Bölüm Şarkısı:Aç Gözünü-Kurtuluş Kuş & Tuğçe Kandemir
Boş bir salıncağa geçtik. Emre gözüktü. "Küsmüsünüz hâlâ?" dedi hüzünle. "Hayır,şapşal" dedim gülerek. "Ohh iyi bari" dedi derin bir nefes alarak. "Ama eğer bir daha yaparsan affetmem" dedim ciddiyetle. "Affetmeyiz" diyerek düzeltti Alev beni. Kafa salladım. "Tamam tamam" dedi Emre oturarak.
Otururken parti çocuğu geldi Alev'i alıp gitti. "Mıç mıç sümük" dedim arkasından çocuğun. "Alev daha iyilerine layık" dedi Naz bana katılarak. "Kesinlikle" dedim.
"Şarap?" dedi Emre bize dönüp. "Ben alıp gelirim" dedim ayağa kalkarak. Mutfağa doğru gittim. Açık alandaydı zaten. Mutfağa girdiğim de Doruk bir kaç alkolü birbirine karıştırıyordu. Takmayarak şarap şişelerinin olduğu yöne ilerledim. Üç tane şarap bardağı alıp doldurmaya başladım.
Doruk bana döndü. "Güzel olmuşsun" dedi ağzının içinde. Cevap vermedim. "Denemek ister misin?" dedi Doruk alkolleri karıştırdığı bardağı bana uzatarak. "Hayır" dedim net bir sesle. Ona bakmıyordum. "Çok üzülürsün" dedi bir yudum alarak. "Emin ol daha mutlu olurum denemeyerek." dedim ciddiyetle. "Hadi ama" dedi Doruk.
"Söylesene niye şuan benimle konuşuyorsun?" dedim göz ucuyla ona bakarak. "Başka biri yok" dedi bir yudum daha alarak. Kalbim kırılmıştı. Niye bilmiyordum ama kalbim kırılmıştı. "Dışarı çık. Herkes başına toplanır" dedim tekrar önüme dönerek. "Sıkıcılar" dedi omuzlarını silkerek. "Git başımdan" dedim şarapları doldurmaya devam ederken. "Ama konuşuyorsun benimle" dedi tezgaha yaslanarak.
Sinirle nefesimi verdim. "Aç gözünü kimse seni aslında sevmiyor Naz dışında. Dışardakiler sırf yakışıklısın diye seninle ilgileniyor" dedim ona bakarak. Normal bir şekilde bakarak değil. Nefretle bakarak. Tiksintiyle bakarak. "Yakışıklı mıyım?" dedi diğer dediklerimi umursamayarak.
Bi an da ona dönüp,şişe de kalan şarabın hepsini onun başından aşağıya döktüm. "Öyleysen bile artık değilsin" dedim sırıtarak. "Benden uzak dur Doruk Öztürk" dedim ve şarap bardaklarımızı alıp çıktım.
O şarabı döktüğüm de bile sırıtıyordu. Emre ve Naz'ın yanına oturdum. "Nerde kaldın?" dedi Naz. "Şu salak abin lafa tuttu beni" dedim umursamayarak. "Abim mi?" dedi şaşkınlıkla. Ondan nefret ettiğimi bildiği için takmıyordu küfür etsem bile.
"Evet,abin noldu?" dedim normal bir şekilde. Sonra kafama dank etti. "Sen abimle mi konuştun?" dedi sırıtarak. "Zorla" dedim geçiştirerek. Emre de sırıtıyordu. "Hatta onun başından aşağıya şarap döktüm" dedim gururla. "Ne yaptın? Ne yaptın?" dedi Emre.
"Şarap döktüm" dedim tekrar gururla. "Selen sen delirdin mi?" dedi Emre şokla. "Yoo gayet iyiyim" dedim. "Bazen hakediyor abim" dedi Naz gülerek. "Bazen mi?" dedim ona bakarak. O hâlâ gülüyordu. Karşımızda ki masa da 2 oğlan vardı. Gülüşüyorlarken dediklerini duydum. "Bu kızlar da ne güzelmiş" dedi biri diğer masalara bakarak.
"Birini alsak mı?" dedi öbürü kahkaha atarak. Diğeri de kahkaha atarak. Derin derin nefesler alıyordum. 'Sakin Selen' diyordum kendime. Naz çoktan sarhoş olmuştu. Ben çok içmeyecektim. Emre de çok içmemişti.
Alev ortalıkta yoktu. Onlar hâlâ gülüşürken ayağa kalktım ve Naz'ın elinden şarap bardağını aldım. "Yaa" dedi Naz. Umursamadan kendi bardağım ve Naz'ın bardağın da ki şarapları oğlanların üstüne döktüm. "Salak kız!" dedi biri.
"Napıyorsun manyak!" dedi öbürü. Ben kahkaha atmaya başladım. Biri benim üzerime gelmeye başladı. "Başlıyoruz demek" dedim sırıtarak. Emre şok için de beni izliyordu. Naz da öyle. Elbisemin kollarını sıyırdım. Herkes bizi izliyordu. Üzerime gelen bana doğru atlamaya yeltendiğinde,bi tane yumruk geçirdim.
"Ahh!" diye bağırdı yüzünü tutup. Diğeri geldi bu sefer. Ona da bi tane yumruk geçirdim. Doruk'ta bana bakıyordu. "Ay kıyamam" dedim alayla. "Bitireceğim seni!" diye bağırdı biri. İkisi de burnunu tutuyordu. "Ay çok korktum!" dedim alayla sırıtarak. Bi tane daha tekme attım birine.
Yere düştü ve yerde kıvranmaya başladı. "Seni orospu!" dedi diğeri üstüme gelirken. Onun da bacak arasına tekme attım ve "Ağzını topla koçum" dedim gülerek. "Hadi bu da size kapak olsun" dedim ve mutfağa doğru yürümeye başladım. Arkamdan Emre'ye bakıp 'Çıkarken ara mutfaktayım' bakışı attım. O da dediğimi anlamış olacak ki kafasını salladı.
Oğlanlar kalkıp koşarak gittiler. Kollarımı indirip mutfağa girdim. Arkamdan Doruk girdi. O ağır parfüm kokusundan anlamıştım. Arkama bile bakmadan "Rahat bırak beni" dedim bardak alırken. Su içecektim. "Alışkanlık oldu heralde" dedi Doruk sırıtarak.
Şarap lekesi hâlâ duruyordu ama bi tık kurumuştu. "Ne?" dedim su doldururken. "Birilerinin başından aşağıya şarap dökmek" dedi sırıtmaya devam ederken. "Doğrudur" dedim gururla. "Dikkat et de,bir tane daha şişe başından aşağıya dökülmesin." dedim suyu içip. "Güzel dövdün yalan yok" dedi.
Cevap vermedim. "Niye dövdün peki?" dedi elin de hâlâ o yaptığı içecek vardı. Yarısına gelmişti. "Kadınlar hakkın da olur olmadık pislikçe şeyler derlerse herkesi döverim" dedim bastıra bastıra. İşaret parmağımı göğüsüne koyarak "Seni de" dedim sertçe. Bu konu da çok hassastım.
"Tamam başkan" dedi ellerini havaya kaldırarak. "Adam ol" dedim hafifçe sırıtarak. Bugün nolmuştu bilmiyordum ama Doruk'la konuşuyordum. Alev'e desem beni hasta sanardı. Naz ve Emre düşündüğümden daha az şaşırmışlardı. Suyumu tamamen bitirdim. Tezgaha yaslandım ve duvara bakmaya başladım.
Saat 21.00 oluyordu. O da sustu,bende sustum. "Selen" dedi Doruk duvara bakmaya devam ederken. "Ne var?" dedim sertçe. Sert olmaya çalışıyordum. "Dağ ayısı mısın be kızım" dedi Doruk iç çekerek. "Dağ ayısı sensin aptal" dedim istifimi bozmadan. "Öyle demek istemedim" dedi. "Ne demek istersen de umrum da değil" dedim bastırarak.
Yüzü düştü bi tık ama hâlâ gülümsüyordu. "Şu sırıtışıni bi bırak" dedim dayanamayarak. "Niye?" dedi bana dönerek. "Yakışmıyor" dedim. Aslında o kadar yakışıyordu ki... 'Selen sert davran' diyordum kendi kendime.
"Sana yakışıyor" dedi omuzlarını silkerek. Ufak bir şekilde gülümsedim. Ama hemen yüzüm de ki gülümsemeyi sildim. Ona dönüp,"Bugün başına ne düştü bilmiyorum ama şu tavrından vazgeç" dedim. "Hangi tavrımdan?" dedi tek kaşını kaldırarak. "Bana iyi davranmaya çalışma" dedim sertçe.
Cevap vermesin beklemeden,topuklu ayakkabılarımla ses çıkara çıkara mutfaktan çıktım. Bana iyi davranmasındı çünkü alışık değildim. Bana iyi davranmasındı çünkü ondan tiksiniyordum
Emre'gilin yanına gittiğim de Alev yanlarındaydı. "Nerdeydin?" dedim kızar gibi yaparak. "Olanları duydum. Bravo aşkım" dedi gülerek. "Nerdeydin?" dedim tekrardan. "Şuralarda ki masalardaydım" dedi Alev. Bazen karı-koca olabiliyorduk Alev'le.
Ben karı o koca. Bana hesap verirdi her zaman. Ben sormasam da kendisi gelir derdi. Alışmıştık çünkü. "Hadi gidelim artık" dedim gülerek. Naz'ı taşıyarak arabaya koyduk. Emre'ye dönüp "Seninle barışmış olabiliriz,ama şuan naş naş yer yok" dedim elimle kış kışlayarak. "Ooff tamam" dedi derin bir nefes vererek.
O gitti,ben de arabaya bindim. Kızları evlerine bıraktım. Naz'ı bi tık zor oldu ama olsundu. Biricik kızlarımdı onlar benim. Eve gelince saat 21.37 olmuştu. "Hadi bakalım Selen. Gazamız mübarek olsun" dedim kapının önünde. Anahtarla içeri girdim.
***
Hello everyone!! İngilizcem mükemmeldir(!) Neysee güzel ilerliyor muuu???
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ateşten Kaçmak
RomanceSelen Yıldırım ve Doruk Öztürk birbirinden ölesiye nefret ediyorlardır. Ama kader onları birleştirip durur. Peki ya birbirlerinden nefret etmeye devam mı edecekler yoksa kendilerini birleştirecekler mi?