herkese iyi geceler ve iyi ramazanlar...
iyi okumalar...
****
Cesurca Sev !
Final
Aşkın şarabından bilmeden içtim
sevda yolundan bilmeden geçtim
aşkın bir alevmiş yar yar bir ateş parçası
bilmeden gönlümü ateşe verdim
Kafam kağıtlarda öylece kaldım. Kafamı kaldırmaya gücüm yoktu. Utanmıştım işte! Aklımın ucundan dahi geçmemişti yakalanabilme ihtimalimiz. Ama bu utanç yaşadıklarımdan dolayı değil, sadece yakalanmakla ilgili! Diğer türlü yaptığım tek şey onu sevmekti. Sevmenin en somut haliydi. Seviyorum. Her şeyiyle. Geleceğim de o olacakmış gibi seviyorum. Böyle düşünüyorum Çünkü yarının ne getireceğini bilmiyorum. Böyle düşünüyorum Çünkü beni mutlu ediyor yarınım da onunla olacağımı bilmek. Kafamı kağıtlardan kaldırdıktan sonra etrafa bakıyorum. Sırma hala kapının önünde durup bize bakıyordu. Ondan bakışlarımı çevirip aralıklı perdeden dışarı bakıyorum.
Uzun süre ses çıkarmıyorum. Arada kaçamak bakışlarla Ömer'e bakıyorum. Ve her bakışımı yakalayıp gülümsüyor. En sonunda dayanamayıp bende gülümsüyorum. Bir süre sonra gülüşmelerimiz kahkahaya tutuluyor.
"neye gülüyorsunuz böyle?"
Ona bakınca kahkahalarımız daha da arttı. O ise anlam veremediğinden koltuklardan birine oturup dik dik bize bakmaya başladı. Gülmeyi kesip bizde ona baktık. Ömer sonunda dayanamayıp konuşmaya başladı.
"sen neden gitmedin?"
"sizin dışarıdaki kar kıyametten haberiniz yok mu?" yüzündeki aksi ifade sesine de yansımıştı
"en son gördüğümde yeniden atıştırıyordu kar" diye araya girmiştim.
"siz kaç saatten beri evdesiniz?" şaşkınlıkla soruyor bu soruyu neden bu kadar şaşkın ki? yani o kadar fazla zaman geçmiş olamaz biz evde gireli.
"neden?" diye sordu Ömer. Tüm merakı ile.
"Çünkü ağabeycim bütün tuzlama çalışmalarına rağmen bolu tünelinden itibaren yolların hepsi kapalı en azından anneme giden bütün yollar kapalı ve ben yollar açılana kadar buradayım! Hayır yine anlamıyorum! Yılbaşından önce hiç böyle kar yağmamıştı ki! sanki her şey beni buluyor"
"hayır beni!" diye kısık sesle konuştu Ömer. Gülmem bir gelmişti ama tam gelmişti. Ama yine de kendimi tuttum. Ömer yeniden konuşunca dikkatimi ona verdim "yani yine başıma belasın!"
"ne zaman bela oldum ki ben sana!"
Tek kaşını kaldırıp sorar bir biçimde kız kardeşine baktığında Sırma'nın yüzü kahkaha atılmalıktı. Oturduğu yerden hemen kalkıp kapıya doğru ilerlemeye başladı hem de konuşuyordu.
"ben en iyisi markete gideyim! Hem birkaç saate kalmaz belki de yollar kapanır ekmek makarna abur cubur ne varsa almalıyım! Hadi size iyi eğlenceler ben birkaç saat yokum!!"
"iyi eğlenceler mi?"
"işte ben gelmeden önce ne yapıyorsanız ondan bahsediyorum!"
"Sırma!"
Yerin dibine geçtim. Evet deyim burada cuk diye oturuyordu. Anlamamasını nasıl ummuştum ki! tabi ki de anlayacaktı ama hiç değilse böyle laf sokmasaydı. Yerimden hızla kalkmamla başımın dönmesi de bir olmuştu. Hep açlıktandı bunlar. Baş dönmem Ömer'inde gözünden kaçmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cesurca Sev ! (Tamamlandı)
RomanceBir kitap çevirmeninin hayatı ne kadar tek düze olabilir ki? Emin olun Zeynep'in hayatı herkesten daha fazla sıradandı. Taa ki yeni, bir iş buluna dek . *** Heyecan? Belki biraz var. Tamam çokça heyecanlıyım. Kafamda bir sürü soru vardı. İlk öncel...