|Tanıtım

144 62 200
                                    

"Yeraltının Güneş'i yoktu. Göğe zincirlenmiş, kıvılcımları dizginlenmişti. Yapmamız gereken Güneş'i kurtarmaktı."

Aksiyon/Bilim-Kurgu
Efnem Zera Kantemiz

Başlama Tarihiniz:

☀️

GÜNEŞ'İ KURTARMAK

"Tarih 25 Kasım 2023, kayıt numarası 1. İsmim Varan İlter. Denge Federasyonunda bir genetik mühendisiyim." Varan İlter oturduğu koltukta heyecanla kıpırdandı. "Bu kaydı eşim Güzel İlter'le hayata geçirdiğimiz proje için kaydediyorum. Projemizin adı Smert' Projesi."

Uykusuzluğun emarelerini taşıyan yeşil gözlerini parmaklarıyla ovuşturdu. "Çok kez denendi, bize uzak bir kavram değil. Fakat başarıya ulaşan bir örneği hiç yoktu." Varan masanın üstünde rastgele dağıtılmış kağıtlara göz attı. "Smert' bir süper asker projesi." Varan kendi kendine güldü.

"Evet, türü fantastik olan filmler izlerken geldi aklımıza. Ama imkansız diye bir şey yoktur ne de olsa, değil mi?" Varan, yakışıklı yüzüne çokça yakışan kemik gözlüğünü işaret parmağıyla düzeltti. Yeniden ciddileşti ve sözlerine devam etti.

"Smert' Projesi'yle insan sinir hücrelerinin en ücra köşelerine kadar ulaşabiliyoruz. Hücre çekirdeğine girmek bizi zorlasa da bunu başardık. Sinir hücrelerinin DNA'sına kendi ürettiğimiz bir çeşit..." Varan doğru kelimeyi ararken kaşları çatılmış ve parmağını şıklatmaya başlamıştı. "Bir çeşit organik bazı fosfat ve deoksribozla bağlayarak yeni bir nükleotid yerleştiriyoruz. Yalnızca sinir hücrelerinde ve karşılıklı olarak iki nükleotidi bağladığımızda proje işlemiş oluyor."

Varan parmaklarıyla masada ritim tutmaya başladı. Uykusuzluğuna değecek bir buluştu. "Sinir hücrelerini değiştirdiği için doğal olarak beyne etki ediyor." Elindeki kırmızı kapaklı kaldırdı ve kameraya doğru gösterdi. "Projenin sonuçları burada yazıyor. Kişide ne gibi değişikliklere sebep olduğu, yan etkilerinin nasıl ortaya çıkabileceği... Hepsi burada."

Kırmızı kapaklı defteri elinden bırakmadan devam etti. "Güzel'in hesaplarına göre hücrelerinde Smert' kodları olan bir askerin, sıradan bir askerin karşısında başarıya ulaşma olasılığı %97,34. İnanılmaz bir rakam! Gerçi şaşırmamak lazım, Smert' kodlarını taşıyan birisi insan olmanın çok ötesine geçiyor." Varan dudaklarını büzdü.

Kendi projesine inanmakta zorluk çekiyordu bazen.

Fakat aniden yüzü gölgelendi. "Yine de her başarı için bir şeyleri feda etmek gerekiyor. Smert' kodlarının uyum sağlayabilmesi için kişide olması gereken bazı şeyleri sonra fark ettik. Bu yüzden altı denek başarısızlıkla sonuçlandı. Yedinci denek ise bizim tek başarılı deneğimiz. Ve..." Varan sıkıntılı bir nefes aldı. "O benim evladım. Kanımdan, canımdan bir parça."

Varan üzüntüyle asılan suretini kameraya çevirdi. "Onu böyle büyük bir riske attığım için içimde bir parça hep kızgın olacak kendine." İç dünyasındaki sıkıntıları kayda aktarmak istemediği için boğazını temizledi. "Her neyse." Kameraya bakarak dağılan saçlarını düzeltti. Kaydı kapatmak için uzandığı sırada duraksadı.

Dudaklarını ıslattı ve başını iki yana salladı. "İçimden bir ses bunu hiç yapmamamız gerektiğini söylüyor. Projenin çok büyük sorunlara yol açacağını... Fakat geri dönülemez bir yola girdik artık." Varan'ın sesi git gide kısılıyor ve kasvete boğuluyordu. "Beni bunları düşünmeye iten sanırım O."

Vasilisa. Yirmi dört saatin on altı saatinde kafası güzel gezen o kadın...

Varan aklına düşen simayla kaşlarını çattı. Alnını kaşırken son kez kameraya baktı. Bu kez sanki kaydı izleyen kişinin ruhuna akmak istiyormuş gibi bakıyordu. İçinden kaydı, umduğu kişilerin izlemesi için dua etti. "Hayatı boş bir kağıda benzetiyorum. Bir gün insanoğlu küçük ve yaramaz bir çocuk misali geliyor, boş kağıda anlamsız bir çizik atıyor. O çiziği hiç birimiz önemsemeyiz. Fakat boş kağıttaki tek hareketlilik oyken önemsenebilecek tek şey yine o çiziktir. Demek istediğim, o kağıdın üstüne başka resimler çizilebilir fakat başlangıç noktası hep o çizik olacaktır. Bu yüzden dikkatli bakılmalı, bu yüzden önemsiz gibi gözüken ayrıntılar atlanmamalı."

Varan kaydı kapatmadan önce kameraya yaklaştı. "Peki ya sen?" Diye sordu labaratuvardaki loş ışık yüzünü karanlıkta bırakırken. "Dikkatli bakıyor musun?"

☀️

Yayınla, sil, yayınla, sil, yayınla ve tekrar sil döngüsünden sonra nihayet buradayız. Güneş'i Kurtarmak'a ait ya da eski adıyla Can İçi'ne ait eski notlarımı buldum ve cidden yuh diyorum. Eski senaryo o kadar düzmüş ki... İyi ki eski halini silmişim çünkü o haliyle yayınlasam kendime kızacağım bir çok nokta varmış. Güneş'i Kurtarmak aklıma düşeli 2 sene oluyor ve ancak içime sinen haliyle yayınlamaya başlıyorum. (Nihayet)

Öncelikle Güneş'i Kurtarmak benim için çok farklı.

Evet Öküz Tayfası'yla aynı anda düştü aklıma fakat okuyanlar bilir, ÖT spontane gelişen bir mizah kitabı. Güneş'i Kurtarmak ise tam tersine komplike bir aksiyon-bilimkurgu kitabı. Bu yüzden bölümleri yazarken bin defa dönüp bakıyorum: spoiler verdim mi ya da burada bu detayı güzel gizledim mi diye.

Fazla uzatmakta istemiyorum fakat şunu söylemem gerek. Güneş'i Kurtarmak sizi farklı bir dünyaya götürecek ve okurken sizi içine çekecek. Aksiyon adı altında birbirini mıncıran ve anca ahkam kesen karakterlerin olduğu bir kurgu kesinlikle değil. (Başrol ablamız 313 IQ istesem de yapamam zaten)

Aksine sürekli bir olayın döndüğü sürükleyici bir kurgu olmasını hedefliyorum. Çözülmesi zor değil fakat çok fazla ters köşe içerdiğini belirteyim.

Bu kadar iddialıyım, aynen öyle.

O zaman bir de ben sorayım kitabımızdaki ikonikleşecek o soruyu: Dikkatli bakıyor musunuz?

Konu, replik, karakter veya herhangi bir detayın kopyalandığı bir kurguyla karşılaştığımda yasal işlem başlatmaktan çekinmeyeceğimi belirtmek isterim.

YouTube: margaritka_z
TikTok: mmargaritka_z

YouTube hesabımda tanıtım filmi yayında

Güneş'i KurtarmakHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin