Haber

96 7 42
                                    

"Size refakat edecek bir yakınınız yok mu?" Serumun akış hızını ayarlarken bir yandanda savaşla konuşmaya çalışıyordu hemşire kız. savaş ise daldığı rüyalardan uyanalı 4 saat olmuştu, camdan dışarıyı seyrediyor.arada bir kolundaki kelepçeyle bakışıyor tekrar umutla bekliyordu, uçan martılara bakıyor. annesi ile sohbet ediyordu nadir anlarda.
Kurtuluş ortada yoktu, şaşırmamıştı ama onu bekleyecekti. umutlandığı tek konu ise mahkemede onu görebilecek olmasıydı.

Vurulmasının ve ifade vermesinin üzerinden 4 gün geçmişti, savaş hemşirelere ve çevresine ne kadar sorarsa sorsun kurtuluşunun durumunu, nerede olduğunu hala bilemiyordu. belki kenan biliyordu ama görüştürülmesi yasaktı ikiside tedbir amaçlı kelepçelenmişti.

Savaşın yine afakanları basmıştı, kurtuluş onu böyle bırakıp gidemezdi. Tamam affetmezdi ama bir şekil yine konuşurlar diye düşünüyordu, yanılmış ihtimali onu içten içe kemirirken 2 günden beri yaptığı tek şeyi yaparak dışarıyı izliyordu.

Kapının çalınması ile annesi yada hemşirenin olabilme ihtimaline karşı "Müsait değilim" diye bağırmıştı ama dikişlerini unutmuştu. Acıyla bir elini vurulduğu göğsünün alt kısmına koydu, ufak bir operasyon geçirmiş mermi çıkarılmış, dikiş felan atılmıştı ama acısı dün gibi tazeydi. Sanki o silahı kurtuluş çekmiş, kurtuluş ateş etmişti ona öyle içi yanıyordu

Adım seslerinin geldiği yöne çevirdi bakışlarını, polisler gelmişti. İfadeler tutmuyor gibiydi o yüzden tekrar ensesindelerdi savaşın. Netliğe ulaşması için dua ediyordu, artık ne olacaksa kaderineydi fakat hala kurtuluştan bir hareket bekliyordu sanki çok imkanlıymış gibi..
Birkaç sorudan sonra asıl konuya gelmişlerdi.

"Savaş bey,Kenan Ataç'ın verdiği ifadeye göre Kurtuluş Kaya'yı zorla rehin almışsınız."

Savaş kaşlarını çatarak polislere dikti bakışlarını, düpedüz iftira atıyordu pezevenk.

"Hayır tabii ki, ben sadece evime gidiyordum tesadüfen karşılaştım Kurtuluşla. Hem aynı mahalle de oturuyoruz karşılaşmam gayet normal,  Aramızda olan bir olay hakkında konuşuyorduk, sonradan o... Kenan geldi işte"

Bir polis gerekli notları tutarken, diğeri savaşı izliyordu. belki hareketlerini izliyordu doğruluk amacıyla ama zaten savaş doğru söylüyordu

"O zaman neden vurmaya kalkıştınız Kenan Ataç'ı?"

Sabır, sadece sabır diliyordu Allah'ından

"Beni tahrik etti Kenan, zaten ilk silahı doğrultan kişi de o idi."

polislerin aynı şeyleri yapması ve bitmeyen sualleri savaşı boğuyordu resmen, onun istediği sadece kurtuluş ile konuşmaktı.

"Peki ifadenizi yeniledik, mahkeme kararı netleşene ve iyileşene kadar sizi kelepçeli tutmaya devam edeceğiz."

Savaş soru sormak istese de hiç hali yoktu, giden polisleri izlerken arkalarından giren annesine baktı.

"Anne?"

Züleyha Hanım ellerinde birkaç poşetle dinlenme koltuğuna oturmuştu. yorulmuş olduğu gözünden belliydi

"Daha iyi misin oğlum?"

"Şu polisler tepemin tasını attırdı yine, gereksiz sualler"

"İşlerini yapıyorlar onlarda, pezevenk herif nasıl iftira attıysa sana artık"

"Valla hiç açmalayım anne konusunu"

Annesinin sözlerini kesip atmak için tekrar dışarıyı izlemeye başladı ama yerinde kıpırdanan ve söyleyecek sözü olan annesi bu sessizliği bozacaktı.

KURTULUŞ İÇİN SAVAŞLAR | BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin