《KODES》
=KEMİK=
Merhaba baya uzun zaman oldu ...
Ben geldim sonunda
Keyifli okumalar...
***
Dışarının loş ışığı gecenin karanlığına gömüldü, kafesin içinde boylu boyunca uzanan karanlığa daldım. Bekliyordum. Kimi? Beni buradan kurtarma sözü vadeden o yabancıyı mı?
Elimi üzerimde ki şortun cebine attım madalyon dediği şeyin sertliğini ve soğukluğunu hissettim. Kodes... eğer fark ederse beni öldürür... ne saçma öldürmesi için yalvarır duruma getirir beni. Bedenime acı verici izler bırakır... Bu düşünce nefes alış verişlerimi zorluyordu.
Tek yapa bildiğim amansızca beklemekti. Yine sakinleşmek için gözümü kapatıp ayalini kurduğum gökyüzünüe odaklanmaktı. Ayal ettim... Daa çok hayal ettim. Ve sonunda gözümü korkmuş şekilde açtım.
Yaptığım hataydı! O madalyonu asla almamalıydım! O yabancı gelmeyecekti! Ve Kodes bunu fark edeceketi! Korku iliklerime kadar yayıldı "Ne yapacağım ben?" dedim içimden geçirerek. Karanlığa uzanan boşlukta sesler duydum, giderek bana yaklaşan silüeti fark ettim. Bu oydu!
Yavaşça gelip kafesin önünde durdu ve eğildi. "Gösteriyi beğendin mi?" Kafesin diğer ucundan ona baktım, anlamamıştım o da bunu fark etmişti. "Yangını diyorum." Diyerek yukarıda ki pencereye baktı. Bana dönerek gözlerini kıstı.
"Evet, ben yaptım herşey dikkat dağıtmak içindi." Elini kafese doğru uzattı, "İstediğimi aldın mı?" tek kelime etmeden onu izliyordum. "Onu bana ver ve bende seni özgür bırakayım."
Oturduğum yerden ayağa kalktım, elimi cebime atarak istediği şeyi çıkardım. Yabancının gözleri parladı ve gözlerinde muazzam bir zafer göründü. Ama ben madalyonu avucumda sıkarak onu reddettim. Yabancı şaşırdı, yüzünde beliren öfekyi anında gizledi.
"Buradan kurtulmayı sanırım pek istemiyor gibisin?" Uzattığı elini aşağı indirip ayağa kalktı. Uzaktan duyulur sesler geldi, "Zamanımız yok gidersem geri gelmem ve sende burada çürürsün."
"Ön... Önce beni çı... Çıkar." Dedim işimi şansa bırakamazdım, önce beni kafesten çıkarması gerekti. Yabancı gülümsedi "Pekala." Deyişini duydum. Yavaş adımlarla kafesin kapısına yaklaştı, kalbim ızla atmaya başladı; heyecandan öleceğim sandım.
Sesler yükseldi kafamı sol tarafa çevirdim, korkmuştum Kodes'in sesiydi. Kafesin kapısına doğru baktığımda yabancının gittiğini gördüm. "Hey... Be..." Lafımı kesti, "Gitmeliyim..." diyerek kayboldu.
Kodes madalyonun bende olduğunu görürse, bacağıma yaptığı kobradan her yerime yapar! Hızla cebime koydum ama anında vazgeçtim fark ede bilirdi! Üzerine yattığım kirli bezin altına sakladım. Ayağa fırladığım anda Kodes'le göz göze geldik.
Gözleri korkunçtu! Titremeye başladım, kafamın içinde "Fark etti! Fark etti! Fark etti!" çığlıklar kopmaya başladı. Kodes yaklaştı sert ve güçlü adımlar atıyordu, avını parçalayacak bir avcı gibiydi.
Kafesin kapısını açtı, kolumdan sertçe tutarak çekti. "Sana kaçarsan bunu ödetirim demiştim öyle değil mi Morax?" dedi ürkütücü bir ses tonuyla. Fark etmemişti ama yinede bu kurtulduğum anlamına gelmiyordu.
Her zaman ki gibi uzun ince koridorda yürüdük ve en üst kata doğru çıkan merdivenlere yöneldik. Kodes'in odasına doğru gidiyorduk, bacağım sızladı Kodes yine beni o masaya yatıracaktı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KODES °Morax-Maat° (+16)
Ficțiune adolescențiHerkes kendi çöplüğünde Kral ilan edilir! Kodes! Gerçek adı buydu. O bir Kraldı! Korkunç biriydi! Ben! Kodes'in kafesine düşen bir faniydim. Burada herkes bir grup da yer alıyordu. Ama hepsinin işi aynıydı. İnsan avlamak! Ben fani bir kurban! O acı...