15

360 42 36
                                    

"Hadi Ahu, geç kalacaksınız!" Duyduğum sesle gözüme sürdüğüm rimeli kapattım ve oflayarak makyaj çantama koydum. "Ay geliyorum!" Diye bağırdım. "Çatladınız değil mi iki dakika beklediniz diye!" Tam olarak iki dakika olmasa da biraz beklediler diye şov yapmalarına gerek yoktu.

Son kez aynada kendime baktıktan sonra içeri geçtim. "Hazırım!" Babannem sinirle konuştu. "Beni hastaneye mi görüyorsun podyuma mı çıkıyorsun belli değil, zilli!" Saçlarımı geriye savurdum. "Ne var biraz süslendiysem, kendimize de mi bakmayalım yani?!" Diye üste çıktım. Ben her zaman haklıyımdır.

"Senle uğraşılmaz. Yürü, yürü!" Dedi koltuktan kalkarken. Annem yanıma geldi ve elime arabanın anahtarını tutuşturdu. "Bak kızım, dikkatli sür tamam mı? Yavaş yavaş gidin, aceleniz yok." Annem sakin sakin bana napmam gerektiğini anlatıyordu. Güldüm. "Anne, biliyorsun ki benim ehliyetim var."

"Evet, ona hala şaşırıyoruz." Dedi Yunus telefonuna bakarken." Kaşlarımı çattım. "Sen yine ne zırvalıyorsun be embesil!" Kafasını telefondan kaldırdı. "Senin gibi trafik canavarlarına nasıl ehliyet veriyorlar onu sorguluyorum." Elime bir yastık aldım ve tam kafasına attım. "Yunus, ablanla doğru konuş!" Annem onu uyardı.

"Ne? Doğru anne! En son araba kullandığında sinyal vermeden bir sağ şeride bir sol şeride geçmişti sonra da 'ay öyle istediğimiz gibi geçemiyor muyduk?' Diye panik yapıp yolun ortasında arabayı stop ettirmişti, hatırlatırım!" Annem tam bir şey diyecekken sustu. Evet, bazı şeyler yaşanmıştı fakat bu araba sürebileceğim gerçeğini değiştirmezdi. Kapı gibi ehliyetim vardı benim!

"Acemilik zamanlarında böyle şeyler olabilir. Ayrıca sanane benim araba sürüşümden!" Gözlerini kocaman açtı. "Banane mi? Babaannemi gencecik yaşında kaybetmek istemiyorum!" Dedi yalandan üzülerek. İte bak, milleti kışkırtıyor! "Yunus sen de mi bizle gelsen evladım?" Dedi Babannem korkuyla. "Olmaz babaanne, ben bunun sürdüğü arabaya hayatta binmem, ben canımı yolda bulmadım!"

"Babaanne seni korkutuyor, yok öyle bir şey!" Dedim çıkışarak. "Ben geleyim mi karıcım?" Dedem sevgi dolu sesiyle odaya girdi. Dedemin girmesiyle Babannem anında memnuniyetsiz suratını yaptı. "Gelme, ölürken bari beni yalnız bırak!" Dedem korkuyla babaannemin yanına geldi. "O nasıl söz karıcım? Allah korusun!" Babannem yan yan ona baktı. Gülememek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Babaannem de sevgisini böyle gösteriyordu işte.

Babaannemin yanına gittim ve koluna girdim. "Hadi biz çıkalım artık!" Dedim ve onu kapıya sürükledim. "Ahu! Bak dikkatli ol." Annem arkamızdan bağırıyordu. Bu ailenin bana olan güveni gözlerimi yaşartıyor! Arabanın kapılarını açtım ve hızlıca babaannemin kapısını açtım. "Buyrun." Dedim gülerek. Tereddütle bana baktı. O kadar da korkunç kullanmıyordum!

Hemen arabaya bindim. Emniyet kemerimi taktım. Babaanneme gülümsedim ve anahtarı kontağa taktım. "Hazır mısın kız?" Babannem emniyet kemerimi tutmuş önüne bakıyordu. "Hayır." Dedi. Ufak bir kahkaha attım. "O zaman gidiyoruz!"

Yola çıkmıştık. Yavaş yavaş gidiyorduk. "Ee nasıl kullanıyorum ama?" Dedim ona bakarak. "Kız önüne bak!" Diye bağırdı. Yola çıktığımızdan beri sadece emniyet kemerini turuyordu. "Yapma babaanne! Gayet güzel kullanıyorum, baksana!" Babannem bana cevap vermiyordu. O zaman ortalığı biraz şenlendirelim.

Kafamı iki yana salladım. "Olmaz böyle, korkma bu kadar." Dua okumaya odaklandığı için bana cevap vermiyordu. "Kırayım mı kız sağa?" Dedim direksiyonu çevirir gibi. "Ahu!" Diye gür bir şekilde bağırdı. Bir kahkaha patlattım. "Şaka şaka. Ben yaşamayı seviyorum." Sinirle bana baktı. "Eve bir gidelim göstereceğim ben sana." Omuzlarımı silktim. "Bizde eve gitmeyiz o zaman." Dedim. Kaşlarını çattı. "Nereye gideceğiz?" Ciddiyetle yola baktım. "Ölüme." Bunu dememle korkuyla yola baktı. Bayılıyordum böyle şeyler yapmaya.

Deli ile divaneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin