0.6

82 19 1
                                    

Yorum yapmayı unutmayın!

...

"Yayı böyle tutmayı da kim öğretti sana?"

Yaya okunu yerleştirip kaldıran Chan'ın dikkatini dağıtmak için her şeyi yapıyordu âdeta Minho. Eh bir yarışa başlamışlardı, rakibinin dikkatini dağıtmak için her şeyi yapardı.

Derin bir nefes aldı Chan, kendisine alayla bakan bedeni görmezden gelmeye çalıştı. Bunun bu kadar zor olacağını tahmin etmemişti. Oysa bundan haftalar önce bu konuda dalga geçiyordu Minho ile, şimdi bunun zor olduğunu anlamıştı fakat kabullenmek istemiyordu işte.

"Bir de benimle dalga geçiyordun bu konuda," diye mırıldandı Chan'ın omzuna vururken. Kahkaha atmamak için zor tutuyordu Minho kendisini. "Kullanmayı biliyorsun değil mi?"

"Minho," diye yakındı Chan kendisine alayla bakan bedene kısa bir bakış atarken. Yanındaki bedenin hile yapacağını çok iyi bilmesine rağmen bunun için bir önlem almamıştı, şimdiyse bunun pişmanlığını yaşıyordu. Gerçi pekte pişman sayılmazdı, yanındaki bedenin gülümsemesi, kıkırdayıp durması her şeye değerdi.

Gülümsedi Minho. "Ne? Yoksa ben burdayım diye mi elin titriyor ve tüm atışları kaçırıyorsun?" Eliyle gözlerini kapattı ve küçük bir kıkırtı kaçtı dudaklarından. "Bakmıyorum ben, yapabilirsin."

Göz devirdi Chan. Gerdiği yayı serbest bırakıp okun hedefine gitmesini izledi. Yine ağaçtaki kırmızı kısma denk gelmemiş, Minho'nun dediği gibi tüm atışları başarısız olmuştu. Ah lanet, bir türlü dikkatini toparlayamıyordu ya.

Minho'nun kahkahası ile gözlerini oktan ayırıp ona dikti ve "Hep konuşmandan," diye mırıldandı. "Dikkatimi dağıtmak için her şeyi yapıyorsun."

"Nefes almam bile dikkatini dağıtıyor Chan."

"Evet," diye homurdandı kollarını önünde birleştirirken. Minho'ya ters ters bakmaya başlamıştı. Şimdi onu da anlıyordu. Bir konudan, saçma bir şekilde iyi olduğunu dile getirdiği bir konudan dolayı dalga geçilmesi sinir bozucuydu.

Minho onun bu halini ürkütücü bulurken "Son bir atış daha yap," diye mırıldandı ve eliyle ağacı işaret etti.

Chan oku yaya yerleştirdi, yayı gerdi. Minho bununla birlikte yanaklarını şişirip nefesini tutarken Chan ona kısa bir bakış attı, istemeden bile dikkatini dağıtan oğlana karşılık derin bir nefes aldı. Şu an karşısında ne kadar tatlı göründüğünün farkında mıydı o?

Yayı serbest bırakıp okun hedefe gitmesine izin verdi tekrardan önüne dönerken. Ok bu sefer kırmızı bölgenin kenarına denk geldiğinde ellerini birbirine vurdu Minho ve derin bir nefes aldı.

"Gerçekten nefes almam bile dikkatini dağıtıyor," diye söylenmeyi ihmal etmezken önünde duran, elini beline atan Chan'ın boynuna kollarını doladı.

"Ödülüm nerede?"

"Kaybettin Chan." Yüzünde alaycı bir gülümseme yerleştirdi Minho. "Beş atış yaptın, biri başarılı."

Chan kafasını çevirip iki ağaçta gözlerini gezdirdi. Dört atış yapan Minho'nun işaretli kısmı hiç ıskalamadığını, kendisinin ise yalnızca bir kere tutturduğunu fark ettiğinde dudaklarını birbirine bastırarak Minho'ya doğru döndü.

Minho'dan daha iyi ok kullandığını iddia ettiği zamanı hatırladığında yüzünü buruşturmadan edemedi. Sadece Minho'yu hiç avlanırken görmediği için vermişti bu tepkiyi, onun zavallı olarak adlandırdığı canlılar zarar vermediğini öğrenmeden önce.

amour et la haine/ Bangİnho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin