-Ahin çekilir misin rica ediyorum. Şu gizli gizli, üstü kapalı konuşmalarından da bir vazgeçsen mi diyorum..
"Çık odamdan!"
-Beni buraya sen getirdin.
"Pişman ettirdin. Çık şimdi."Onu omuzlarından iterek odasını terk ettim. Bu nasıl bir saçmalık ya ben bunlara daha fazla sabır edemeyeceğim ve doğru ya ben artık bunlarla kalamam gitmeliyim buradan derhal hemde.
Saat 03.47
Odamda uzanmış tavanı izliyorken penceremi bir şey tıklattı, kafamı kaldırıp baktığımda kimse yoktu ama pencerem hala tıklanmaya devam ediyordu. Sanırım ürkmeye başladım ama her şey normal gelmeye başlıyordu. Uzandığım yatağımdan kalkıp pencerenin önüne geldiğimde
karşımda bir gölge belirdi.-B.. bu.. bu neydi?
Buğulu olan penceremde yazı yazılmaya başladı, ben adımlarımı geriye doğru itmeye çalışırken bedenim bana ihanet edercesine kıpırdamıyordu. Pencerede yazılan yazıyı okumakta zorlanıyordum.
-Kor.. ne koor..k..ma. korkma mı?
Yazıyı okurken bile korkudan dillim tutulmuş vaziyetteydi
-Se..sen de kimsin?
Gölge pencere camı gıcırdata gıcırdata yazmaya devam ederken korkudan Ahin diye bağırıp aynı anda da kaçmak için kapıya yöneldiğimde gölgeyi kendi bedenimi sıkıca sarıp ağzımı elleriyle bastırdığını hissettim ama bu hissi daha önce yaşamıştım, evet evet yaşamıştım. Bedenimi ondan kurtarmak için çırpınsamda başaramadım. Gölge beni pencerenin önüne sürükleyip yazdığı yazıyı okutmaya çalıştı, ben başımı onaylarcasına sallayıp penceredeki yazıyı okumaya başladım.
-Be.. benden ko..kork.. korkma sen..i kurtar..mak için.. için buradayım.
Korkudan okuma kabiliyetimi kaybetmiştim.
Gölgeyi artık hissetmiyordum ama arkama dönmekten de korkuyordum. Onunla konuşmaya çalıştım ama hala korkuyordum.-Kimsin sen, Neden bana bunu yapıyorsun?
-Öldürecek misin beni?Gözümden yaşlar akmaya başlamıştı bile. Gözyaşımı silmek için kolumu kaldırdığımda yine onu hissettim, koluma baktığımda bunun bir el olduğunu gördüm..
Arkama bakıp bağırmaya kalkıştığımda bu sefer uzun boylu esmer bir adam vardı karşımda. Elleriyle ağzımı tekrar bastırıp."Meray tamam bak korkma hiç bir şey yapmayacağım. Sakin kal, ben seni için buradayım."
-Immm
Konuşamıyordum onu itiyordum ama koca bedeni tam aksina bana daha da yaklaşıyordu.
"Bak Meray sakinleş, ben sana asla zarar vermem tamam. Seni buradan almak için geldim."
-Hmm hmm.
başımı onaylarcasına salladım. Oda beni yavaşça serbest bırakıp bir adım geri gitti. Panik yapmamam için her iki ellini de yukarıda tutuyordu.
-Ne istiyorsun, nesin sen?
"Bak Meray söyleyeceklerimi iyice dinle, sen burada güvende değilsin. Ben seni kurtarmak için görevlendirilmiş Kainat meleği Dean'ım."
Bu ne zırvalıyor, kainat meleğiymiş..
-AHİNN İMDAT.
"Meray hayı.."
Bağırmamla gölge adam kayboldu ben ise korkudan olduğum yerde diz çöktüm. Ahin hızla içeri girdiğinde beni yerde gördüğü gibi hemen yanıma çöktü.
"İyi misin? .... Meray kabus mu gördün?"
-Be.. ben şey...
"Ne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PARANOYA
General FictionMeray kendi ölümünü kendi eliyle yazıp tüm kainatı lanetlemiş bir melekti. Bunun üzerine ölüm kabilesinden olan Ahin bu laneti tüm kainat üzerinden yok etmekle görevli olan ölüm meleğiydi. Ama Ahin ile Meray'ın geçmişleri onların peşlerini bırakabil...