Daha önce hiç yalan söylediniz mi? Gerçi bu çok doğru bir soru olmadı. Herkes hayatında en az bir kere yalan söylemiştir. O zaman şöyle düzelteyim hiç benim kadar büyük bir yalan söylediniz mi?"Babacığım biliyor musun anatomi dersinin sınavları açıklandı."
"Kaç almışsın güzel kızım?"
"Yüz."
"Aferin benim akıllı, çalışkan kızım."
"Babacığım sen nasılsın? İtalya'da mutlu musun? Eşin nasıl?"
"Mutluyuz. Her şey yolunda. Merak etme canım benim. Aa, bak Aylin ablan geldi. Aylin, Gül ile görüntülü konuşuyoruz. Gelsene."
Aylin abla ekrana girip konuşmaya başladı.
"Öyle mi? Gülcüğüm, nasılsın? İyi misin?"
"İyiyim Aylin abla. Teşekkür ederim. Siz nasılsınız?"
"Biz de iyiyiz. Yok bir yaramazlık."
O sırada babam araya girdi.
"Aylin biliyor musun benim akıllı kızım anatomi dersinden yüz almış."
Aylin abla büyük bir gururla kameraya baktı.
"Ne diyorsun? Aferin Gülcüğüm tıp bölümünde anatomi en önemli derslerden biridir. Böyle devam et."
"Teşekkür ederim Aylin abla."
"E günlerin nasıl geçiyor? Hep ders mi çalışıyorsun?"
Biraz daha kısık sesle
" Yok mu görüştüğün bir çocuk?"
Diye sordu. Yanaklarım anında kıpkırmızı kesildi. Bu konuları konuşmayı hiç sevmiyordum.
"Hayır tabii ki de. Ders çalışmaktan sosyal hayatım falan kalmadı. Arkadaşlarım ile yaptığımız tek aktivite oturup ders çalışmak"
Babam tekrardan araya girdi.
"Zaten benim kızım daha küçük"
Bütün babalar böyle olmak zorunda mıydı?
"Ne küçüğü baba? Yirmi yaşındayım"
"Bana göre küçüksün. Ama sana hep söylüyorum. Kendini kısıtlanmış hissetme. Ben senin hayatına karışamam. Çünkü sana güveniyorum canım kızım. Sen benden hiçbir şey saklamazsın. Eğer bir erkek arkadaşın olursa bana söylersin"
"Tabii ki babacığım. Sen içini rahat tut . Yok öyle bir şey"
Birbirimize bakıp gülümsedik. Babamın yüzü birden ciddileşti.
"Kızım abin seni aramıyor değil mi?"
"Abi mi? Sadece on dakika önde doğdu diye mi? İkiziz biz baba."
"Sen soruma cevap ver."
"Aramıyor baba."
"Aman aman, aramasın. Serseri."
"Tamam o zaman babacığım ben akşam yemeğini hazırlamaya gidiyorum. Sonra ders çalışacağım. Görüşmek üzere."
İkisi aynı anda
"Görüşürüz"
Diyerek el salladılar. Görüntülü aramayı kapattığım anda kapı açıldı. Yüreğim ağızıma gelmişti. İti an çomağı hazırla. Kapıdan içeri sanki başka kıyafeti yokmuş gibi sürekli giydiği gri eşofman altı, siyah t-shirt'ü ve benimki gibi sarı saçları ve yeşil gözleriyle Görkem girdi. Montunu ve ayakkabısını kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rüzgâr gülü
RomanceSorumluluk... Bu kulağa ne kadar basit bir kelime gibi geliyor değil mi? Ama bu on harflik, basit kelime bazı kişilerin ömürlerini tüketebiliyor. Mesela yıllarca bıkmadan usanmadan çocuklarının sorumluluğunu yüklenen anneler, çalışanlarından sorumlu...