1. Bölüm "Yüzbaşı Kurt."
'Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını?' demiş Şems-i Tebriz'i...Bende değişime teslim olmayı tercih ettim. Evdeki düzenim bozulalı 5 yıl olmuş bende o bozuk düzene dayanamayıp zorunlu görevim için önce Sivas'ta görev yaptım. Şimdi ise yolum Hakkari'ye düşmüştü. Eski sevgilim ve kuzenim Ayaz'la ayrılalı çok olmuş onu komple unutmak için gittiğim Sivas bana ilaç gibi gelmişti. Açıkçası hayatımda yaptığım en büyük saçmalık kuzenimle yaşadığım sözde ilişkiydi. Bu saçma ilişki en son aldatılmayla sonuçlanmıştı. Ne kadar şaşırtıcı değil mi? Sivas'taki görevimi bitirdiğimde eve dönmek için heyecanlıydım. Evime döndüm huzurlu yuvama.. ama burada da huzurum yine kısa sürmüştü. Aslında tam toparlandım derken babamı kaybetmek beni bir kez daha yıktı.
Küçüklüğümün hem aşkı hem de kabusuydu babam. Dengesizdi, genel olarak harika anılarımız vardı. Daha acım tazeyken evden gitmek istemesem de mecbur kalmıştım. Babamı düşündüğüm an gözlerime inen göz yaşlarımı hafiften silip güçlü görüntüme geri döndüm.
"Adınız?"
"Defne, Defne Mutlu."
Askeri lojmanların önünde valizimle bekliyordum. Taksiden yeni inmiştim. Asker önündeki listeye bakıp bana anahtarımı verdi.
"Hoş geldiniz doktor hanım. Hüseyin sana eşlik etsin."
Adının Hüseyin olduğunu öğrendiğim asker ben daha itiraz edemeden elimden valizi aldı ve benim eşlik etmem için eliyle önünü gösterdi. Birden "Başınız sağ olsun." diyen Hüseyin ile bakışlarımız buluştu. Babam burada daha önce görev yaptığı için askerler arasında biliniyordu. Ne diyeceğim belliydi, bu cümleyi her asker çocuğu bilirdi. Babamı ilk kez üniformayla gördüğümüz zaman babamın bize öğrettiği ilk cümle buydu. Biri bir gün ondan için başınız sağ olsun derlerse cevabınız bu olsun demişti. Vatan sağ olsun...
"Vatan sağ olsun."
Dairemin önüne geldiğimde Hüseyin valizimi kenara bırakıp başıyla selam verdi ve gitti. Evin içine girdim. Üstü kapalı koltukların üstünü dahi açamadan koltuğa oturdum. Yarından itibaren göreve başlayacak bir doktor olarak bugün hem evime yerleşmeli hem de dinlenmeliyim. Diğer türlü zor yetiştiririm. Valizimi açıp ilk olarak en üstte duran babamın fotoğrafını elime aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elbruz
Teen FictionBizim kaderimiz onun vurulmasıyla kesişmişti ve Allah korusun birimizin vurulmasıyla bitecekti. Sanırım bu onu ölene kadar seveceğim demenin başka bir şekliydi. İnstagram... elbruz_blackpearln