kapak tasarım: Sueda_beyza
Halk, sonunda bekledikleri varisin doğumuyla sevinç içindeydi. Krallığın tahta oturması beklenen varisi, nihayet dünyaya gelmişti. Prensesin gözlerindeki mutluluk, krallığın bütün umutlarının bu küçük bedende vücut bulduğunu müjdeliyordu. Ancak, hayal ettikleri ismi koyma zamanı geldiğinde, aile, beklenmedik bir karar alarak Sinewless ismini verdi. Oysa başlangıçta koymayı düşündükleri isim Sinew idi, çünkü krallığın tarihinde varisler genellikle bu güçlü isme layık görülürdü.
Fakat, prensesin bileğindeki harf, bütün planları altüst etti. O harf, "A" harfiydi. görünmeyen, yazılı olmayan o kuralın sembolü. Krallığın soylu kabul edebilmesi için her varisin "A" harfiyle doğması gerekiyordu. Eğer bir çocuk bu harf ile doğmazsa, bir soylu sayılmaz, hatta bir anlamda hiç kimse olarak kabul edilirdi. O harf, sadece bir sembol değil, aynı zamanda telekinezi gücünün bir işaretiydi. "A" harfiyle doğan her varis, bu doğaüstü güce sahip olurdu, ve bu güç, ona sınırsız bir etki ve saygınlık kazandırırdı.
Sinewless, doğuştan "Z" harfiyle doğmuştu. Z harfi, güçsüzlük, değersizlik ve büyüsüzlük anlamına geliyordu. Bu harfle doğan biri, doğrudan telekinezi gücünden mahrumdu, hatta bir büyüsü dahi yoktu. Sinewless hiçbir suçu olmadan, toplumu bu karanlık kaderiyle karşı karşıya getirecekti.
Halk, "A" harfinin gücüne sahip olmayan bir varisi, daha doğar doğmaz dışlamaya başladı. Bu, sadece bir harf meselesi değildi, aynı zamanda krallığın köklü geleneklerine ve güçlü sınıf farklılıklarına bir hakaretti. Hiç bir suç işlememiş bir çocuK acımasızca yargılandı. Aile, kendisini dışlamaktan, ona istenmeyen bir etiket yapıştırmaktan fazlasını yapamayacaktı. Toplum ona saygı duymayacak, ona gözlerini dikip bakacaklardı. Onun varlığı, bir tür toplumsal bozukluk gibi kabul ediliyordu.
O an, halkın ve yöneticilerin büyük hayal kırıklığı içinde bir araya geldiği o sessizliğin ardından, bir karar alındı: Sinewless'ın varisliği elinden alınmayacaktı, fakat bir gün bir kardeşinin dünyaya gelmesi halinde tahta çıkma ihtimali neredeyse imkansız hale gelecekti. Ve o kardeşin dünyaya gelmesi, krallığın en büyük umuduydu.
Krallığın harf kuralına aykırı olarak doğan bu çocuk, hiç kimse olmanın ve sonsuza kadar gölgeye mahkum edilmenin kıyısına sürüklenmişti. Gözlerindeki yalnızlık, hiçbir büyüyle iyileştirilemeyecek kadar derindi.
Toplumun umudu, yeni bir varisin doğmasında yatıyordu. Ama yıllar geçti, o çocuk dünyaya gelmedi... Sinewless, ona biçilen kaderi yaşamaya devam etti.
---
yirmi yıl sonra...
Beni hiç kabul etmediler. Toplumdan dışlandım. Krallığın tek kurtuluşunun, bir varisin daha doğması olduğunu söylediler, ama o varis hiç doğmadı. Benim doğumumla birlikte, halkın ve soyluların umudu bitti. Artık görünmeyen bir yük gibiydim, krallığın gözünde hiçbir değerim yoktu.
Yatakta bir sağa bir sola dönerken, kafamda yankılanan düşünceler bunlardı. Ailem yaşlanmış, yeni bir varisin doğması artık imkansızlaşmıştı. Herkes komşu krallıklara göç etti, bu topraklar, bu krallık artık bir zamanların yıkılmaya mahkum krallığı olarak tarih oluyordu. Her şey sona ermiş gibi görünüyordu. Peki ya ben? Ben başaracaktım, değil mi?
Bir varisin doğmayacağı kesinleşmişken, tek başıma krallığımı savunmalıydım. Ama başaracak mıydım? Yoksa bir zamanlar zaferin, gücün ve gururun hüküm sürdüğü bu toprakların yıkılışına tanık mı olacaktım? O kadar karışıktı ki, beynimdeki düşünceler bir fırtına gibi esiyordu, her bir düşünce sanki bıçak gibi zihnime kazınıyordu

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YIKILMAYA MAHKUM KRALLIK
Fantasyrallığın varisi olan Sinewless, doğuştan gelen "Z" harfi nedeniyle, büyü gücüne sahip olmayan ve bu yüzden toplumsal olarak dışlanan bir bireydir. Ailesinin ve toplumunun beklentilerine göre, güçsüz olarak görülmekte ve her hareketi sorgulanmaktadır...