___________________________________________Rüyamın en ama en heyecanlı yerinde omuzumu dürten bir el ile uyanmak zorunda kaldım. "Yuna hadi kalk, Bay Choi seni bekliyor."
Gözlerimi yavaşça araladığımda neler oluyor diye hafifçe doğruldum. Hana isyankar bi' yüz ifadesi ile beni uyandırmaya çalışıyordu. "Hıhıı, söyle biraz daha beklesin." Diyerek uyku sersemliğiyle geri yattım. Ama bi' hışımla üzerimden alınan yorganın ardında bıraktığı soğukluk ile tekrar uyanmaya zorlandım.
"Bak Yuna. On saniye içinde uyanmazsan Siwoo'yu arar, Yuna okula gelmeyecek derim." İşittiğim bu cümle ile ışık hızında gözlerimi açıp ayaklandım ve banyoya yöneldim. "Uyuduğumu kim söyledi? Aşk olsun yanii." Diyerek kabaca esnedim ve banyoya girdim.
Kapıyı da arkamdan kapatarak aynaya yöneldim ve perişan halime umutsuzca bir bakış attım. Sonrada cık cıklayarak yalandan tükürdüm. "Şu haline bak. Ayıp, vallaha da billaha da ayıp." Diyerek dudaklarımı kıvırdım. "Sen yıllarca uğraş, canını dişine takarak sabret, sayısız denemeler sonucu umudunu kaybettiğinde bile pes etme, ama shiftlendikten sonra pasaklı pasaklı gez ortada." Diyerek tamamladım.
Haksız mıydım ama?
"Hayır haklıyım." İçinden sorduğum bu soruyu sesli bir şekilde cevapladım. "Ya Tanrı aşkına, kızım biraz kendine bak ya. Ne bu halin?" Delirmişcesine aynada ki yansımama karşı el kol hareketleri yapıp kendi kendime kavga ettim.
Evet deliydim. Daha önce de söylemiştim bunu. Hayırdır bi' sıkıntı mı var?
Ben kendi kendime kavga etmeye devam ederken biri kapıya tıkladı. "Yuna hadi, bak geç kalacaksınız. Kahvaltı bile yapamadın." Diyerek bağıran Hanaya sanki görecekmiş gibi kafa salladım.
"Tamam abla. Vallaha geliyorum. Çok az kaldıı." Diye bağırdıktan sonra hızlıca elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. En sonda saçıma şekil verip banyodan çıktım. Oda da kimse olmadığı için hızlıca formamı giydim ve çantam ile telefonumu alıp çıktım.
Ana salona geldiğimde avcılar restorandı açmak için hazırlık yapıyorlardı. "Günaydın." Neşeyle masada ki özenle sarılmış kimbaplardan birini kapıp ağızıma attım ve çiğnemeye başladım. "Aygo. Yuna, onlar müşteriler içindi ama." Diye sitem eden Bayan Chu'nun yanağına derin bir öpücük kondurdum. "Hmm." Lezzetle dudaklarımı yaladım.
"Bu kimbaplara ne koydun?" Dedim ağızımda ki kimbap'ı yutarken. Bayan Chu ise keyifle gülerek bana baktı. "Sana olan sevgimi kattım." Diyerek havadan bir öpücük gönderdi. Bende gülerek arkamı döndüm ve masada gazete okuyan Bay Choi'nin yanına gittim.
"Ben hazırım. Hadi gidelim." Dedim ve kolundan tutup ayağa kaldırdım. "Peki. Hadi arabaya." İkimizde vakit kaybetmeden dışarıya çıktık ve ben mavi jeep'e ilerledim.
"Hey Yuna, nereye gidiyorsun?" Zengo dedemin sesi ile durup ona döndüm. "Arabaya?" Sorgular gözlerim ile bakmaya başladımda güldü. "Araba bu tarafta ya." Dedi arkasını göstererek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shifting Nöbetim
CasualeDört yıldır shiftingi deneyen Neslihan'ın başarısız denemeleri bir gün son bulur ve kendini The Uncanny Counter gerçekliğinde bulur. Bakalım Neslihan'ın, ya da dr'de ki adı ile Yuna'nın başına ne gibi olaylar gelecek? Omuzlarına binen bu yükü taşıya...