1| İlk Geceler

335 24 63
                                    

Final sonrası:
Büge ölür
Barış ve Fırat hapse girerler
_______________________

Bana oynadığı kaçıncı oyun bu, bilmiyorum. Tıpkı daha önce de yaptığım gibi; hücrenin duvarlarına kazıdım bazı şeyleri. Yerlerde de aynı şekilde bıraktığım kanlı yazılar. Birden nasıl kanla doldu etraf, anlayamadım açıkçası. Tırnaklarıma baktım sonra. Biraz olsun anlamıştım.

Hafızamın kalıcı olarak gideceğini sanıyordum. Bunun için Nazlı'ya bıraktığım birçok video, fotoğraf ve mektupların artık bir önemi kalmadı. Çünkü yine ayrı düştük onunla. Ben yine hapishanedeyim. O da Hacı'nın yanında. Büge'yi öldürmekten girdim hapse. Komik değil mi? Bunca zamandır korumaya söz verdiğim kişinin ölümüne sebep olmak... Artık duygu bile hissedemediğimi farkediyorum bazen. Doktor beynimin silineceğini söylemişti. Oysa ben hâlâ her şeyi ilk günkü gibi hatırlıyorum. Her şeyi.
Barış'ı. Büge'yi. Savaş'ı. Öldürülen karımı. Kızımın yaşadıklarını. Barış'ı. Mahkeme salonlarını. Duruşmaları. Mahkumluk zamanlarımı. Kaçışımızı. Barış ve çetesini. Cemre'yi. Barış'ı. Ona olan nefretimi çok iyi hatırlıyorum.
Unutmak mümkün değil zaten.

"Adalet er ya da geç yerini bulacak." Bunca zaman bunu söyledim, buna göre hayatımı yönlendirdim. Ama günün birinde psikopat bir katil karşınıza çıktığında da bunu söyleyebilmelisiniz. Öylesine söylenmiş bir söz değil bu. Hayatınızın merkezine koyduğunuz bir şey. Öyle yaptım.
Hallederim sandım. Barış'ın Melike Demirbaş'ı öldürdüğünü anladığımda olayların bu hâle geleceğini, başlarda kestirememiştim elbette. Ne yaptıysam olmadı. Karımı aldı benden, geleceğimi, kızımı, kariyerimi, aklımı. Ama bir gün olsun pes etmedim, edemezdim. Hapishanede aklım yerimde değilken bile savaştım onunla. Sasha'dan yardım almasa bu kadar şey yaşanmamış olacaktı belki de. Tam bir... fahişe.

Hayatımı mahveden o ikiliye karşı nefretim asla bitmeyecek. Hatta tüm hafızam silinse bile, bana yaptıklarını unutamam. Çok yara açtılar bende. Birsürü acı, ölüm... Sözde asla ona benzemeyecektim. Er ya da geç yakalayacaktım onu. Bana hep aynı şeyi söylerdi: "Her zaman bir ihtimal vardır.", "Sen beni hiçbir zaman yakalayamayacaksın savcı." Öyle de oldu. Ne onu hapse tıkabildim ne de kendimi kurtarabildim bu mahkumluktan. Ayrılamaz bir parça gibi hep yan yana geliyoruz onunla. Öldürmek istesem de öldüremiyorum. Sadece bir an. Bir an onu gerçekten öldürmek istedim. Büge gelip ateşin önüne atlamasaydı, zaten öyle olacaktı. Aptal kadın. İğrenç bir varlık uğruna öldüğüne değdi mi? Hem kendini, hem Can'ı, hem Nazlı'yı hem de beni yakıp gittin. Gerçekten kendini feda etmene değdi mi? Aptalsın sen. İğrenç bir aşk uğruna yaptıklarına da bir bak.

Kafamı sallayarak boş, rutubetli duvara karşı güldüm. Aklımı yitirmiştim. Duygu bile hissetmezken, hâlâ nasıl her şeyi hatırladığımı sorguladım. Bunun için de lanet ettim kendime. Sikik kafamı neden susturamıyordum?! Neden bir insana kıydım?!
Ama... evet biliyorum. O siktiğimin herifin aşık olduğu kadını öldürerek ben bir hata yapmadım. Onun yüzündendi her şey. O yüzden öldü. Ben sadece yapmam gerekeni yaptım.

Hücreye atılışımın 5. saati. Barış'ı dövmekten soktular beni buraya. Ağzını burnunu kırdım. Karşılık vermeye çalıştı. Ama onun hâli benden de beter. Hah! Gerçekten bu kadar mısın yani? N'oldu Barış? Sevdiceğini öldürdüm diye fazla mı üzüldün? Ya ben? Ben ne yapayım? Bunca zamandır çekmediğim çile kalmadı senin yüzünden. Sadece baban seni sevmedi diye, bütün bunları yapma hakkını kim verdi sana? Şımarık piçin tekisin. İyi ki de sevmemişler seni.
Ve şimdi ikinci kez hapishanedeyim. Yine senin yüzünden. Senin yüzünden bir insana kıydım ben. Sana benzedim. Öldürmem gereken kişi senken, bir başkasını öldürdüm. Bana bakışını hatırlıyorum. "N'aptın lan sen?" demiştin yüzündeki acıyla. Ellerim titredi o an. Tanıdık gelmişti. "N'aptın lan sen?"...
Hatırlarsın değil mi? Zeynep'i öldürmüştün. O zaman ben de aynı şeyi sana sormuştum.

Another Universe | Fırbar Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin