Ruhumun derinliklerinde dolaşan belirsiz güç vardı. Bunu keşfettiğimde küçüktüm ve hayatımda ne gibi değişiklikler yaratacağının farkında değildim. Beni büyüten teyzem dışında kimsem olmamıştı ve kalbim anne baba sıcaklığının eksikliği ile büyümüştü. Ailem hakkında sorduğum sorular çoğu zaman hava kaldığı gibi bir zaman sonra gerçeği kabullenmiş ve önüme bakmıştım. Benim teyzem dışında ailem hiç var olmamıştı.
Zaman zaman gördüğüm rüyaların rehber olduğuna inandığım için kendimi keşfedeceğim günü dört gözle beklemiştim. Fakat bunun geride bırakacaklarım olduğunu bilseydim kabul etmezdim.
Duyduğum çığlık sesinin nereden geldiğini kestiremedim. Odanın ortasında etrafıma dikkatlice bakarken sağ elimde hançeri sıkıca tutuyordum. Uyku sersemliğinin üzerimde barındırdığı anlamsızlık korkuyla birlikte uçmuştu.
Odanın içinde adım sesi duyuldu. Başımı hızla sese çevirdiğimde duvarın dibinde duran biriyle karşılaştım. Yüzünü kapatan siyah perde kim olduğunu görmemi engelliyordu ama erkek olduğunu yapılı oluşundan emin olmuştum. Dudaklarım düz çizgi halini aldı. Hançeri kendimi korumak için kaldırdım.
Bu zamana kadar dövüşle ilgili hiçbir alakam olmamıştı çünkü gerek duymamıştım. Bunun için pişman olmak üzereydim şu an.
Siyah beden hareket ettiğinde hançeri sıkıca tuttum ve kolumu indirmedim. Sıkıca tuttuğum için kollarım gerildi. Çığlığı atan kadındı. Bundan emindim ama odamda neden birisi vardı? Konuşmak istedim ama dudaklarım birbirine yapışmış duruyordu.
''Sakin ol,'' dedi siyah beden karanlığın içinden kayıp gelirken. Adım sesleri yavaş ama toktu. Attığı adımla gıcırdayan zemin vardı. Oldukça gerçekti.
Sesini duyan bedenim yavaşça gevşedi ama hançeri indirmemek için direndim. Siyah bedeninin yüzünü burnuna kadar kapatan pelerini vardı. Sadece dudaklarını odanın içine yansıyan ay ışığından görebiliyordum. Dikkatlice attığı adımları izledim. Oldukça temkinliydi, sanki korkutmak istemiyor gibiydi.
''Seni buldum,'' dedi yine siyah beden. Tok sesinin altında yatan sakinlik telaş yapmamı engelliyordu. Kaşlarım çatıldı. Ne dediği hakkında en ufak fikrim yoktu. Aramızda az mesafe bırakarak durduğunda benden oldukça uzun duruyordu. Başımı yukarı kaldırdım hafifçe ama yine de yüzünü net göremiyordum.
''Sesini duymak istiyorum,'' dedi kısık sesle bu sefer. Sesinin tınısı diken üstünde tutuyor ama bir adım ilerisine götürmüyordu. Konuşmak istedim ama dudaklarım hareket etmedi. ''Doğru, bunu unutmuşum. Şimdilik böyle olsun.''
Karşımdaki ne anlatıyordu tanrı aşkına?
Bedeni hançerin ucuna değecek kadar yaklaştığında bir adım geri gittim. Korkuyor değildim ama bedenim karıncalanıyor gibiydi. Üstelik kontrol bende gibi durmuyordu.
''Çok fazla kalamam ama seninle tekrardan görüşeceğimizden emin olabilirsin. Şimdilik kendine dikkat et. Merak etme sırrın benimle güvende.''
Hangi sırdan bahsettiğini sormak istedim ama bedeninden çıkan siyah dumanlar görüşümü kararttı. Hançeri tutan elim düşerken bedenim aynı şekilde kendini bıraktı. Yere düşmeden önce hissettiğim bedenimi sıkıca tutan eller olmuştu.
Sonrası yoktu.
🌱
Yüzüme çarpan sıcaklık ile gözlerimi araladım. Odanın penceresinden sızan ışık doğrudan yüzüme doğru geliyordu. Elimi kaldırıp yüzüme doğru siper ettim. Gözlerimi birkaç kez kırpıştırıp algımın açılmasını bekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAM
FantasyEve kendisinin farklı olduğunu biliyordu. Sessiz sakin bir hayatına karşılık gördüğü kabusun her şeyi değiştireceğinden habersizdi. Büyüdüğü yerden gitmek zorunda kaldığında ormanda bulduğu yaralı adamı ölümün pençesinden kurtarması tesadüf olamayac...