1.5

167 15 16
                                    

hayırlı ramazanlaarrr
ramazan boyunca sahura kadar bölüm yazıp stoklamaya çalışacağım bu yüzden arada sahurda bölüm atabilirim
açıklama bittiğine göre iyi okumalaaarrr

********************

- Pazar Akşamı 19.02 -
Lisa



"Ya gondola binelim işte!"

"Gondol çok mide bulandırıyor, hayır ya!"

"Ya korku tüneline girelim bence"

"Balerin baleriinn!"

Herkesin kafasından ayrı bir ses çıkıyordu. Chae balerine binmek istiyordu. Tae, Jungkook ile kavga ediyordu ve Bambam korku tüneline binmemiz gerektiği hakkında ısrarda bulunuyordu.

Tae ve Jungkook'un kavga ettiği tarafa dönüp yanlarına yaklaştım. "Hanginiz gondola binmek istemiyor?" Birkaç dakika birbirleriyle bakıştılar ve sonrasında Tae'den bir kahkaha koptu. Böylece Jungkook'un gondoldan midesi bulandığını, binmek istemediğini anlamış oldum.

Ona doğru dönüp konuşmaya başladım. "Gondola binelim ve yanımda otur, tamam mı?" Teklifime şaşırdığı her halinden belli oluyordu ama yine de kabul etti. Birkaç dakika sonra herkesi gondola ikna ettiğimde Bambam benimle oturmak istemişti ama Jungkook'un yanında olacağımı ve sonrasında onunla oturabileceğimi söyledim. Biraz bozulmuştu ama yapabileceğim bir şey yoktu.

Gondol sırasına girdiğimizde fazla beklemeden yerlerimize geçtik. Jungkook ile ben orta kısımdaydık ve arkamızda Jennie ile Tae vardı. Yanımda gergin bir şekilde etrafa bakan  Jungkook, güvenliğin yaptığı son kontroller sonrası daha da gerilmişti. Güvenlik için takılan kemer tarzı şeylerin üzerinden eline dokundum. Bana döndü ve bir şey dememi bekledi. "İstersen elimi tutabilirsin, hem daha fazla korkmamış olursun." Dediğimi mantıklı bulup yavaşça ellerimizi birleştirdi. Gülümsedim ve devam ettim. "Gözlerini aç dediğimde aç, tamam mı?" Onayladı ve gondol hareket etmeye başladı.

Açıkçası küçüklüğümde çok lunaparka gitmiştim. O gerginlik adı altında yaşanan mutluluk bile hayatı daha da sevmeme sebep olurdu. Bu yüzden çoğu oyuncağa binmekten korkmuyordum fakat Jungkook gibi bazılarının korkması normaldi. Herkes aynı değildi sonuçta.

Gondol hızlanmaya başladığında arkadan gelen Chae'nin çığlıkları kahkaha atmama sebep oldu. Jennie ile Tae ne durumdaydı bilmiyordum fakat onların da kahkahalarını duymamak mümkün değildi.

Jungkook sıkı sıkı kapatmıştı gözlerini. Şuan cidden hızlıydık ve oyuncağı ayarlayan adam bilerek yapıyormuş gibi normal hızın üstüne çıkıp daha da kuvvetlendirmişti. Jungkook elimi o kadar sıkı tutuyordu ki korktuğunu anlamamak salaklık olurdu. O hariç tüm grup ya kahkaha ya da çığlık atıyorduk.

Yukarıdan aşağı doğru ineceğimizi anladığımda Jungkook'a seslendim. "Gözlerini aç!" Gözlerini açtığında o kadar hızlı aşağı inmiştik ki bir an bayılacak sanmıştım. Elimi tutan eli gevşedi. Ne olduğuna bakmak için döndüğümde korktuğum şey başıma geldi. Kemerin izin verdiği kadarıyla iki elimle önüne düşen yüzünü kaldırdım. Cidden bayılmıştı!

"Jungkook, kendine gel! Beni duyuyor musun?! Jungkook?" Oyuncağın başında dikilen adama oyuncağı durdurmasını söyledim. Geç olsa da durumu anladı ve oyuncağı durdurdu. Yavaşladığımızda Tae ve Jimin'e seslendim. Oyuncak durdu ve ikisi de Jungkook'u taşıyıp banka yatırdı. Kafasının acıyabileceğini düşünüp başının altına elimi koydum. Diğerleri bankın etrafına toplanmış, Jungkook'a sesleniyordu. Tae oradan hala konuşuyordu. "Oğlum bu kadar korkuyor muydu bu?"

Çantamdaki suyu çıkardım ve Chae'den elime biraz su dökmesini istedim. Islak elimi yüzüne sürdüm. "Jungkook, uyan hadi." Yanağına yavaşça vurduğumda kendine gelmeye başladı. "İyi misin?" Hepimize göz gezdirdikten sonra kalkmaya çalıştı ama buna şuan izin veremezdim. Büyük ihtimalle tansiyonu düşmüştü. "İyiyim ben, sorun yok." Bu sefer de kalkmak istediğinde engel olmadım. Bankta oturur pozisyona geçmişti. Jimin ile Tae ise yanına oturdu. "Lan söyleseydin böyle bir şey olabileceğini binmezdik. Bayıldın oğlum!" Jungkook göz devirdiğinde Jimin güldü.

Göz göze geldiğimizde benimle gelmesini söyledim ve oradan uzaklaştık. Görünmeyeceğimiz bir yerde durduğumuzda konuşmaya başladım. Cidden bembeyaz kesilmişti çocuk. "Ben özür dilerim ısrar ettiğim için. Bu kadar kötü olacağını bilseydim binmezdik hiçbirimiz. Gülümsemeye çalıştı ve yanımızdaki duvardan destek aldı. Başının döndüğünü anladığımda koluna girdim. "Böyle başın döndükçe vicdan azabı çekiyorum yemin ederim."
Yürüyeceğim sırada koluna sarılı olan elime dokundu ve ona döndüm. "Sakin ol, iyiyim ben bak. Kendime gelirim beş dakikada." Ofladım ve birkaç saniye sessizlik oluştu. "Bambam'a ayıp oldu, sen git yanına hadi." Çıldırtacak bu çocuk beni.

"Ya sen bayılmışsın burada hala Bambam diyorsun, delirtme beni Jungkook" Kızış şeklime gülümsedi ve konuştu. "Tamam tamam, deli bir Lisa ile uğraşamam şimdi." Dediği şeye şaşırarak "Öyle mi?" bakışı attım ve buna kahkaha attı. "Bak bırakırım seni buraya, başın döner döner küt diye bayılırsın tekrar." Gülüşünü saklamaya çalışarak konuşmaya başladı. "Tamam tamam, gidelim hadi." Böylece kol kola diğerlerinin yanına doğru yürümeye başladık.

Sonrası aslında daha normal geçmişti. Hız trenine binmiştik ama ısrarlarına rağmen Jungkook'un binmesine izin vermemiştim. Zaten bir kere bayılmıştı ikinciye hiç gerek yoktu. Korku tüneline de binmiştik ve Bambam ile oturmuştum. Yüzünü kimin o hale getirdiğini hala söylememişti. Bana gayet sıcakkanlı davranıyordu ama diğerlerine karşı öyle olduğunu düşünmüyordum.

Dağılmadan önce toplanıp konuşmaya başladık. "Cidden çok teşekkürler. Aşırı eğlenceli bir akşamdı." Jennie'nin söyledikleriyle gülümsedim ve içimden geldiği için sıkıca sarıldım. O da kollarını etrafıma doladı ve güldü. "Arada yapalım böyle etkinlikler. Okul yüzünden nefes alamaz olduk." Hepimiz Jimin'e hak verdik ve ileride tekrar buraya gelmemiz gerektiğini söyleyip söz verdik.

Saat 22.37 gibi lunaparktan çıktık ve Bambam hepimizi eve bıraktı. Chae'ye bende kalmasını istediğimi söyledim ve evinden okul üniformalarını alıp tekrar yanıma döndü. Üstlerimizi değiştirip salona geçtik ve sohbet etmeye başladık.

"Bambam seni seviyor bence." Dediği şey içtiğim suyun boğazıma kaçmasına sebep olmuştu. Cidden öyle miydi?

Kendime gelip ona döndüm. "Cidden öyle olabilir mi?" Kafasıyla onayladı. "Olabilir tabii ki. Çocuk seni yemeğe götürdü ve lunaparka da getirdi. Ayrıca yanından da ayrılmadı." Başımla onaylayıp konuya dahil oldum. "Ama bunlar yeter mi sence hoşlanması için? Yani bu kadar basit olamaz bence." Biraz düşündü ve tekrar konuştu. "Haklısın ama hiçbir şeyden emin olamayız. Jungkook bile seni seviyor olabilir." YUH!

Gözlerim kocaman açılmıştı. "Saçmalama istersen Chae." Sehpanın üzerindeki su şişesini alırken konuştu. "Ben saçmalamıyorum, olasılıkları konuşuyorum." Konuyu dağıtmazsam daha da köşeye sıkıştıracağını bildiğim için hemen başka bir konuya geçtim. "Siz de Jimin ile çok yakınsınız bakıyorum." Söylediğim şey ile tüm dertlerini unutmuş gibi gülümsedi. "Bir şeyler olacak gibi Lisa. Hazır olda bekliyorum resmen." Bu tatlı stresine güldüğümde o da bana eşlik etmişti. "Ama Tae ile Jennie'yi unutmayalım şimdi. Cidden yakışıyorlar." Onu onayladım ve derin bir iç çektim. "Tae ile anlaşamayan yok zaten. Herkese sevdiriyor kendini." Şeytan tüyü vardı çocukta resmen.

İkimiz de aynı anda esnediğimizde odama geçtik. Chae hainlik yapıp benden önce duvar kenarına yatmıştı bile. "Ya hep aynı şeyi yapıyorsun bak. Ayıp artık." Küçük bir çocuk gibi omuzlarını kaldırıp indirdiğinde kahkaha attım. Bazen olgun bir kadın bazen beş yaşında bir kız çocuğuna dönüşüyordu.

Ben de yanına uzandığımda birbirimize sıkıca sarılıp uykuya daldık.

*************************

oglum bugun oruc cok zordu yemin ederim susuzluktan gebericem sandim

liskook'un yaninda taennie ve jiroseyi de eklemeye calisiyorum, umarim beceriyorumdur.
ileride taennie texting bolumu de gelir 😉

umarim bolumu sevmissinizdirr
vote vote vote
yorum yorum yorum
optum yanaciklarinizdaaann ❤️‍🩹🤍

fuckin' genius | liskookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin