ilerledikçe ona hayatımda verdiğim yerin gitgide arttığını fark etmiştim. İlgimi çekiyordu. Bütün vaktini elinden düşürmediği test kitaplarıyla geçiren bir çocuk için sayılardan daha ilginç olabileceğime inanıyordum. Ama ne zaman bir diyaloğa girsek birbirimizle atışıp duruyorduk.

Aral, Serhat'ın da benden hoşlandığına emindi fakat ben öyle olduğunu sanmıyordum. En azından... Hissetmiyordum işte.

Ya da korkuyorsundur belki İlay Serter?

Daha neler!

"Her neyse millet," Aral öksürerek ona bakmamıza neden oldu ve konuyu değiştirdi. "Şu geçen girdiğimiz denemeden sonra Nihan hoca bizim Ali'yle iddiaya girmiş. Sınavda elliden yüksek alırsa sözlülerini yüz girecekmiş."

Engelmatik | TEXTİNG [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin