Konuşma sesleri ile uyanmıştım. Bu ses neydi sabah sabah? Güçlükle yataktan kaldırdım başımı. Etrafa bir göz attım. Yine oda arkadaşlarım bağıra bağıra konuşuyorlardı. İnat bunlar resmen. Kaşlarımı çattım, kızların olduğu yöne doğru yürüdüm. Bir anda tüm gözler bana döndü. Şimdi eğlence sırası bendeydi.
"Ne bağırıyorsunuz sabah sabah!" diye yükseldim bir an.
"Sana noluyor be konunun içinde bile değilsin." dedi Seher.
"Allah Allah bende bu odada kalıyorum." dedim.
"Bu odada kalman bir şeyi değiştirir mi?" dedi Serap da. Bunlar beni delirtmeye yemin etmişti.
'Git yol şu kızı' dedi sol melek.
'Hayır sakın girişme. Sakın ol!' dedi sağ melek de."Üzgünüm sağ melek, galiba bugün sol meleğin tarafındayız." dedim. Bir an sesli söylemiştim.
"Ne diyorsun kızım şizofren misin?" dedi Serap. Bunu demesi ile bodozlama daldım. Çok bile dayanmıştım. Serap sadece bağırıyor, Seher ise koluma yapışmıştı sümük gibi. Aynı zamanda yolunmuş tavuk gibi bağırıyorlardı. Hayır yani niye bağırıyorsunuz anlamış değilim.
Ben hep kavgacı birisi olmuştum. Kendimi korumak için yethimhane de de bundan dolayı hep ceza alırdım. Herkes bana uzak olurdu. O hariç. Güney, her zaman yanımdaydı. Beni hiç bir zaman bırakmadı. Abim olmadığı her zaman, günün her saati, her dakikası, her saniyesi. Tamam biraz abartmış olabilirim ama hep yanımda idi. Ama abim üniversiteyi bitirip, polis olduğunda bir daha gmrüşememiştik Güney ile.
Kapı çalınca duraksadım. Şuan biraz tırsmış olabilirdim. Çünkü kapı sesi kızların sesinden bile gürdü.
"ÇABUK AÇİM KAPIYI!" diye bağırmıştı müdire.
Seher hemen kapıya koştu. İşine geldi tabi şerefsizin. İt! Serap'ı ittirip dikleştim, derin bir nefes aldım.
"NE YAPIYORSUN KIZIMNE BU KARGAŞA?!" dedi müdire. Ben kısaca kırışık Fatma diyordum. Neden bu kadar bağırıyordu. Ha tabi Seher ve Serap'ın anne babası zengin olduğu için güzel bir yatırım yapıyorlardı. Kırışık Fatma da onları ek üstünde tutuyordu. Şıllık!
Yine Seher salağı konuştu. Biraz sussa şaşardım zaten! Ağlamaklı bir ses ile;
"Müdire hanım Ada bize şiddet uyguluyor." dedi.
Anlaşılan sıra yolunma sırası Seher'e gelmişti. Onlara dersini verecektim. Ama şuan sırası değil. Küçük bir sırıtış belirdi yüzümde. Neden gülüyordum bilmiyordum. Ciddi kalamama gibi bir sorunum vardı. Tam konuşacaktım ki kırışık Fatma fırsat bile vermeden açtı ağzının kör olmayasıca!
"ADA ÇABUK ODAMA!" dedi. Neden sadece ben? Banim anne ve babam da bu şekilde yatırım yapsa bende sevilir miydim? Ayy ne diyorum ben ya ne annesi ne babası bu hayatta tek ailem abim. Onlar yık artık. Ayrıca kırışık Fatma'nın onları sevdiği yok bir kere. O onların pis parasını seviyor!
Kırışık Fatma odadan çıktı. Anında Seher ve Serap'a döndüm. Sinirle;
"Hele bir daha ağzınızı açın şiddete girilmeme gerek kalmaz emin olun!" dedim
"Nasıl olucakmış o cicim?" dedi ve salak bir gülüp attı Serap. Lan manyak bari Gülüm'ün düzgün olsun. Kepçe kulaklı. İnek. Maymun.
"Serap" deyip sonradan 'cım' ekledim tekrar ettim.
"Serapcım canım senin nasıl iki kişi ile konuştuğunu çok iyi biliyorum bebeğim." dedim.
"Sen nerden biliyorsun be?!" dedi Serap.
"Ee malum aynı odadayız bir tanem" dedim bastıra bastıra bilerek böyle konuşuyordum. O da kudıruyordu tabi.
"Götünden atma salak. Öyle bir şey olsa söylerdi bana Serap,değil mi Serap?" dedi Seher de
"Bilmem. Demek ki o kadar da yakın ve iyi arkadaş değilmişsiniz hayatım" dedim ve oradan çıktım. Onlar birbirini yerken ben gülüyordum. Nasıl bu kadar saf ve salak olabilirlerdi?
Kapıyı tıklattım ve 'gir' dediğini duyduğumda yavaşça kapıyı açıp içeri girdim. Girdiğimde kırışık Fatma masasında oturmuş telefona bakıyordu. Bir de gençlere derler 'şimdiki nesil de teknoloji nesli. Gençlerin elinden telefon dülmüyor.'demesini biliyorlar. Elindeki telefona bak benimkinden iyi. Benimki Huaweiydi. Onunki ise iPhone 11 idi. Ben içeri girdiğimde telefonu bırakıp bana döndü ve konuşmak için dudaklarını araladı.
"Otur kızım şuraya." dedi sert bir ses tonu ile. "Ne bunlar, ne bu olaylar kızım?"
"Hocam izin verin anlatayım durumu." dedim nazikçe o ise;
"Ne anlatması kızım basbaya ortada ailen bakmamış yethimhaneye atıp gitmiş.Hala başın boş kyk da kalıyorsun. Hiç mi utanman yok?" dedi.
"Neden utanayım anne babamın beni bırakıp gitmesinin neyinden utanayım?Asıl onlar utansın. Madem bırakacaklardı neden doğurdular biri bana açıklasın. Ayrıca bundan sizene müdire hanım?!"
"Terbiyesiz! Benimle nasıl konuşuyorsun öyle?" dedi
"Saygımı bozduğumu düşünmüyorum müdire hanım." dedim.
Sen sevgisiz büyümüş ve sevgisizlikle lanetlenmiş bir kızsın topla eşyalarını çık git bırdan!"dedi
"Ben de hiç meraklı değildim kırışık, yaşlı, moruk, kaltak FATMA!" dedim bastırarak odadan çıktım.Lavaboya geçtim. Muhtemelen aynasını almış yüzünde kırışıklık var mı diye bakıyordu. Salak kadın kafayı yemiş olmalı.Ne kadar umursamamaya çalışsam da olmuyordu. Çok üzülüyordum. Belki de haklıydı. Ben sevgisiz büyümüş ve sevgisizlikle lanetlenen bir kızdım. Telefonum çalıyordu.
★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★★
Herkese selam. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Diğer bölümleri de olduğunca hızlı yazmaya çalışacağız. Yani iki kişi yazıyoruz.
Ramazanınız mübarek olsun🤍
Yazım yanlışım olabilir kontrol edemedim. Kusura bakmayın.
Yorum yapıp oy verirseniz çok mutlu olurum. İyi akşamlar🤍