•••Senin Suçun Değil•••

97 6 0
                                    

Tony kadının saçlarını yıkamayı bitirince yüzüne baktı. Kendini işine öyle odaklamıştı ki Elisabeth'in uyuduğunu farketmemişti bile. Tony Stark böyleydi, ne ile uğraştığının bir önemi yoktu. Eğer birşey ile uğraşmaya başladıysa kendini dış dünyaya kapatır sadece önünde ki ile uğraşırdı. Tony'de öyle yapmış Jarvis'den aldığı direktifler ile Elisabeth'in saçlarını yıkamış ve krem sürmüş, bakım yapmıştı. Jarvis de Tony'in huyunu bildiği için ona Elisabeth'in uyuduğunu söylememişti. Tony gülümsedi Elisabeth'in saçları ile uğraşmak ona garip bir huzur vermişti. Kim derdi ki Tony Stark 2 aydır tanıdığı bir kadının saçlarını yıkayıp bakım yapacak diye. Tony düşünce ile kıkırdadı. Biri ona böyle birşey dese güler geçerdi ama yapmıştı ve bu ona çok huzur vermişti. Elisabeth'in saçlarındaki suyu bir havlu ile aldı, yavaş hareket ediyordu çünkü işi bitmeden Elisabeth uyansın istemiyordu. Ama işler istediği gibi gitmemiş saçlarının suyunu almak için sıktığı saçlarının acısı ile Elisabeth irkilerek kalktı. " hey, hey korkma benim. Canın mı acıdı." Elisabeth'in gözleri dolmuştu bir an etrafına bakıp nerede olduğunu kavramaya çalıştı. Kendini o nalet mağarada sanmıştı. Çatallaşmış olduğuna emin olduğu sesini düzeltmek için hafifçe öksürdü "Çok değil, bir an irkildim sadece o kadar." "Gözlerin dolmuş Lisa, özür dilerim canını acıtmak istememiştim." Dedi. "Önemli değil Anthony." Diyip yavaşça yerinden kalkmak için hareketlendi. "Dur dur daha saçlarını kurutmadım, bekle de iki dakikada kurutayım." Tony yandaki makineye uzanıp fişe taktı, Elisabeth itiraz edip yapabileceğini söylesene onu dinlemeyip makineyi çalıştırdı. Biraz kurutunca makineyi kapadı ve Elisabeth'in saçlarını taradı. Saçları düzelip kabarıklığı geçince makineyi tekrar çalıştırıp işini halletti. " Bir renk söylesene Lisa." "Mor" diye cevap verdi Elisabeth, hiç düşünmeden söylemişti bunu çünkü en sevdiği renk mordu ve hayatının büyük bir kısmında bu renge yer vermişti. Tony uzanıp Mor çiçekli tokayı eline aldı. Sonra Elisabeth'in saçlarını çevirmeye çalıştı başaramayınca tokanın kenarını ısırarak tuttu ve zafer gülümsemesi ile saçlarını istediği gibi yapıp tokayı taktı. Elisabeth'in sandalyesini gururla aynaya doğru çevirdi ve kadının da eserine bakmasını sağladı. " Saçlarınız nasıl olmuş matmazel?" "Çok güzel olmuş bayım, ellerinize sağlık" diyip gülümsedi Elisabeth. Tony onu dikkatlice sandalyesinden kaldırdı. Eli gömleğin düğmelerine gelince izin istercesine baktı kadının gözlerine Tony. Elisabeth hafifçe gülümseyip başını sallayınca düğmeler açmaya başladı. Bu hareket Elisabeth'in göğsünün hızlıca inip kalkmasına neden olmuştu. Gömlek omuzlarından düşüp yerle buluşunca Tony atlete baktı. Kollarını kaldırırsa canı acıyacaktı. Çekmeceleri kontrol etti ve makas aradı. İstediğini bulunca dönüp Elisabeth'in üzerinde ki atleti kesip çıkarttı. " üzerinde ki atleti çıkartmak baya can yakıcı olabilirdi, kısa yol çoğu zaman en iyi yoldur." Deyince güldüler. Yavaşça sargının da kenarından kesti Tony. Dikkatlice sargıyı da çıkartıp yaranın üzerinde ki bezi çıkarttı. Jarvis'in kenara koyduğu ilk yardım çantasını aldı ve kadının yarasına pansuman yaptı. Sonra Jarvis'in yolladığı paketi açıp eski bandajlar yerine su geçirmeyen olanı yerleştirdi ve sardı. "Bundan sonrası sende ama halledemem dersen yardım edebilirim." "Sorun yok Anthony halledebilirim, teşekkür ederim." Birbirlerine gülümsediklerin de Tony kapıyı kapatıp çıktı. Saniye geçmeden kapıyı açınca gülümsemesi soldu ve sertçe yutkundu. Elisabeth'in sırtı kapıya dönüktü ve sütyenini çıkartmıştı bu da tüm yaralarını gözler önüne seriyordu. "Ben şey diyecektim, ben de duşa gidiyorum, birşey olursa seslen Jarvis bana haber verir. Kendini zorlama tamam mı?" Elisabeth yanda duran havluyu kendine sarıp Tony'e doğru ilerledi. "Bu kadar endişelenme Anthony, halledebilirim. Ve gülümse artık acımıyorlar ben de iyiyim." Tony tam tersi olduğunu biliyordu. Su deyince yaraları daha fazla acıyacaktı. "Giyinmeden önce beni çağır sırtına merhem sürelim." Deyip kapıyı kapatıp çıktı. Kadını koruyamamış olmak canını sok sıkıyordu. Son kez odaya baktı ve çıktı.

Elisabeth banyodan çıkmış Tony ona merhem sürmüştü. Elisabeth'in canı yanıyordu, Tony'in tahmini doğru çıkmış banyo yaparken de canı yanmıştı ama bunu Tony'e belli etmemeye çalışıyor yanağının içini dişliyordu. Ama Tony biliyordu Elisabeth'in yaralarının etrafı kızarmıştı ve omuzları gergin duruyordu. Merhemi sürerken bir yandan da yaralara üflemişti bu da Elisabeth için işlerin daha da çıkılmaz bir hale gelmesine neden olmuştu. Gene de Elisabeth kendine hakim olmuş ve belli etmediğini düşünerek bunu da atlamışlardı. "Artık uyu, o mağarada olmadığımız için kabus göreceğini sanmıyorum ama gözüm üstünde olucak merak etme." Deyip gülümseyerek odadan çıkmıştı. Aradan geçen süre içinde Elisabet zor da olsa uyumayı başarmıştı.

Tony uyuyamadığı için labratuara inmiş ve Zırh çizimlerini geliştirmekle uğraşıyordu. Jarvis'e gerekli talimatları verip arkasına yaslandı. Kahvesini yudumlarken düşünüyordu. Kalan adamlar kendilerine illa bir lider seçiceklerdi ve eziyetlerine devam ediceklerdi. Bu düşünce onu gererken Jarvis bir ekran yansıttı. Elisabeth yatakta kıvranıyor ve ağlıyordu. Mırıldanmaları bağırışlara dönüşürken Tony hızla yerinden kalkıp odaya doğru koşmaya başladı. Merdivenleri tırmanıp son koridora geldiğinde hızlıca içeri girdi. Elisabeth şimdi çığlık çığlığaydı. Naket kabuslar burda da peşini bırakmamıştı. Tony kendine küfretti onu tek bırakmak aptallıktı ve o bu aptallığı yapmıştı. "Lisa hadi uyan kabus görüyorsun.... Lisa hadi güzelim aç gözlerini ben burdayım." " Hayır! Hayır bırakın onu! Tamam ne isterseniz yapıcam bırakın. Hayır yapmayın. Nalet olsun ne istersen yapıcam yalvarırım bırak onu." Diyerek daha çok ağlamaya başladı. "Lisa, uyan birşey yok bu sadece bir kabus hadi güzelim kalk, uyan Elisabeth!" Diye bağırıp kadını sertçe sarstığında Elisabeth "Anthonyyyy" diye bağırarak yataktan kalmıştı. Tony şokla dururken aklın da  tek birşey vardı. "O bana birşey olucak korkusuyla mı yalvarıyordu. Kabuslarının nedeni ben miydim?" Tony donmuş bir şekilde dururken Elisabet etrafına baktı karanlıkta parlayan çikolata rengi gözler görünce hızlıca sarıldı. "Tanrımm, sensin ve iyisin." Diyerek kafasını adamın boynuna gömdü Elisabeth, kokusunu içine çekerken hala titriyordu. Tony ilk şoku atlatıp kollarını Elisabet'in beline sardı. Bir elini belinden çekip saçlarını okşamaya başladı. "Şşşt geçti ben burdayım, sakinleş Lisa" ne kadar sarılı kaldıklarını ikiside bilmiyordu. Lisa'nın nefesi hızlanmaya başlayınca Tony'in kaşları çatılmıştı Jarvis " efendim bayan Foster panik atak geçiriyor." Diyince korkuyla ayırdı kendinden kadını Tony. Bir kaç saniye ne yapacağını düşündükten sonra Elisabeth'i kucağına alarak odada ki balkona çıkardı. Ordaki sandalyeye oturduğun da Elisabeth Tony'in kucağındaydı. Başı Tony'in göğsüne dayalıydı ve Tony'de saçlarıyla oynuyordu. Yavaş yavaş nefesi düzene girerken " Panik atak son buldu efendim." Diyen Jarvis'in sesi yankılandı odada. Elisabeth başını yukarı çevirip Tony'in yüzüne baktı. Çikolata rengi gözlerde sadece korku vardı. Elisabeth az da olsa gülümsedi ve uzanıp dudaklarını birleştirdi. Tony anında ayak uydurup karşılık vermeye başladı. Öpüşmeleri derinleşirken Tony'in elleri boş durmuyor ve kadının bedenini keşfediyordu. Elisabeth bir anda gözünün önüne gelen görüntüler ile irkilerek Tony'in kucağından kalktı. "Ben özür dilerim, yapamam Anthony, özür dilerim" diyerek ağlamaya başladı. Tony şaşkınca kalktı oturduğu yerden hiçbirşeyi anlamıyordu. Elisabeth'e doğru bir adım attığında kadın geri çekildi. " Neler oluyor Lisa, bu sefer kabusun netti, biri için yalvardın ve ne isterseniz yaparım dedin, sonra benim adımı haykırarak uyandın. Beni görünce iyi olduğuma sevinip boynuma atladın üstüne panik atak krizi geçirdin. Kendine geldikten bir kaç dakika sonra beni öptün. Öpücük derinleşirken kucağımdan kalkıp özür dileyerek ağlamaya başladın kafayı yemek üzereyim, neler oluyor. Haftalardır gördüğün bu kabusların nedeni ne? Ne yaşıyorsun içinde de sana bu kadar ağır geliyor? Anlatmıyacakmısın? Güvenmiyormusun bana Lisa?" Ard arda sorduğu sorulardan sonra nefes aldı Tony. " Tamam anlatıcam ama önce otur ve baştan söylüyorum bunların hiç biri senin suçun değil Anthony." Duraksadı "Kendini suçlamayacağına söz verirsen sana ne olduğunu anlatıcam." Tony tereddüt etti bu kadar önsözün altından çok kötü birşey çıkacağının farkındaydı. Ama başını sallayıp onayladı Elisabeth'i. Kadın diğer taraftaki sandalyeyi Tony'in yanına çekip oturdu. Ve anlatmaya başladı.

 Stark'ın DoğuşuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin