28.Bölüm ❇ Onun İçin

827 58 49
                                    

Violetta'dan;


"Şunu da alalım! Çok harika, değil mi?" Camila, dolabımdan çıkardığı bir eteği önümde sallarken ona arkamı dönüp yatağa uzandım. Konuşmak istemiyordum, bir yerlere gitmek istemiyordum, giysilerim umurumda değildi. Ben sadece hastanede, León'un yanında olmak istiyordum. Neden getirmişlerdi ki beni buraya?

Arkamda olduğunu yatağın yana doğru hafifçe çökmesinden anlamıştım. Yatağa uzanıp bana arkamdan sarıldı. En son León bana böyle sarılmıştı. Ve onu kovmuştum.

"Violetta... yapma böyle. Günlerdir sesini duymuyoruz. Korkutuyorsun bizi." Bir eliyle saçlarımla oynuyordu. Bu sefer rahatlatmamıştı saçlarımla oynaması.

Gözyaşları gözlerimden art arda dökülürken, "Neden uyanmıyor?" diye mırıldandım. Sesim tahminimden çok daha güçsüz çıkmıştı. "Neredeyse bir ay oldu. Hep uyuyor. Çok uyumazdı ki, o. Erkenden uyanırdı. Bu kadar uyuması iyi değil, değil mi?"

Burnunu çektiğini duyunca onun da ağladığını anladım. "Belki de erken kalkmaktan yorulmuştur. Dinlenmek istiyordur. Bir de seni kızdırmak istiyordur. Bu konuda harika, biliyorsun."

Elimle gözyaşlarımı sildim. Şimdi burada olsaydı gözyaşlarımı siler, ağlarken iğrenç göründüğümü söylerdi. Tabii bende ona gülerken, ağladığımı unuturdum.

"O iğrenç herif beni öldürmek istiyordu. Keşke oraya León gelmemiş olsaydı. En azından onun iyi olduğunu bilerek rahatça uyurdum." Günlerdir olduğu gibi yine o gün aklıma geliyor, kendimi suçluyordum. León'un olduğu tarafta ben olabilirdim. Ya da birkaç adım atarak ona yaklaşır, ben vurulurdum.

"Violetta," diye çıkıştı Camila. "Şöyle söyleyip durma artık. Düşünsene bir; León'da seni böyle seviyormuş falan. Ki bence öyle. Yoksa neden geri dönsün? Dönmezdi. Umurunda bile olmazdın. Her neyse, ne diyordum ben? Hah, onun seni, senin onu sevdiğin gibi sevdiğini düşünsene. Sen vurulduğunda kahrolurdu. León, bu! Duvarlara yumruk ata ata sen kendine gelene kadar hastanedeki duvarların içine çökmesine sebep olur, hepimizi hastaneden attırırdı. Sen de yalnız yalnız uyanır, kimse yokmuş diye düşünüp tekrar uyur, bir daha da uyanmazdın." Burnunu çekerken kıkırdıyordu. İster istemez bende gülmeye başlamıştım. Yerleri değiştirmiş olsak böyle davranma ihtimali cidden vardı.

Camila yatakta oturup beni de kaldırdı. "Böyle düşüneceksin artık! Uyandığında seni yaratık gibi görürse uyanmaya küser çocukcağız. Hadi git banyo yap. Kaç gün oldu. Bu üstündekileri de çıkart artık. Eteğinde kurudu kan."

Üstümdekilere bakınca gözlerim yine dolmuştu. Camila kaşlarını çatarak bana baktığında kendimi biraz toparlayıp başımı olumlu anlamda salladım. Yataktan kalktıktan sonra da Camila'nın yardımıyla üzerimdekileri çıkarttım ama ayakta duracak halim yoktu. Günlerdir uyumamanın ve doğru düzgün yemek yememenin cezasını çekiyordum şimdi.

"Violetta, banyo yapmana yardım edebilirim istersen?" diyen Camila'ya, fısıltıdan farksız sesimle, "Lütfen," demiştim.

Kolumdan tutup bana destek oldu. "Havlular nerede?"

"Gardırobun çekmecesinde."

Minik minik adımlarla dolabın çekmecesini açmaya gittik. Çekmeceden iki havlu alıp birini bana sardı. "İçeride erkekler var, utanabilirsin diye sardım."

Odadan çıktığımızda içeridekilerin başları direkt bize dönmüştü. Felix hemen oturduğu koltuktan kalkıp Camila'ya, beni yürütme konusunda, yardım etti. Banyoya girene kadar da bizimleydi. Ona daha sonra teşekkür edecektim tüm olanları bir kenara bırakıp.

Duşa kabine girdiğimde nihayet oturabilmiştim.

"İstersen küveti doldurayım, rahatlarsın biraz. Ne dersin?"

✖ UZAK ✖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin