7

55 13 41
                                    


Bölüm 6 part2

Herkes koca salonda toplanmıştı. Kimisi dans ediyor, kimisi müzisyenlere eşlik edip şarkı söylüyor, kimisi de etrafı inceliyor ve geceyi geçirecek birini arıyordu.

***

Jungkook Taehyung'la birlikte alana giriş yaptığında bütün gözler üzerlerine çevrildi.
Bazıları onların çok yakıştığına dair kendi aralarında fısıldaşıyordu ve bazıları ise ikiliye imrenir gözlerle bakıyordu.

----------------------------------

~Jungkook~

İçeriye girdiğimiz de büyük bir sessizlik oluştu.

Ardından kimisi tebrik etmeye, kimisi de kendince alkışlamaya başladı. Herkes bize bakıyordu ve ben bu yanımda ki adamla birlikte görünüyor olmaktan oldukça rahatsızdım. Ama plan belliydi, katlanmak zorundaydım yapacak bişey yoktu.
Etrafıma yerleşecek bir yer için bakarken belime dolanan el ile olduğum yerde donakaldım.
Hayır.
Hayır Jungkook.
Sessiz ol Jungkook.
Sakin ol Jungkook.
Bu sefer olmaz Jungkook.

Taehyung kolunu belime sararak beni bizi izleyen bir kaç dostunun yanına doğru ilerletti. Sesimi çıkarmadım ve onu takip ettim. Bir an önce bitsin istiyordum.
Bir masanın önünde durduğumuzda masadakilere baktım.

Kral Mingyu, Prens Chanyeol ve Prens Soobin vardı. (Ya milli kadro gibi dizmisimaq) Yanlarına yaklaştığımızda selamlaşmalarını izledim.

"Kral Kim? demek evleniyorsunuz ha?"

"Sizin adınıza çok sevindik"

"Birlikteyken bana Kral demeyin demiştim Chan."

"Sen hala bizden birisin Kim Taehyung."

Sessizce Taehyung'un yanında durmuş onları seyrediyordum. Taehyung bana Kral demeyin demişti. Belli ki 'gerçekten samimi olduğu ve güvendiği dostları' diye geçirdim içimden.
Aralarında en iyi Mingyu'yu tanıyordum. Babası 2 sene önce ince hastalıktan ölmüştü. En büyük veliaht olarak tahta geçmişti ve babasının yokluğunu aratmamıştı kimseye.
Chanyeol ve Soobin'i de daha önce bir çok yerde görmüştüm fakat pek bir samimiyetimiz olduğu söylenemezdi.
Soobin'in abisiyle yaşadıkları taht rekabetlerinden haberim vardı sadece.
'Ne diye bu kadar istiyolarsa...' diye düşünüp göz devirdim kendi kendime.

"Prens Jeon...?"

Harika. Bir de bunlarla uğraşıcaktım şimdi.

"Efendim Prens Chanyeol?"

"Evleneceğinizi duyunca oldukça şaşırdık. Çok yakışıyorsunuz."

"Oh, evet. Kral Kim'i ancak senin gibi biri dize getirirdi Prens. Taehyung oldukça şanslı."

Herkes ufak bir kıkırtı saldı ortama. Ben ve Taehyung hariç.

"Sen o şansı oldukça zoruluyorsun Mingyu!"

Taehyungun neden böyle dediğini pek anlamamıştım ama boşverip bir an önce gitmek için ortamı yumuşatmaya çalışmalıydım. Hafifçe tebessüm ederek cevap verdim alayla karışık konuşan adama.

"Haklısın, bence de oldukça şanslı. Övgü çin teşekkür ederim."

Taehyung'a dönüp baktığımda bana oldukça şaşkın baktığını gördüm. Belli ki bu şekilde davanmamı beklemiyordu. Gerçi haklıydı da. Daha demin ona evlenmeyeceğimizi bağırırken şimdi arkadaşlarıyla gülerek muhabbet ediyordum.

"Ee söylesenize evlenmeye nasıl karar verdiniz?"

Anlaşıldı. Bu gece epey uzun bir gece olacaktı.

Planned LoveHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin