...Neden iyi biri olmak yerine insanlar kötü biri olmayı seçiyordu..?
Hayat mıydı insanı kötü yapan yoksa yaşadıkları mıydı?
Bana sorarsanız insanın yaşadıklarıydı onu kötü biri yapan..!"Ve şimdi bende kötü biri olmuştum..."
Naz yemeğini bitirdikten hemen sonra Korel Naz'ı kucağına alıp birlikte AVM'den çıkıp Korel'in arabasına doğru yürüdük.
Arabanın yanına vardığımızda ise Korel arka kapıya doğru yürüp kapıyı açarak Naz'ı arka koltuğu oturtup emniyet kemerini bağladı. Ardından kapıyı kapatıp şoför koltuğuna doğru yürüyüp kapıya açarak kendini direk arabanın içine attı ardından kapıyı kapatıp emniyet kemerini bağladı.
Ben ise arabının yanında öylece durmuş Korel'in her hareketini dikkatlice izliyordum.
Hemen sonra arabanın penceresini açan Korel; "bana bakamaya doyamadığını biliyorum ama gitmemiz lazım, biraz çabuk hareket et de gidelim. Yoksa seni burda bırakıp gidebilirim" diyip dudaklarını yana kıvırdı.
"Ne dedin..!" dedim hayretler içinde ona bakarak.
Ardından gözlerimi kısıp ona bakarak "küstahsın!" dedim."Ne dedin sen!"dedi yana kıvrılan dudağı anında tek çizgi haline gelerek. "Küstah mı..?"
"Evet!" dedim kollarımı birbirine bağlayıp meydan okurcasına. "Küstahsın..!"
"Ben dedi gülerek, ben küstahım haaa..."
"Sen görürsün şimdi küstah kimmiş, nasıl olunuyormuş..!" dedi seğiren çenesi ile, fazlasıyla korkunç görünüyordu.
Ardından hiç düşünmeden gaza basıp beni orda bırakarak son sürat sürmeye başladı.Bende hiç düşünmeden arkama dönüp park ettiğim Mercedes Benz'e doğru yürüdüm. Anahtarı çantamdan çıkararak düğmeye bastım.
Arabanın ışığı yanmıyordu. Sanki herşey benimle dalga geçer gibiydi. Herşey hep tersine gidiyordu.
Yaklaşık yirmi dakika orda duran bütün arabaların yanından geçerek elimde duran anahtarın düğmesine bastım yoktu!
Hatta Mercedes Benz ile alakası olmayan arabaların bile yanından geçerken bile elimdeki anahtarın düğmesine bastım ve yoktu..!En sonunda dönüp dolaşıp aynı yere gelerek, sinirden deliye dönmüş bir şekilde, "nerde bu siktiğimin arabası" diyerek bağrımaya başladım.
"Nıçç nıçç nıçç, çok ayıp hiç yakıştırmadım sana..!" diye bir ses geldi arkamdan ve yine bu Korel'in sesiydi.
Hemen arkamı dönürek Korel'e doğru koşup iki elimle yakasını tutup bağırarak; "nasıl yaparsın bana bunu, niye her seferinde beni yalnız bırakıyorsun, üstelik diğer arabayı da almışsın. Neden bana ceza veriyorsun, ne yaptım ben sana... üstelik Amerikaya gittiğin zaman ne mesajlarıma ne de aramalarıma hiçbirine cevap vermedin. Neden..?
Merak ettim ben iyi misin diye, merak ettim...
Ben iyi değildim ama sen hiç merak etmedin. Hiç sormadın, mesajlarıma bile cevap vermedin? Neden, neyin cezası bu..?"diye bağıran sesim artık sona doğru kısılıp ağlamaklı hale gelmişti.Boğazımda bir yumru vardı,
canımı fazlasıyla yakıyordu..."Sen iyi değilsin?" dedi iki eli ile kafamı tutup havaya kaldırarak gözlerimin içine bakıp tekrar ederek, "sen iyi değilsin" dedi.
Bu şekilde gözlerimin içine bakıp iyi değilsin demesi boğazımdaki yumruyu daha fazla sıkıştırmış, canımı daha fazla yakmıştı.
Çoktan dolan gözlerim artık daha fazla dayanamayıp yasalar akıtmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Gölgesi
General FictionTanrı bize hayatını kabul ediyor musun diye sormaz. Seçim şansı yoktur, kaderin zaten en başından beri yazılmıştır. Sadece nasıl yaşayacağını seçebilirsin veya yaşamayacağını... Ne geçmişin ne de geleceğin... Gece Gölgeye baktı ve dedi ki, belkide...