❗Uyarı❗
Kitap çalıntı değildir, tamamen kurgudur. Krallık isimleri kafadan sağlanmıştır.Giriş bölümü kesin okuyun çünkü sonraki bölümde kafanız karışabilir! Oy ve yorumlarınızı bekliyorumm★
10 yıl önce
Bir zamanlar iki krallık vardı. Bu iki krallık arasında bir anlaşmazlık oluştu, bu anlaşmazlık savaşa kadar uzadı. Savaş oncesinde anlaşma yapmak için iki kral da savas alanının ortasına geldi.
Emerald kralı, vücudunu dikleştirdi ve yüzünü ciddi bir ifadeye bıraktı. "Ne istiyorsun?" Anka kralının yüzünde sinsi bir sırıtış belirdi. "Ne istediğimi söylediğimde kabul edecek misin?" Emerald kralı, Anka kralını şüpheli gözlerle suzmeye başladı. "Söylediğin şeye göre değişir." Dedi. Anka kralı önce kafasını sağa çevirdi, dudaklarını ıslattı ve tekrar Emerald kralına döndü. Dudaklarını aralayıp konuşmaya başladı. "Kızını, 21 yaşına geldiğinde oğluma istiyorum."
Duyduğu cümle ile birlikte Emerald kralının çenesi kasıldı, nefes alış verişleri sertleşti. Dişlerinin arasından konuşmaya başladı. "Asla...!" Tabii ki de kızını vermeyecekti, kızını seviyordu. Ölse bile bu günkü savaşta kaybetmemek için elinden geleni yapacaktı, krallar tekrar eski yerlerine döndüler. Atlarını duzelttikten sonra ellerini yumruk yapıp havaya kaldırdılar, ellerini açtıkları an savaş başlayacaktı. Emerald kralı ilk elini açan olmuştu, sınırlıydı bu yüzden düşüncesiz bir şekilde haraket ediyordu.
Bir süre sonra kılıç sesleri, çığlıklar, acı dolu inlemeler hepsi birbirine karıştı. İki kral da bu sırada kendi aralarında savaşıyorlardı. "Vaz geç Hector, Victoria her türlü benim olacak!" Emerald kralı dişlerini sıktı. "Sana kaybetmeyeceğim, Peter!"
Anka kralı sırıttı. "Adamların daha ne kadar dayanabilir sence? Benim adamlarim onlardan bin kat daha güçlü," ikiside geri çekildiler. Emerald kralı kaşlarını çattı, "ne zırvalıyorsun!"
Anka kralı kollarını iki yana açtı. "Gözlerini aç biraz hector! Baksana adamların zor dayanıyor! Yıllardır bu savaş için hazırlanıyorum ben! Vazgeç..." Anka kralının yüzü soldu. "Yoksa sana zarar vermek zorunda kalabilirim..." Emerald kralının kaşları çatıldı. Anka kralının dedikleri bir türlü anlam veremiyordu.
Bu savaşın bir kazananı olacaktı, sadece bir kız için bu savaş yapılır mı? Yapılırdı. Çünkü bu kız diğer kızlar gibi değildi, bu kız doğduğu gün doğanın gücünü elde etmiş bir kızdı. Bir çok bebeğe bu büyü aktarıldı ama bebekler kaldıramadı, kehanete göre sadece bir bebek bu güce sahip olabilecekdi. Hiçbir bebek kaldıramayınca insanlar artık umudunu kesdi ve kehaneti bir yalan olarak kabul ettiler. Emerald krallığının kral ve kraliçesi de umudunu keseceği sırada bebeklerine aktarıldığında bebek bu büyüyü kaldırdı. İşte o zaman anlaşıldı ki kehanet sadece taşıyıcısını bekliyordu.
Savaş devam ediyordu, herkes hem yorulmuş hem de baya yaralanmıştı. "Yeter Hector, adamlarının yarısını kaybettin." Emerald kralı nefes nefese kalmıştı, biliyordu. O da kaybedeceğini biliyordu. Adamlarına baktı, hepsi yorulmuş ve kan kaybediyordu. Derin bir nefes verdi dışarı. "Pes ediyorum! Ama şunu bil, bu bir son değil." Sonra adamlarına döndü, "saraya geri dönüyoruz." Dedi ve sonra Anka kralına döndü. "Bu savaşı asla kaybetmedim!" Dedi ve adamlarının peşinden sarayına doğru yola koyuldu...
Saraya geldiklerinde olayı anlattı, kraliçe bunu duyunca neredeyse sarayı altına üstüne getiriyordu "Vermem! Biricik kızımı vermem! Kullanacaklar onu, gücünü kullanacaklar!" Kral, kraliçeye sarıldı, "kızımıza iyi bir eğitim vereceğiz, kullanılmasına kendisi bile izin vermeyecek!" Sonra odaya birisi girdi. Bakışlarını kapıya yönlendirdiklerinde kızlarının geldiğini gördüler. "Baba, annem iyi mi?" Dedi küçük kız endişeli bir ses ile.
Babası kolunu ona uzattı ve gelmesini işaret etti. Kız koşarak babasının yanına gitti. O babasına sarıldı, babası da ona sarıldı. "İyi kızım." Dedi ve saçlarından öptü.
Bu bir ilk değildi ama son da değildi, kızın hayatı doğduğunda değil 21 yaşına geldiğinde başlayacaktı. Kendi kararlarını vermesi gereken bir yola çıkacaktı...