İyi okumalar..
~ Taehyung
Dışardan gelen gürültülü sesden dolayı uzandığım yerden kalktım ve mutfağa doğru adımladım. Bir insan taşınırken bu kadar ses çıkara bilir mi? Sinirle alnımı ovarak bir bardak su doldurdum ve kafama diktim. Hafif rüzgar cama çarparak garip sesler çıkarıyordu. Gece boyu o kadar çalışmıştım ki yorgunluktan koltukta uyuya kalmıştım.Soğuk hava yüzüme çarptıkça gözlerimi kısıp yeniden açıyordum. Gözlerimi yeniden hafifçe açtığım sırada bakışlarım yan eve kaydı..
Eşyaları taşımak için duran büyük yük arabasının yanı sıra elleri cebinde bir adam çalışanları izliyordu. Nasıl mıydı? Üzerinde siyah pantolon üst kısmında ise aynı renk t-shirt'ü vardı. Sağ kolu ise dövmelerle doluydu. Gözlerimi yüzüne çıkarınca hala çalışanları izliyor ve arada bir şeyler geveliyordu. Soğuk bakışlarını bana çevirince hemen diğer yöne çevirdim başımı, ne yani? Yan komşum artık bu adammıydı?
...
Dışarıdan geldiğimden beri saatler geçmişti. Hava kararmıştı bile, evde tek yaşıyordum ve korkmuyordum çünkü alışmıştım. Annem ve babam arada bir ziyarete gelirdiler, oda belki.Kısa bir duş almak adına banyoya gittim ve suyu ayarlamak için açtım, ancak açtığım sırada musluğun kırılmasıyla birden su fışkırarak akmaya başladı. Şaşkınlıkla izlerken geri adım attım. Bir bu eksikti. Şimdi ne yapacaktım? Bu saatde kim gelirdi ki? Kendimde yapamazdım. Telefonumu elime aldım ancak ne yapacaktım ki? Hızlıca salona indim ve ceketimi alarak dışarı çıktım.
Sokak ıssızdı. Bu saatlerde kimse geçmezdi buradan sessizdi hep buralar, sakindi. Bütün evlerin ışığı sönmüştü. Tek bir evden başka yeni gelen adamın ışıkları hala yanıyordu. Tek çare buydu galiba. Kapıya kadar gelip çaresizce çalmakla çalmamak arasında kaldım. Ve ani bir kararla kapıyı çaldım.
Kısa bekleyişin ardından kapı açıldı, dudaklarımı ısırarak bekliyordum öylece, adam kapıyı açınca kaşlarını çatarak bana bakıyordu. Ne diyeceğimi unutmuştum bile çünkü.. tek fark ettiğim dövmeleri değilmiş onun yanı sıra yüzünde olan göz alıcı piercing'leriymiş, yüzünde o kadar güzel duruyordu ki, belkide en çok bu adama yakışıyordu.Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım çok fazla saçmalamadan.
"Pardon, gece gece rahatsızlık verdim. Ancak meşgul değilseniz yardım ede bilirmisiniz?"
Adam hala ciddi bir ifadeyle ne diyor bu der gibi izliyordu. Göz devirdiğim sırada söze girdi. Sesi o kadar kalın ve sertdi ki.. ne diyorum ben!
"Ne konuda?"
Ne yani? Tek dediği bumuydu?
"Şey musluk.. yani musluk kırıldı? Bakar mısınız diye?"
Başını sallayarak hala yüzündeki ifadeyi bozmadan içeri girdi ve üzerine ceketini alıp yeniden yanıma geldi. Ne yapıyor bu? Kendini havalı falan mı sanıyor? Hiçte değil. Tam bir sinir bozucu! Eliyle yolu gösterdiğinde hızlı adımlarla eve doğru adımladım o da arkamdan geliyordu.
Eve girdiğim gibi ceketimi çıkarıp askılığa astım, o da içeri girince kapıyı kapatdım. O ise öylece durup eve göz gezdiriyordu. Bu adam çok garipti. İhtiyacım olmasa muhatap bile olmazdım bu adamla, ismini bile bilmiyordum! Şaka mı bu?
Yukarı doğru çıktım o da arkamdan geliyordu. Banyoya girince yerler hafiften batmıştı bile! Hemen kenarda duran terliği giyindim ayaklarım batmasın diye onada bir çift verdim tereddüt etmeden giyinmişti. Musluğa yaklaşarak bir süre baktı sonraysa gözlerini üzerime dikti.
Ne demek istediğini anlamaya çalışırken birden aydınlandım. Hemen içerdeki dolaptan alet kutusunu kapıp geldim ve ona uzatdım. O da hemen işe koyuldu.
~
Tam 10 dakikadır sessizdi ortalık ben öylece onu izliyordum, o da musluğu düzeltiyor sesi çıkmıyordu. O kadar sıkılmıştım ki! Söze atıldım hemen!"Sen hep böyle sessiz ve huysuzmusun?"
Aniden beklemiyormuş gibi kafasına bana çevirdi sonraysa yeniden önüne döndü.
"Öylemiyim?"
Kalın ve sert sesiyle birlikte titredi bedenim! Hemen kendime gelip konuşmaya başladım.
"Yani, o kadar sessizsin ki ismini bile bilmiyorum."
"Jeon Jungkook."
Sesi her zamankinden güzel çıkmıştı. Yada ismi çok güzel olduğu için ben öyle duymuştum. Jeon Jungkook.. ismi bile görünüşü kadar güzeldi!
"Memnun oldum. Bende Kim Taehyung."
Yine ortalığa sessizlik çöktü. Tanrım bir an önce bitirsin istiyorum. Çünkü o kadar rahatsız hissediyorum ki.. bitirmiş olmalı ki ayağa kalktı bende onu izleyerek duruşumu dikleştirdim. Acaba sadece teşekkür etsem kötü mü olurdu? Çünkü o kadar yardım etdi kuru kuru teşekkür gitmez.
"Bitti."
Yüzüne bakınca gözlerimi kıstım. Boyu benden çokça uzun olduğu için başımı hafif kaldırmak zorundaydım. Boyu kadar omuzlarıda çok genişti. O kadar güzel ve ilgi çekici görünüyordu ki.. mucize gibiydi. Kendimi çok kaptırmış olmalıyım! Öylece yüzüme bakıyordu şaşkın bir ifadeyle, yutkunarak ona baktım. Neden bu kadar çekiniyordum onunla konuşurken?
"Şey teşekkür ederim. Telafi olarak kahve içer misin? Evet evet içersin!"
Konuşmasına bile izin vermeden aşağı indim..