TANITIM
Bu bir kaybolma hikayesi neden ve nasıl nereye savrulduğumu bilmeden kaybolmanın hikayesi.Ben Güneş Demirci doğru ya da yanlış ben bu zorlu sınavın içinden çıkacağım ama çıkarken çok yaralanıcağım belki yeniliceğim hayatım değişecek.Ama asla pes etmiceğim.
"Korkuyorum"dedim elimi tuttu
"Korkma"dedi "ben yanındayım hem...
Unutma sen benim Gecemin Güneşisin sen karanlıkta parlayan güneşsin" haklıydı kendi içimdeki umutsuzluklara
hep kendim çözüm buldum.İsmim ne kadar Güneş olsada ben hep geceleri daha çok sevmiştim.Belkide ben gerçekten Gecenin Güneşiydim...
1.Bölüm (İçimdeki kıpırtı);
Herkese selam ben Güneş Demirci. 18 yaşındayım yani tahmin ettiğiniz gibi lise son sınıfım.
"Güneş okula geç kalacaksın kızım" bu da annem yine sabahın köründe uyanmış ve beni kahvaltıya çağırıyordu sabah kalkmaktan her ne kadar nefret etsem de buna mecburum.
"Tamam anne geliyorum" annem cevap verir vermez hergün yaptığım gibi telefonumu elime aldım. Saate baktım,okul için çok az vaktim vardı. Hızlıca yataktan kalktım ve üstümü değiştirdim. Saçlarımı da taradıktan sonra aşağı indim. Annem ve babam masa da oturmuş kahvaltı yapıyorlardı. Aceleyle ağzıma bir lokma ekmek attım. Annem hayıflanarak "yine geç kaldın değil mi?" Evet bu durum neredeyse her sabah yaşanıyordu. "Malesef benim çıkmam gerek çünkü gerçekten geç kalıyorum." diyerek annem ve babamı öpüp okula gittim...
Bugün günlerden cuma olduğu için diğer günlere göre daha mutluydum sınıfa girdiğimde içeride sıra arkadaşım ve aynı zamanda en yakın arkadaşım olan Nesli'yi gördüm."Günaydın gene geç kaldın "dedi gülerek "yani her zaman ki halim günaydın"dedim evet tıpkı ailem gibi arkadaşlarımda bu geç kalmalarıma alışıklardı. Çünkü gideceğim her yere illaki geç kalırdım. İlk dersimiz müzikti dersin yarısına gelmiştik sınıfın kapısı çaldı. İçeri okul müdürü girdi yanında da uzun boylu kumral bir çocuk vardı."Hocam yeni bir öğrencimiz vardı da" " tabi buyurun hocam" müdür yanındaki çocuğa bakarak "isteğin yere oturabilirsin" ve ardından "iyi dersler hocam" diyerek sınıftan çıktı. Çocuk en arkadaki boş yere oturdu. Müzik hocası "kendini bize tanıtır mısın"dedi çocuk ayağa kalkarak "Herkese selam benim adım luka keskin 19 yaşındayım buraya Almanya'dan geldim" dedi. Müzik öğretmenimiz Mine hoca"Alman mısın? Diye sordu."hayır türküm annem yabancı" dedi. Mine hoca"peki oturabilirisin" dedi dersin geri kalanında müzik dinlemekle geçirdik. Teneffüste Nesli ile sohbet ediyorduk. Nesli"yeni gelen çocuk çok girişken çıktı baksana" gözleriyle yeni gelen çocuğun olduğu yeri gösterdi. Etrafında da birkaç kişi vardı. "Evet ismi Lukamıydı?diye sordum. Nesli başını evet anlamında salladı. "Yani aslına bakarsan etrafındakilerin çoğunluğu kız o yüzden pekte girişken olduğunu söyleyemem" dedim. Nesli gözlerini devirerek "Buna şaşırıyormusun çocuk karizma ayrıca Almanya'dan geldi yani bence gayet normal."dedi haklıydı... Ögretmen içeri girince herkes yerine oturdu şimdiki dersimiz edebiyattı. Dersin hocası Tuğrul hoca açıkçası ders anlatımını seviyorum çünkü dersi anlatırken kendi yorumlarını ekleyerek anlatıyor."evet gençler bugün size romeo ve juliet'in efsanevi aşkından bahsetmek istiyorum. Bir çoğunuzunda bildiği üzere romeo ve juliet düşman iki ailenin çocuğu aileler düşman ama onlar birbirini seven iki aşık geçen hafta herkesten shakespeare'in romanını okumasını istemiştim okuyan var mı?" Sınıftaki birkaç kişi el kaldırdı. Bunların içinde bende vardım."Peki romanı okuduğunuzda aldığınız ilk his ,duygu nedir?"Tuğrul hoca en önde oturan Berna'ya konusma hakkı verdi."Hocam bence romeo'nun sevdiği kız için yaptıkları çok güzel ,duyguları çok güzel"peki bu güzel duygular hakkında yorum yapmak isteyen var mı?" Diye sordu ardından Nesli hiç beklemediğim bir anda "Hocam Güneşin söylemek istedikleri varmış." Ne!hayır yok. Bunu hiç beklemiyordum. Harika şimdi bütün sınıf bana bakıyordu. "Evet Güneş sen dinliyorum." OFF!şimdi ne diyeceğim. "Romeo ve Juliet'in aşkını okudun peki sana ne hissettirdi?" Aklıma gelen ilk cevabı verdim."ACI" dedim. Tuğrul hoca kaşlarını çatarak "garip bu kadar yoğun bir aşk romanında acı hissetmen gerçekten garip sana bunu hissettiren ne oldu?" "Aslına bakarsanız bence tüm sevenlerin kavuşamadığı romanlarda acı var çünkü bir roman gibi değil hayal gibi değil gerçek bir hayat gibi evet aşkları muhteşem büyüleyici ama bence aşkları gerçek hayata karşı koyamamış ve kaybetmiş" dedim. Tuğrul hoca "bu ayrıntıyı farketmen harika" dedi ardından "evet ismin neydi?" dedi Luka'ya "Luka Keskin" dedi "evet Luka seni dinliyorum." Luka kendinden emin bir şekilde "Güneş arkadaşımıza katılıyorum ama söylediklerinde katılmadığım bir nokta var." Merakla ona döndüm Tuğrul hoca bile bu kadar beğenmişken söylediklerimden neye katılmıyormuş acaba? "Kavuşamadıkları için kaybettiklerini düşünmüyorum savaştıkları için kazandıklarını düşünüyorum ayrıca aşklarında acı yok umut var bence" dedi. Hemen elimi kaldırdım. Tuğrul hoca "evet Güneş" kendimi dikleştirerek "Hocam Luka arkadaşımıza bir soru sormak istiyorum."diyerek Luka'ya döndüm o da bana bakıyordu. "Evet aşkları büyüleyici bizlere umut veriyor haklısın ama umut vermekle kalıyor. O yüzden bence sonuca odaklanmalıyız sonuçta hüzün var,acı var."dedim Luka "evet ama aşk'ı oluşturanda bunlar degil mi? Acı,umut aşk bunlardan oluşmaz mı?" dedi söylediklerini düşününce ona hak verdim aslında ikimizinde söylediği cümleler aşkı anlatıyordu. Tuğrul hoca "evet çocuklar ikinizinde böyle bir konu hakkında tartışarak düşüncelerinizi belirtmeniz harika"dedi ardından zil çaldı. Herkes dışarı çıkarken Nesli bana dönüp "sende neler varmış öyle"dedi "seninle bu konuyu sonra konuşacağız" diyerek konuyu kapattım. Çantamdan bir roman çıkarttım. Nesli"ben kantine gideceğim bir şey istermisin?"diye sordu. "Bir çikolata alsan çok iyi olur" dedim. Çünkü bir yerde çikolatanın stresi azalttığını okumuştum. Ve şuan tam da stresimi azaltacak şeylere ihtiyacım vardı. Nesli kantine gittiğinde bende romanımı açıp okumaya başladım harika bir romandı ve aşırı sürükleyiciydi öyle ki yanıma oturan kişiyi bile o konuşunca farkettim. "Bu romana bayılırım" başımı kaldırıp yanımda oturan kişiye baktım ve adeta şoka girdim. "Luka" dedim. gülerek "selam" dedi ne alaka şuan neden gelmişti ki "bir şey mi oldu" dedim. "Niye seninle konuşmak için bir şey mi olması lazım çok mu asosyalsin" yani ben genel olarak sınıftan Nesli haricinde kimseyle pek sohbet etmezdim ama bu onu ilgilendirmez. "Neden geldiğini söyleyecek misin artık" dedim "derste söylediğin şeyler çok güzeldi nasıl bu kadar güzel cümleler kurabiliyorsun"dedi. Sırıtarak "meslek sırrı Luka Keskin meslek sırrı" dedim. Luka gülerek "biraz egoistmisin" diye sordu. Egoist mi? O bana egoist mi dedi? Sinirle " aynen egoistim hadi sırana hadi" dedim. Luka ayağa kalkarak "tamam sakin"dedi ardından Nesli elinde çikolata ve su ile içeri girdi. Şaşırarak bir bana bir Luka'ya bakıyordu. " sakinim ben sırana geç" dedim. Luka yerine geçerken kapının yanında bizi izleyen Nesli'ye "arkadaşın çok asabi"dedi sıranın üstünde duran kalemi alıp ona fırlattım O sınıftan dışarı çıkarken Nesli yerdeki kalemi alıp yanıma geldi. Bende bir yandan söyleniyordum. "Gerçekten bütün gıcıklar beni buluyor ya" dedim Nesli gülerek çikolatayı bana uzattı. Ona dönüp "sen neye gülüyorsun" dedim. "Ne oldu Luka neden benim sıramdaydı" dedi "ya boş boş konuştu gitti işte boşver." dedim sonra önüme döndüm insanda keyif bırakmıyorlar ki... Dersin yarısına gelmiştik ki sınıfın kapısı tekrar çaldı. İçeri tekrar müdür girdi."Hocam bir karışıklık olmuş Luka Keskin'i başka bir sınıfa alacağız."dedi. Luka" Ne karışıklığı hocam" diye sordu "baban sınıfının başka bir sınıf olmasını istemiş."diyerek açıklama yaptı. Luka eşyalarını toplayıp sınıftan çıktı. Neden bilmiyorum ama sanki gitmesine üzülmüştüm. Bir kaç dakika sonra zil çaldı Nesli ile bahçeye çıkıp dolaşmaya başladık. Nesli bir şeyler anlatıyordu. Ama kendimi anlattığı şeye veremiyordum. Aklımda tek bir soru vardı ve bu soru aklımı çok kurcalıyordu. dayanamayıp Nesli'ye dönerek aklımdaki soruyu sordum." Sence Luka hangi sınıfta" Nesli birden durdu. "Ne oldu ya alt tarafı bir soru sordum." "Yani pardonda şuan Luka ne alaka" diye sordu. " Ne bilim merak ettim." Verebileceğim tek cevap buydu. "Bilmiyorum ama açıkçası umrumda da değil seninde olmasın" başımı salladım haklıydı daha yeni tanıştığım birini bu kadar düşünmem saçmaydı. Zilin çalmasıyla birlikte Nesli ile sınıfa çıktık. Ve sınıfta gördüğüm kişiyle duraksadım. O da başını kaldırıp bana baktı. "Luka" dedim . evet bizim sınıftaydı ve garip bir şekilde onu görür görmez içimde bir kıpırtı oluştu. Ve bu hissi daha önce hiç tatmamıştım..
Herkese selam bu sadece bir fragman asıl hikaye 2.bölümde başlıyor bizi takipte Kalın Ceren💜 Nadire
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gecemin Güneşi
Teen FictionBu bir başlangıç hikayesi bu gecenin güneşle birleştiği an