20.Bölüm-FİNAL

6 4 0
                                    

Yerler kan gölü olmuştu. Hiç bir şeyi umursamayıp yanına koştum. Kalbinin tam üstünde bir bıçak vardı. Karnı da kesikti. Arda kapının orada ağlamaya başladı. Bora'nın o simsiyah saçları kan olmuştu. Nabzına baktım.

Atmıyordu. Arda'ya döndüm. "Atıyor demi?" dedi bi umut. Kafamı iki yana salladım. Dizlerimin üzerine çöktüm. Başını bacaklarıma koydum. Arda da dizlerinin üstüne çökmüş ağlıyordu.

"Uyan" dedim ağlarken. "Uyan bebeğim. Geldik" dedim bi umut. Ama yoktu. Bir daha asla dönmeyecekti... Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Göz yaşım Bora'nın yüzüne düştü. "Uyan!" diye bağırdım. Omuzlarından sarsıyordum ama yok.

"Boşuna direnme" dedi bi ses. Arkama döndüm. Yoktu. Yana çevirdim kafamı ordaydı. Mete Öztürk burdaydı. "Sen..." dedim sessizce. "Evet bendim" dedi. Kollarını iki yana açtı ve "Teslim oluyorum" dedi. Polis sesleri gelmeye başladı. Bi an da polisler içeri daldı. Boş bir arazi olduğu için heryer açıktı.

Karşımdan geliyorlardı. "Benim!" diye bağırdı Mete. "Katil benim!" dedi bu sefer. Polisler bi bana bi Mete'ye bakıyorlardı. "Ben..." dedim. "Ben sevgiliyim" dedim sessizce. Sesim sanki yoktu.

Bi tane polis Mete'nin arkasına geçip ellerini kelepçeledi. Ambulans geldi hemen arkasından. Ambulans ekipleri geldi. Ellerin de siyah poşetle...

"Hayır!" diye bağırdım. Bi tane kadın polis yanıma geldi. Kafama vuruyordum. Ellerim de kan olmuştu ama umurumda bile değildi. "Olmaz olmaz olmaz" diyordum dizlerimin üzerinde. "Ölmedi ölmedi" diyordum sonra da. Polis yanıma gelip "Sakin ol.." dedi şefkatle.

"Olayın etkisindesin" dedi polis. Hala sessizce mırıldanıyordum. "Olayı gördün mü?" dedi polis. Kafamı iki yana salladım. Cebim de mektup vardı. Çıkarıp onu verdim.

"Dokunamam. Olay yeri inceleme!" diye bağırdı. Bi an da bir kaç kadın ve adam koşarak geldi. Elimde ki mektubu cımbızla alıp poşete koydu biri. O sırada Bora'yı da poşete koydular. Bağırmaya başladım. Polis benim kollarımdan tuttu. "Sakin ol." dedi nazikçe.

"Evet,çok acı. Seni anlıyorum. Bende kaybetim sevdiğimi" dedi beni oturtup. "Ama ne kadar bağırsakta gelmiyorlar" dedi beni teselli ederek. Ellerimi tuttu. "Ayakta durmaya çalış" dedi. En azından yap dememişti. Çalış demişti. Yapamazdım çünkü.

Bora benim herşeyimdi. Onsuz ben yoktum. "Karakola gel bizle" dedi ayağa kalkarak. Arda'ya bakındım ama yoktu. Gitmişti. Deniz'i almaya gitmişti sanırım. Ya da kefen almaya...

Karakola gittik. Bana sorular sordular. Kısa cevaplar verip yanıtladım sorularını. Sonunda karşımda ki polise "Beni Mete'yle görüştürür müsünüz?" dedim. Arazi de beni teselli eden polis sorguya çekmişti beni.

"Yapamam" dedi sakince. "Lütfen" dedim ona bakarak. Tırnak etlerimi yoluyordum. Her zamanki gibi. "Tamam" dedi bıkkın bir sesle. Teşekkür edip çıktım. Gözlerim kan çanağına dönmüştü. Odadan çıktığım da Elif'i gördüm. O da ellerinde kelepçe çıkmıştı sorgu odasından. Benim elimde kelepçe yoktu. Ona döndüm. "Naptın sen?" dedim. "Not veren..." dedi hüzünle. "Bendim" dedi.

Dediği gibi yüzüne tükürdüm. "Pislik!" diye bağırdım. Arkasındaki polis "Sakin olun" dedi sadece. Müdahale etmedi.

Derin bir nefes alıp yürümeye başladım. Bekleme alanın da bekliyordum. O polis geldi. "Gel,Mete Öztürk'le görüşeceksin" dedi nazikçe. Ayağa kalktım oturduğum yerden. Ruhsuz gibi yürümeye başladım.

Sorgu odasının kapısı açıldı. Arada cam vardı. Soran gözlerle kadın polise baktım. "Adım Songül" dedi polis. "Öyle bakma. Ancak bu kadar yapabildim" dedi Songül polis. Kafa salladım sadece. Mete bi masaya oturmuş elleri kelepçeli bekliyordu. Önünde bir polis vardı.

"Neden Bora Beder'i öldürdün?" dedi polis. "Çocukluktan beri arkadaştık doğru. Ama hiç bir zaman onu sevmedim. Hep benim olanı aldı gibi geldi. Öyleydi de." dedi. Bunları söylerken gülüyordu. Polis başını salladı devam etmesi için.

"Sonra sevdiğim kızı elimden aldı. Kendine aşık etti. Bende sinirlendim ve öldürdüm" dedi. Songül bana bakıp "Bu doğru mu?" dedi. "Hayır,evet Bora'ya aşığım ama ben hiç Mete'yi sevmedim. Ona ümit vermedim." dedim net bir dille. Songül kafasını salladı.

Sonra telsise "Yalan" diyerek yanıtladı. Camın arkasında ki polis,"2 kişi daha öldürmüşsün." dedi. Mete kafa salladı. "Peki neden?" dedi polis. "Beni sinirlendirdiler." dedi Mete. "Psikopat herif!" diye bağırdı polis. Songül telsise "Sakin" dedi.

"Sorgu bitti." dedi polis. "Tutuklu yargılanacaksın" dedi ve çıktı. Cenazeye geçtim karakoldan. Annesi ve babası ağlamaktan beter olmuş durumdaydı. Benim de onlardan bir farkım yoktu gerçi. Arda ve Deniz de ordaydı. O an aklıma bişey geldi. Deniz ve Arda'nın yanına koşup "Siz biliyordunuz!" dedim ikisini işaret ederek.

"Neyi?" dedi Deniz burnunu çekip. "Mektubu!" diye bağırdım. "Dün sen odaya girdiğinde mektup hakkında konuştunuz demi?" dedim sinirle Arda'ya. Kafa salladı. "Bilmesen daha iyi olur diye düşünmüştük.." dedi. "Ve bildiğin halde durdurmadın!" diye bağırdım. "Haberim yoktu" dedi Arda.

"Bana söyleseydin belki bunlar olmayacaktı!" diye bağırdım. Haksız değillerdi fakat haklı da değillerdi. Kafa salladılar. Derin derin nefesler alıp ağlamaya devam ettim.

Yazardan

Melis o günden sonra delirir. Arda ve Deniz evlenir. Melis ise bir daha kimseyi sevemez...

****

BİTTİ! Şaka gibiii çok heyecanlıydımmm sizleri çok ama çok seviyorum. Yeni kurgum var fakat onda cinayet olmayacak. Bora'yı öldürdüğüm için bana kızabilirsiniz ama ben imkansız aşkları severim napalım?? Son olarak yeni kurgum da görüşürüz! Hoşçakalın!

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

ÖLÜ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin