¹¹

296 24 32
                                    

• • 𝕄𝕪 ℂ𝕙𝕚𝕝𝕕 • •

Onbir

Babanın, her zamanki gibi işinin yapması için çıkmasının üzerinden saatler geçmişti. Normalde işini yapması bu kadar uzun sürmezdi, akşama kadar gelmemesi nadirdi.

Her zaman ki gibi, tapınaktaki odanın içinde hiçbirşey yapmadan duruyordun. Bahçede oynamayı, gökyüzünde bulutları izlemeyi ve çiçek toplamayı çok özlemiştin. Ofladın ve kendini şiltenin üstüne attın. "Babacığım ve Uraume-san son zamanlarda çok tuhaf davranıyorlar. Acaba herşey yolunda mı?" Sıkıntıdan, bacaklarını havaya kaldırıp, yürüme hareketi yaparken aklından bunlar geçiyordu. Esnedin ve gözlerinin kenarlarında küçük yaşlar belirdi. Aynen öyle, acayip derecede sıkılmıştın.

Kapı açıldı ve elinde bir tabakla içeriye "Y/N-sama..." diyerek Uraume girdi. Ona sevinçle ışıldayan gözlerle baktın. "Uraume-san!" Doğruldun ve ona kocaman bir gülümseme sundun. Sana küçük bir gülümsemeyle baktı ve sakura mochilerle dolu tabağı önüne koymak için dizini kırdı, "Size biraz mochi hazırladım." Tabakta pembe renkli tatlılara baktın.

"Va canına! Teşekkürler, Uraume-san!" Bir tanesini alıp ağzına tıkıştırırken konuştun. Sen keyifle ağzındaki yiyeceği çiğnerken, yüzünde de bir gülümseme oluştu. Uraume senin bu çocukça haline gülümsedi ve sadece bir mochiyle bile nasıl mutlu olduğunu gördü. Bugün ne kadar yalnız ve sıkıldığını farketmiş, sana bu tatlıyı yapmayı karar vermişti. Ancak, yine de senin diğer çocuklar gibi normal bir çocukluk yaşayamadığın ve gerçek bir arkadaşınının olmaması gerçeği onu üzüyordu.

Bir Haku vardı, ama Sukuna çoktan onun icabına bakmıştı.

"Uraume-san, babacığım ne zaman dönecek?" Sorun Uraume'nin düşüncelerini yarıda kesmişti. Her daim yaptığı gibi gülümseyerek sana baktı. "Yakında dönecektir, siz merak etmeyin." Ağzında mochi varken kafanı salladın. Sahir ayağı kalktı. "Şimdi benim gitmem gerekiyor, siz atıştırmalıklarınızın tadını çıkarın." Tapınağı güvende tutmak için, başka birşey söylemeden hızla yanından ayrıldı. Omuz silkip, lezzetli mochilerine odaklandın. Sukuna'nın neyle karşı karşıya olduğunu veya evinize yaklaşan tehlikenin farkında değildin.

✿﹕ ︵︵✧₊︵︵ꕤ₊˚︵ ૮꒰˵• ᵜ •˵꒱ა ﹕ɞ

Sahirler Sukuna'nın etrafını sararken, adam yumruklarını sıkıca sıktı. İçlerinden biri, cesurca öne çıkarak diğer sahirlere önderlik etti.

Beyaz saç ve mavi gözler...

Gojo klanındaki en güçlü sahir [Satoru değil], lanetler kralı karşı durabilen ve onu yenebilecek tek sahirdi. Sukuna öfkeyle hırladı, tırnaklarını avuç içlerine batırdı ve kan akmasını sağladı. Sahir kıkırdadı, "Görünüşe bakılırsa, lanetler kralının enerjisi tükendi." Sukuna'yı dahada sinirlendirmek için onunla alay etti.  Ancak Sukuna tam tersi olarak sırıttı ve sinirini belli etmedi. "Tsk haddini bi, sahir. Sende gayete farkındasın ki, hepinizden çok daha güçlüyüm."  Gülümsemesi hala yüzündeydi.

Sahir tırsmadı ve sırıtarak konuşmaya devam etti: "fakat her güçlü varlığın bi zayıflığı vardır, bu bir canlı bile olabilir." Bu sözler Sukuna'nın olduğu yerde donmasına neden oldu. Senin varlığını keşfettiler mi? Lanetli ruh hızla kendini toparladı ve soğukkanlılığını korudu. "Yanılıyorsun. Benim herhangi bir zayıflığım yok." Sukuna kendinden emin bir tonda konuştu. Gojo tekrardan kıkırdadı.

"Peki ya, kızın?"

"Eğer ona birşey yaparsan-..."

"Çok geç, çoktan hizmetkârınız ile kaçmaya başlamıştır."

O an, Sukuna duraksadı ve sahirlerle olan dövüşü yeniden başladı.

Bu arada sen ise...

Temari topunla oynuyor ve onu duvara fırlatarak sektiriyordun. Uraume hızla odana girdi ve sana herhangi birşey söylemedi. "Uraume-san-..." seni alıp türbeden koşmaya başladığında daha cümleni dahi bitirememiştin. "Şimdi değil! Sizi alıp güvenli bir yere götürmem gerekiyor!" Onu ilk kez bu kada panik içerisinde görüyordun. Onun soğukkanlılığını kaybetmesine ve seni güvenli bir yere taşımasının altında bir neden olmalıydı.

Onlarla savaşma. Y/N'yi güvenli bir yere götür.

Tapınaktan kaçarken, efendisinin emri kulaklarında çınladı. Bazı insanların sizin peşinizden koştuğunu gördün. "Uraume-san, bu insanlar neden arkanızdan koşuyorlar?" Soruna hiçbir yanıt alamadın. Çünkü Uraume daha fazla birşey görememen için kafanı onun omzuna gömdürttü. Ancak insanların arkandan bağırdıklarını duyabiliyordun.

"Bu onun kızı!"

"Kaçmalarına izin vermeyin!"

"O sahiri durdurun!"

"Çocuk ana hedefimiz!"

Onların sözleri seni korkuttu ve bu senin hayatın pahasına Uraume'ye tutunmana neden oldu. Aniden Uraume her iki taraftanda lanet enerjisi geldiğini hissetti. "Başka seçeneğim yok! Özür dilerim, Sukuna-sama. Ama bu Y/N-sama'nın güvenliği için!"  Tekniği kullanmak için serbest elini kaldırdı.

"Buz şelalesi."

Elini buzla kaplayıp yere dokunduktan sonra Uraume, geçici bir koruma sağlamak için büyük miktarda buz çivisi üretti. Seni yere koydu ve ellerini omuzlarına koyup; "Y/N-sama, lütfen güvenli bir yere ulaşana kadar durmaksızın koşun. Kendinizi gizleyin ve babanız gelene kadar oradan çıkmayın." Dedi, sana sertçe bakıp hafifçe omuzlarını sıktı.

"Burada neler oluyor, Uraume-san? Bu insanlar kötü mü?"

"Merak etme, sana asla zarar veremezler. Şimdi koşun!"

Zaman kaybetmeden, küçük bacaklarının seni götürebildiği yere kadar koşmaya başladın ve Uraume'yi tehlikeyle başbaşa bıraktın.

Ne zamandır koştuğunu bilmiyordun, tek bildiğin saatlerdir koştuğundu. Ciğerlerin yanıyordu ve ayakların biraz olsa da dinlenmek için sana yalvarıyordu ama durmadın. Korkmuştun, gözyaşların daha fazla yerinde duramadı. "Neler oluyor?! Babacığım nerede?!" Koşmayı bırakmadan düşündün.

Genç zihnin neler olup bittiğini anlayamıyordu ama senin tek dileğin biricik ailenin güvende olmasıydı.

✿﹕ ︵︵✧₊︵︵ꕤ₊˚︵ ૮꒰˵• ᵜ •˵꒱ა ﹕ɞ

+Ay çok heyecanlı....

+Acaba kurtulcak mıyız?🤔🤔🤔

+Acaba kurtulcak mıyız?🤔🤔🤔

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
‧₊˚♡𝐌𝐲 𝐂𝐡𝐢𝐥𝐝ღ ᵂⁱᵗʰ ᴿʸᵒᵐᵉⁿ ˢᵘᵏᵘⁿᵃ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin