Bölüm 13 : Bıçak yarası!
☆☆☆☆☆
Gölge Kara
Sevgili babam, pardon üvey babam polisler tarafından nezarethaneye götürülürken polisler içinde alalen beni tehdit etti. Kenan polislerle evi basarken de endişeyle beni rehin almıştı, boynumda kala bıçak yarası vardı. Tam kesmese bile hafif kan akar gibi olmuştu, bir deli misali göz önünde boynumu kesecekti. O an ne düşündüm biliyor musunuz? Acaba geç kalsalar, Kenan bize hamle yapmasa ne olurdu?
Ölür müydüm? Bu arada ifademi vermiştim, telefona kayıt ettiğim sesi polisler dinlemişti. Orda itiraf vardı ama Botan Kara'yı uzun süre ellerinde tutabileceklerini hiç sanmıyordum. Benim bildiğim Botan Kara bu durumdan kolayca sıyrılırdı, yine bana bela olurdu. Keşke doğmasaydım, keşke o malûm intiharımda can verseydim. Belki o an böyle birşey olmazdı. Elim istemsizce boynuma giderken önümde beliren bir çift ayakla başımı kaldırdım. Kenan tam karşımda duruyordu, bir süre yüzüme baktı ve sonra beni oturduğum yerden kaldırıp kolları arasına almıştı. Kendine has kokusu çok iyiydi, albenisi vardı.
Kenan : Bir an yetişemeyeceğim sandım, beni korkuttun ufaklık.
Onlar evi basınca beni gizliden sevdiğini söyleyen adam boynuma bıçak dayamıştı. Ekmek bıçağıyla beni kesecekti inanabiliyor musunuz?... Ben inanıyorum, nede olsa dünde başımda vazo kırmıştı. Alacağım hasarı düşünmeden başımda vazo kırmıştı, çok sert vurmuştu. Bu sabahta bıçak çekti, buna rağmen tehdit ederken bile sevdiğini zırvaladı. Ne sevgi ama, düşündükçe gözlerim yaşarıyor.
Kenan : Sana birşey olacak diye aklım çıktı, iyi misin ufaklık?
Gölge : Gidelim.
Kenan : Tamam yavrum gideceğiz, zaten ifadeyi de verdin. Peki boynun iyi mi?
Benden ayrılıp parmağını hafiften kesik olan yere değdirince ürperti hissettim, bu elektrik çarpmasına benziyordu. Bunu nerden biliyorsun demeyin çünkü bana elektrikte çarptı. Ama bu benim hatam değildi, birden oldu. Eski evden ötürüydü, evin elektrik sorunları vardı. Bende boş bulununca elektrik çarpmasına engel olamamıştım. Yani sizin anlayacağınız pisi pisine can veriyordum.
Kenan yarına Mardin'e dönecekti, benim için almış olduğu izni bitmişti. Istese bile kalamazdı, hem gitmezse benim yüzümden ceza alabilirdi. Acaba diyorum bende mi gitsem, hem şehirden uzaklaşmış olurum. Hemde bi kafa dinlerim, değişim bana iyi gelirdi. Zaten okulda tatil oldu, dersler başladığı an geri gelirdim, bu arada son seneme başlayacağım. Mezuniyete az kaldı, yakında bende psikolog olabilirim.
Gölge : Yarın gidiyorsun.
Kenan : Malesef canım.
Gölge : Orda evin var mı?
Kenan : Evet neden sordun?
Gölge : Mardin'e gelsem?
Diye ortaya fikir attığımda gözleri parlamıştı, ne güzel bakıyordu şerefsiz. Onunla Mardin'e gitme fikrim onu mutlu etmiş gibi görünüyordu.
Kenan : Buna sevinirim, yine evimde kalırsın. Yada çok istersen sana bi ev kiralarız. Okul açıldığında seni buraya geri getiririm yada yollarım. Hem şehirden uzaklaşmak sana da iyi...
Tam devam edecekken lafını keserek araya girdim yoksa susacak gibi değildi. Heyecan yapması fazla şirindi.
Gölge : Tamam sakin, ne bu heyecan?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gölgenin Yankısı!
Teen Fiction"Gölgelerin rengi olmaz" dedi çocuk, derdi vardı bu sesinden bile belliydi. Yırpandığı gözlerinden bile belliydi. Sırf annesi onu sevmiyor diye ölmek istiyordu, yaşamaktan nefret ediyordu....