19.Bölüm-Ölüm

6 4 0
                                    

Ben odaya tekrar girdiğim de ikisi de sustu. "Hazırım" dedim gülerek. Ama Bora gülmüyordu. Yüzünde garip bir ifade vardı. Daha 2 dakika önce gülüyordu. Şimdi nolmuştu? Vardır bi nedeni dedim kendi kendime.

"Tamam" dedi boğuk bir sesle. Arda da garipti. Aşağıya indim. Deniz'in yanına görüşürüz demek için. Ama o da garipti. Rüya mı görüyordum? Bu neydi şimdi? Şaka mı yapıyorlardı? Deniz masa da oturmuş önünde bi kağıda dalıp gitmişti.

"İyi misin?" dedim salona girip. Hemen bana dönüp mektubu sakladı. "İyiyim. Noldu?" dedi bana bakarak. Ağlıyacak gibiydi. "Gidiyorum ben. Bişey olursa ara" dedim. Kafa salladı.

Bugün bişeyler olacak gibiydi. İçim hiç rahat değildi. Bora merdivenlerden indi. "Hadi gidelim" dedi dalgın bir şekilde. Bişey demeden arabaya bindim. Şaka mı yapıyorlardı? Eğer öyleyse hiç komik değildi.

Durduk yere benim de moralimi bozmuşlardı. Neyse diyerek telefonumu kurcalamaya başladım. Bora genel de konuşurdu. Fakat çıtı çıkmıyordu. Bişey olmuştu belli ama ne olmuştu? Benden ne saklıyordu? Yoksa kafam da mı kuruyordum?

Düşüncelerimle evin önüne geldik. Yanağını öptüm. Kocaman sarıldım ve arabadan indim. Gülüp arabayı sürmeye başladı. Anahtarımı çantamdan çıkarıp kapıya yöneldim. Açıp içeri girince montumu astım. "Anne?! Baba?!" diye bağırdım ama yoklardı sanırım. Klasik olduğu için umursamadım.

Odama çıkıp çantamı da yatağa fırlattım. Yüzümden gülücükler eksik olmuyordu. O kadar mutluydum ki anlatamam...

*buraları hızlı geçicem*

Duş aldıktan sonra üstümü giyindim. Rahat bişeyler giyip saçımı taradım. Duşta bile etrafa gülücükler saçıyordum. Kalbim pır pırdı. Aşk... Yaşamayalı baya olmuştu. Bora benim ruh ikizimdi. Ona bu kadar kısa sürede bağlanmam doğru muydu bilmem ama mutluydum.

Hayatım da ilk defa mutluydum. Şimdi bana bencil demeyin. Gerçekten mutlu olduğumu,sevildiğimi Bora'da hissettim ben. Çok centilmen biriydi bi kere. İnce düşünürdü. Bora'yı düşünürken saçlarımı örmeyi bitirmiştim. Uykum yoktu.

O yüzden yatağımı açmamıştım bile. Direkt mutfağa inip cips aldım. Yanına da kola alıp yukarı çıktım. Film gecesi yapacaktım. Deniz olmadığı için bi tık içim buruktu ama olsundu. Sevdiğiyle birlikte olmak hakkıydı.

Bi an keşke ben de kalsaydım dedim. İş işten geçmişti. Bora'ya yazsam direkt gelir alırdı fakat evimi özlemiştim. Odaya girip cipsle içeceği çalışma masasına koydum. Telefonumu alıp bildirim gelmiş mi diye baktım.

Ama kimseden çıt yoktu. İçimi bi ürperti sarmıştı. İstemsizce aklıma kötü şeyler geliyordu. Sonra 'Saçmalama Melis' diyordum.

Filmi açıp izlemeye başladım. Fakat içimde ki histen dolayı onu bile izlemek istememiştim. En iyisi uyumak diye düşünüp yatağın üstünü boşalttım. Yorganı çektim. Çektim çekmesine ama bir not vardı. Üstünde ismim yazıyordu.

Elim ayağım titremeye başladı. Hemen telefonumu alıp Bora'yı aradım. Açmadı. Deniz'i aradım. Açmadı. Arda'yı aradım. Açmadı. Babamı aradım. Açmadı. Aklıma gelen herkesi aradım ama meşgul diyordu. Gözümden bir yaş düştü. Elim titreye titreye notu aldım.

Üstünde 'Melis Kaya' yazıyordu. Yatağa oturup derin derin nefesler almaya başladım. Açtım. Notta şunlar yazıyordu.

Sana Bora'dan uzak dur dedim.

Durmadın.

Bırak peşini dedim.

Gittin sevgili oldun.

Şimdi senden ebediyen uzak kalacak.

Sana dedim Melis Kaya.

Beni zorlama dedim.

Ama sen naptın?! Beni dinlemedin!

Sevgilin,sen bunu okurken derin bir uykuda olacak.

Bir daha asla ama asla uyanmayacak...

Gözümden bir yaş daha düştü. Kimdi bu? Okumaya devam ettim,

Kim bu? Dediğini duyar gibiyim.

Eğer benim kim olduğumu merak ediyorsan *konum* buraya gel.

Gözümdeki yaşlar durmuyordu. 'Hayır' dedim kendi kendime. Olamazdı. Benim Bora'm ölemezdi. Ölmemeliydi. Saat daha 20.00'dı. Telefonuma bildirim geldi.

0588*******: Okudun mu? Bekliyorum.

Buz gibiydim. Hem titriyor,hem de soğuktum. Ölü gibiydim. Kimdi bu? Hemen Arda'yı aradım. Bu sefer açtı. "Çabuk bize gel! Sorgulama!" diye bağırıp telefonu kapattım. Rüya olsun diye dua ediyordum. 

Ama emindim resmen. Rüya değildi. Tek temennim Bora'ya bişey olmamış olmasıydı. 10 dakika içinde Arda geldi. Deniz yoktu yanında. Sadece telefonumu alıp çıktım.

Sessizce ağladım araba da. Arda sorular soruyordu ama hiç bişey demiyordum. Sadece konumu gösterip "Buraya" demiştim. Vardığımız da iyice ürperdim. Akşam vakti boş bir araziye gelmiştik. Terk edilmiş gibi bir yerdi. Arda bana baktı. "Burası neresi?" dedi sessizce.

"Bilmiyorum" dedim sertçe. Kapı sökülmüştü. Pencere de yoktu. O sırada Bora'nın arabasını gördüm.  Adım attım. Yürüdüm. Yürüdüm. Gördüğüm şeyle çığlık attım.

Bora'dan

Melis'i evine bıraktım. Arda'nın dedikleri kafamın içinde dört dönüyordu. Bana mektup gelmişti. Kapımın önüne mektup bırakılmıştı. Mektupta bir konum vardı. Birde "Buraya gel" yazısı.

Kimdi bu? Tedirgindim. Melis bunu fark etmişti. Çaktırmamaya çalışsam da becerememiştim.

Konum da ki araziye gidip arabayı park ettim. İçeri girmemle şok olmam bir oldu. Biri arkası dönük duruyordu. "Kimsin sen?!" diye bağırdım. Salak gibi yanıma hiç bir şey almamıştım. "Geldin demek" dedi. Yürüyordum yavaş yavaş.

Sesi duyunca donup kaldım. Mete'nin sesiydi bu. "Mete?" dedim sakince. Bana döndü. "Mete ya Mete!" diye bağırdı. "O her şeyini elinden aldığın Mete!" dedi bana doğru yürürken. Şokla ona bakıyordum.

"S-sen" diye kekeledim. "Tanıdın mı?!" dedi bağırarak. "Her şeyimi aldın. Yetmedi sevdiğim kızı aldın!" dedi sinirle. "Melis mi?" dedim. Şokta olduğum için hiç bir şey konuşamıyordum. "O kız benimdi!" dedi hiddetle. Resmen lafları tüküyordu. "Melis senin değildi lan!" diye bağırdım bende.

Sonunda bi tık şoku atlatmıştım. "Onu ilk ben gördüm. İlk ben sevdim. Şimdi senin mi oldu?!" diye bağırdı. "Eğer onu gerçekten sevseydin seni seçerdi!" dedim. "O sana aşık oldu!" dedi hüzünle. "Bi dakika..." dedim kaşlarımı çatarak. "Katil sen miydin?" dedim sakince. Artık ne kadar sakin olunabilirse.

Psikopat gibi güldü. "Yeni mi anladın?" dedi psikopat gibi. "Niye?" dedim ona bakarak. "Neden masum insanların canını aldın?" dedim hüzünle. "Sinirimi çıkardım" dedi omuzlarını silkiledi. "Psikopat or.." dedim. Ayaklarına bakıyordu.

Bi anda bana koşmaya başladı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken karnıma bir bıçak girdi. "Ah!" diye bağırdım. Gözümden bir yaş düştü. "Elveda" dedi gülerek. Karnımı tutarken bıçağı karnımdan çıkardı. Kalbime sapladı.

Son nefesimi verdim.

Melis'ten

Bora'nın cansız bedeni yerde yatıyordu.

***

Devamı 20. Bölüm de. Bana kızmayın lütfeeeennn her zaman bunu düşündüm (kitabın başından beri) neyse keyifli okumalarrr

ÖLÜ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin